Sevilay Yılman: Sokak artık bu adamı istemiyor!

Sevilay Yılman: Sokak artık bu adamı istemiyor!
8 Ağustos 2018 09:00

Önceki gece Habertürk TV’de sevgili Didem Arslan Yılmaz’ın hazırlayıp sunduğu Türkiye’nin Nabzı programının konuklarındandım… İzleyen okurlarım bilir tansiyonu epeyce yüksek, hararetli bir programdı.

 

 

Sevilay Yılman / Habertürk

 

 

Başta CHP, Türkiye Ekonomisi, ABD yaptırımlarının konuşulduğu programdan sonra inanılmaz geri dönüşler aldım. Üstelik de bir değil, birçok konu ile alakalı oldu bu geri dönüşler. Kuşkusuz hepsi birbirinden kıymetliydi ama bir tanesi çok çok özeldi benim açımdan.

Bir okurum Elazığ Milletvekili Gürsel Erol ile aramızda geçen “ADAM” sıfatı tartışması ile ilgili öyle güzel bir anektod aktarmış ki; o an, yani hararetin tavan yaptığı tartışmamız sırasında böyle bir anektodu kendim hatırlayamadığım için çok kızdım.

Tartışmamız CHP’deki değişim ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu bırakmamasındaki ısrar ile ilgiliydi.

Bilindiği gibi Gürsel Bey, 24 Haziran sonrası parti genel merkezinin başarısız olduğunu söyleyip ilk başkaldıran isimdi. Seçimin ertesi günü yönetimin derhal istifa etmesi gerektiğini söyleyip, bunun da olması için parti genel merkezi önünde oturma eylemi yapacağını kamuoyuna ilan edendi.

Ancak Gürsel Bey, bu eylem kararından bir gün sonra vazgeçti. Ve ardından da Disiplin Kurulu’na sevk edildiği açıklaması yapıldı CHP tarafından. Ne oldu, hangi gerekçelerle bu eylem kararından vazgeçti Sayın Erol bilmiyorum. Çok inandırıcı bulmamakla beraber; “Partimin kamuoyunda daha fazla yıpranmasını istemediğim için vazgeçtim” açıklamasını kabul ediyorum.

Uzatmayayım… Türkiye’nin Nabzı’nda Erol ile karşılıklı tartışırken, ilk fikrinden yani Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu bırakması yönündeki görüşünden sanki vazgeçmiş bir edaya bürünmesi üzerine itiraz ediyordum.

Ve ederken de şöyle bir ifade çıktı ağzımdan; “Gürsel Bey siz de biliyorsunuz ki sokak artık bu adamı istemiyor!”

Dedim ya tartışmanın harareti yüksekti ben de o an paralize oldum ve Gürsel Erol’un birkaç kez ısrarla; “Sevilay Hanım… Genel Başkanımız için ‘adam’ sıfatını kullanamazsınız. Lütfen adam değil, Sayın Genel Başkan deyin!” çıkışı üzerine; “O benim Genel Başkanım değil ama sonuçta özür. Sehven oldu. Ve diyorum ki; Sokak Sayın Kılıçdaroğlu’nu istemiyor” diyerek düzelttim.

İşte bir izleyenim… Bu konuda bir hatırlatma yaparak güzel bir uyarıda bulunmuş.

Demiş ki; “Sevilay Hanım… Kılıçdaroğlu’ndan bahsederken adam dediniz diye özür diliyorsunuz? ‘Adam’ demek hakaretse, o zaman Muharrem İnce’nin, gazeteci İsmail Küçükkaya’ya seçim gecesi attığı; “Adam kazandı!” mesajı üzerine niye delirdi CHP’ye oy verenler! Sırf bunu dedi diye İnce’yi neden yerden yere vurdular!”

Hani derler ya! Tokat gibi çarptı suratıma bu söylenen. Benim de aynen öyle oldu. İzleyicimizin bu mesajı şamar gibi indi yüzüme ve kendi kendime bunu neden hatırlamadım ve neden bu argümanı Gürsel Erol’a karşı ben o anda kullanmadım ve sanki hakaret etmiş gibi uyarılınca panikle boşu boşuna özür dilediğim için hayıflandım!

Hülasa efendim… “Adam kazandı” demek yüceltmek manasına geliyorsa ve pozitif bir betimleme ise, “Adam kaybetti! Ya da sokaklar adamı istemiyor!” demek de kötü bir betimleme sayılamayacağı için programda dilediğim özrü geri aldığımı sizlerle, yani kamuoyuyla paylaşmak istedim…

Saygılarımla…

 

https://www.haberturk.com/yazarlar/sevilay-yilman-2383/2093848-adam-kazandi-deyince-iyi-kaybetti-deyince-neden-kotu