Seçimlerin kazanılmasını sağlayanlar…

Seçimlerin kazanılmasını sağlayanlar…
27 Haziran 2019 12:01

31 Mart 17 yıllık tek partili dönemin sonunun yaklaştığını gösteren önemli bir milattır. Artık herkes bu gidişi görmüş ve siyaseten yeni saflar oluşmaya başlamıştır.

 

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ H&H YORUM

 

 

 

31 Mart ardından gelişen ve İstanbul seçiminin yenilenmesiyle sonuçlanan süreçte kendiliğinden oluşan yaygın dayanışma umudun vücut bulmuş halidir. Bu yaygın dayanışmanın ardından kazanılan tarihi zaferi tek başına Sayın Ekrem İmamoğlu’nun yarattığı sonuç gibi görmek, bu zafer için hayatından, geleceğinden, mesleğinden, ailesinden vazgeçen insanlara büyük haksızlık olacaktır. Bu haksızlığın oluşumunu eminim Sayın İmamoğlu da kabul etmeyecektir. Bu nedenle bugün sizlere hafızamda kaldığı kadar bu zaferde payı olan güzel insanları hatırlatmak isterim:
27 mart 1994’de Melih Gökçek Ankara’ya, Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’a başkan olduğunda sokaklarda ağlayan ve o günden sonra yılmaksızın mücadele eden Cumhuriyet kadınları,
2002’de AKP iktidar olduğunda bu iktidarın yaratacağı tehlikeleri daha o günden görerek mücadeleden hiç vazgeçmeyen Atatürkçü insanlar,
İşlerinden olma, aç kalma pahasına doğru bildiğini söylemekten tek bir an bile geri adım atmayan ve söylediklerini doğru biçimde söylemeyi başaran gazeteciler, (Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Rahmetli Ahmet Mümtaz İdil, Ruhat Mengi, Ayşenur Arslan, Müyesser Yıldız başta olmak üzere başka birçokları )
Balyoz, Ergenekon, İzmir casusluk, amirallere suikast, Poyrazköy gibi kumpas davaların sanıkları,
Ali Tatar, Kuddusi Okkır başta olmak üzere kumpas şehitleri,
Şike Kumpas Davası’nda iktidar ve devlet içine sızmış fetöcü alçaklara karşı korkusuzca direnen Sayın Aziz Yıldırım ve Büyük Fenerbahçe Taraftarı,
Çağdaş, laik, sol söylemden ve muhalif tavrından taviz vermeden defalarca hapse giren, bu yolda ölen, işinden olan, iş verilmesi bile engellenen sanatçılar (Tarık Akan, Levent Üzümcü, Barış Atay, Metin Akpınar, Müjdat Gezen, Leman Sam, Şehrazat, Tuna Arman, Onur Behramoğlu, Ataol Behramoğlu, Nihat Behram, Şebnem Dönmez başta olmak üzere daha niceleri),
2010’da yetmez ama evetçilere karşı direnen her kesimden güzel insan,
Gezi Direnişinin cesur gençleri, başta Büyük Beşiktaş Taraftarının yüz akı çArşı olmak üzere direnen Büyük Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Tranzonspor, Göztepe, Karşıyaka, Fethiyespor taraftarları,
Gezi’nin güzel yürekli, cesur şehit çocukları,
2016 da hayır kampanyasının başını çeken, Süheyl Batum, Metin Feyzioğlu, Hayırlı Konvoy’un katılımcıları ( Ahmet Tatar, Mehmet Ali Çelebi, Ali Türkşen, Ahmet Yavuz, Nasuh Bektaş, Nasuh Mahruki başta olmak üzere birçok kahraman komutan), -ki 16 Nisan referandumunda ortaya çıkan umut iklimi büyük bir lokomotif olmuştur ve bu sahaya inen, yargılamayan, aşağılamayan ifade dili sonraki seçimler için örnek olmuştur-
Türkiye Gençlik Birliği’nin cesur gençleri,
Baskılara rağmen çağdaş çizgilerinden taviz vermeyen barolar, baro başkanları ve cesur avukatlar,
15 Temmuz darbesine karşı direnen Atatürkçü subaylar,
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında yarattığı umut ve pozitif enerjisiyle, CHP’nin her kesimden oy alabileceğini ispatlayan Muharrem İnce,
16 Nisan referandumundan aldığı dersle CHP’nin parti kimliğini sahalardan uzak tutarak, keskin söylemler yerine proje üreterek, AKP’nin gündemine takılmak yerine kendi gündemini yaratarak CHP’yi tekrar umut haline getiren Kemal Kılıçdaroğlu,
Başta İstanbul olmak üzere İyi Parti ve CHP’nin il, ilçe örgütleri ve başkanları,
Hapiste olmasına rağmen iktidar ve bebek katiline karşı dik durarak partisini terör örgütünden ayrıştırmaya çalışan Selahattin Demirtaş,
Güler yüzlü, samimi, etkin kampanyalara imza atan ve dinci ile dindar kişiler arasındaki farkı bize tüm güzelliğiyle hatırlatan Temel Karamollaoğlu,
Antikapitalist Müslümanlar,
Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk, Cemil Kılıç, Tezcan Temelkuran, Şengül Hablemitoğlu, Birgül Ayman Güler gibi birçok değerli akademisyenler,
Ve büyük bir parantezle; İYİ Parti ve onun Cesur Yürek Genel Başkanı Meral Akşener,
Ve özel bir parantezle; öleceğini bile bile hastanesinden ayrılarak Adalar’a oy kullanmaya giden ve orada hayatını kaybeden, çocukluğumuzun güzel insanı Enis Fosforoğlu ve onun gibi sandığa giden, hasta ve yaşlı insanlar,
Ve parantez olmadan, kalbimizin tüm kapılarını açacağımız, bir karış vatan toprağını bile teröriste bırakmak istemeyen şehitlerimiz, gazilerimiz ve onların aileleri…
Daha çok çok fazla sayılacak değerli insan var biliyorum. Ben mücadelesini yakından gördüğüm insanlardan bir kısmını yazdım buraya…
Şimdi sizlerden de iki beklentim var:
1- Geçmiş mazi müzesinin kötü anılar odasını kilitleyin ve etnik köken, mezhep, din, ideoloji ayırımı yapmadan laik demokratik cumhuriyete sahip çıkan herkese sahip çıkın ve “ama, fakat, ancak, lakin” bağlaçlarını bir kenara bırakın. (Eminim yukarıda andığım insanlardan bazıları sizi çok kırmış ve kızdırmıştır- ki bazıları beni de çok kızdırmış ve kırmuştır-. Ancak onların göstermiş oldukları samimi mücadele göz ardı edilemez).
2- Bu mücadelede benim yazmayı unuttuğum güzel mücadele insanlarını da siz, bu yazının ve paylaşımlarının altına ekleyin. Ekleyin ki, ben de bir mücadele kitabı yazabileyim.
Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti, yaşasın güzel insanlar…
Güneşin tüm güzelliğiyle umut dolu geleceğimize doğması dileğiyle…

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İçimdeki çocuğun bayramı
Herkes birine zorba…
Kara Kutu… Hadi yüzleşelim…