Sevişmeyi bile bırakmışlar

Sevişmeyi bile bırakmışlar
6 Ekim 2014 09:15

Çocukluğumda bir market poşetiyle Kartal sahiline iner denizden henüz dönmüş balıkçı teknelerine yanaşırdık.

 

 

Çağların IŞIK H&H YORUM

 
Kalabalık olurduk çoğu zaman, 8-10 arkadaş gittiğimiz zamanlar olurdu.
Bilirdi balıkçılar, poşetleri alır ağzına kadar balık doldurur ve geri verirlerdi.
Şimdi değil teknelerde, denizlerde bile balık kalmadı.
Pazarlara giderdik büyüklerimizle.
Ben pazarcıların, tartıda fazla gelen meyve ve sebzenin fazlasını tartıdan geri aldıklarına şahit olduğumu hatırlamıyorum.
Şimdi ise pazarcılar gram gram tartıyor sebze-meyveyi.
Geçen gün gördüm, pazar tezgâhındaki üzümcüde makas vardı.
Ağır gelen 3-5 üzüm tanesini bile tartıdan alıp geri tezgâha koyuyordu.
Gören altın tartıyor sanır.
Yoksulduk çoğumuz, kasaptan

aldığımız etin miktarı 200 gramı geçmezdi.
Kasap eti, temizler, yağları alır, doğrar ve ondan sonra tartardı.
Şimdi ise, önce tartıyor, sonra yağları alıp temizliyor, yarım kilo et 300 grama düşüyor.
Ben anlamadım nasıl zenginleştik.
Milli gelir nasıl arttı.
Her evde en az bir otomobil var diyorlar.
Zenginleşmenin göstergelerinden biriymiş.
Eskiden evlerde siyah beyaz TV bile yokken şimdi internet varmış filan.
Bilim ve teknolojinin gelişimiyle alay ediyorlar aslında küçük beyinleriyle.
Teknoloji geliştikçe teknolojik ürün maliyetleri düşüyor haliyle.
Kıyaslama yapacaksak insan için zorunlu temel ihtiyaçlarla, mesela ekmekle yapmalıyız.
Eskiden bir maaşımızla kaç ekmek alabilirdik, şimdi kaç ekmek alabiliyoruz ona bakmalıyız.
Kaliteyi saymıyorum bile.
Eskiden ekmeklerin, simitlerin kokusu ve tadı bir başkaydı.
Artık ertesi güne kalan ekmek kesinlikle yenmiyor, ekşimsi bir tadı var.
Çoğu simitlerdeki susam acı bir tat bırakıyor ağızda.
Kullanılan un 2. sınıf bile değil.
Yeni Türkiye’de ekmeğimizin de tadı kalmadı.
**
Eskiden ucuz zevklerimiz vardı.
Yazın denize girmek, balık tutmak, midye çıkarmak bedavaydı.
Şimdi her yer betonlaştı, denize girecek yer kalmadı İstanbul’da.
Hafta sonunu iple çekerdik futbol maçları oynanacak diye.
Dört büyüklerin maç sonucunu mutlaka bilir en azından özetleri kaçırmazdık.
Maç kritikleri günlerce sürerdi, en önemli sosyalleşme araçlarından biriydi, rekabet var düşmanlık yoktu.
Avrupa kupası maçlarını dört büyükler taraftarları, birlikte izler, birlikte sevinir, birlikte üzülürdük.
Şike davası çıktı sonra, kulüpler ve taraftarlar düşman edildi birbirlerine.
Galatasaray’ın Avrupa Kupası maçı vardı geçen akşam D-Smart’ta, eskiden 3.lig maçlarını bile kaçırmayan ağabeyimi aradım sonucunu öğrenmek için, belgesel izliyormuş.
Tadı kalmadı futbolun, aslında hiçbir sporun.
Eskiden Eurovizyon yarışması için sabahlar, TRT1’deki buz pateni yarışlarını ailece izlerdik.
İkisi de yok artık.
Çok şey yok aslında, buraya sığamayacak kadar çok şey.
Çıkın sokağa bakın.
Yanınızdan geçen onlarca insanın yüzüne bakın.
Hepsinde mutsuzluk, umutsuzluk, sert bakışlar, keskin hatlar hakim.
Yeni Türkiye gülümseyen insan bırakmamış sanki.
Ucuz zevkleri alınınca ellerinden, insanlar, gülmeyi, mutlu olmayı unutmuşlar.
En büyük bedava zevki, sevişmeyi bile bırakmışlar.

 

 

Çağların IŞIK Twitter

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?