‘Seçimlere, iki hafta kala AKP’nin birinci maddesi İmamoğlu’nu yıpratmak!’

‘Seçimlere, iki hafta kala AKP’nin birinci maddesi İmamoğlu’nu yıpratmak!’
9 Haziran 2019 11:57

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay, 23 Haziran seçimlerine 2 hafta kala AKP’nin seçimleri kaybettiği İstanbul’a ilişkin stratejisini yazdı.

 

 

 

“Mustafa Balbay, “AKP’nin birinci maddesi İmamoğlu’nu yıpratmak! Seçimlere iki hafta kala, başka bir madde yaratamadıklarını görüyoruz; varsa yoksa İmamoğlu’nu yıpratmak, sendeletmek, itibarını sarsmak… Her yöntemi deneyerek bunu yapmak istiyorlar” diye yazdı.

 

 

Mustafa Balbay’ın “Ekrem İmamoğlu avucumuzun içidir!” başlıklı köşe yazısı şöyle:

“İstanbul’da seçimin AKP dayatmasıyla yenilenmesine iki hafta kala, Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz’de estirdiği fırtına, bizde yıllar önceki bir Ege Denizi anısını canlandırdı…

Türkiye ile Yunanistan arasında Ege Denizi’ni paylaşma mücadelesinin çok yoğun olduğu 1980’li yıllar… Kamuoyunda Hora-1 diye de bilinen Piri Reis araştırma gemisi Ege Denizi’ne açılacak. Muhtemel Yunan hücumbotları taciz edecek, buna karşılık verilecek… Piri Reis’in Ege seferine Urla İskelesi’nden üç gazeteci katıldık; Celal Başlangıç, Hüseyin Yoldaş ve ben.

Aylardan mart. Hava bir kapandı, açılmak bilmiyor. Gökte kara bulutlar, denizde azgın dalgalar, öğle vakti neredeyse günbatımı gibi. Birkaç günümüz böyle geçti. Dördüncü gün mü neydi; ikinci kaptan, “Haydi gözünüz aydın” dedi, “Birkaç saat sonra gökyüzü pırıl pırıl olacak.”

Havada bunu doğrulayan hiçbir belirti göremiyorduk.
Birkaç saat sonra bütün kara bulutlar dağıldı. Seyirlik bir gökyüzü vardı.
İkinci kaptan durumu şöyle açıkladı:
“Böyle bir havada gökyüzünde avuç içi kadar bir açıklık belirirse, esen rüzgârla birlikte kara bulutlar oradan yırtılır, dağılır…”

 

 

Ekrem İmamoğlu, estirdiği umut fırtınasıyla birlikte, Türkiye’nin geleceğinde avuç içi kadar bir açıklık yarattı. O açıklığı adım adım genişletip, yeni bir gelecek sunmayı başardı.
İmamoğlu, gökyüzündeki o avuç içidir…
İmamoğlu, Türkiye üzerine titreyen milyonlarca insanın kalbinin üstüne götürdüğü elinin avuç içidir…

Bu, çok büyük bir güç, çok büyük bir sorumluluk.
CHP’nin 2017’de anayasa referandumu sürecinde oluşturduğu dilin, ete kemiğe bürünmüş halidir. İmamoğlu’nun dili, milletle kucaklaşma yöntemleri CHP’nin içindeki bütün yelpazeyi birleştirdi. Bu anlamda CHP içinde “çatlak ses” bekleyenler, çatlayacak hale geldi!

İmamoğlu CHP’de yarattığı bu pozitif havadan sonra AKP tabanına da nüfuz etmeye başladı.
İstanbul seçimi artık, bir yerel seçimden daha fazlası. Sonuç ne olursa olsun, İstanbul seçimi yeni sonuçlar doğuracak.
Sonuç ne olursa olsun!

 

 

İmamoğlu’nun estirdiği bu fırtına ile birlikte her şey aynı havada, deyim yerindeyse güllük gülistan mı seyredecek?
Elbette değil…
6 Mayıs günü YSK’nin İstanbul seçimini yenilemeye mecbur olduğunu açıklamasının ardından şu soru öne çıkmıştı:
AKP, nasıl bir seçim stratejisiyle yürüyecek?

Buna ilişkin olasılıkları mayıs ayı boyunca paylaştık. Mayısın ortasında her şey açığa çıkmıştı:

AKP’nin birinci maddesi İmamoğlu’nu yıpratmak!
Seçimlere iki hafta kala, başka bir madde yaratamadıklarını görüyoruz; varsa yoksa İmamoğlu’nu yıpratmak, sendeletmek, itibarını sarsmak…
Her yöntemi deneyerek bunu yapmak istiyorlar.

Ama olmuyor… Zaten böyledir; başarıya yürüyen bir kişiye yönelik saldırılar, bir aşamadan sonra zayıflatıcı değil, güçlendirici etki yapar.

AKP de bunun farkında… O nedenle bayram tatili sonrası başka yöntemler zorlayacaktır.

İşte bu nedenle İmamoğlu, yaşamının tümüyle camdan bir ortamda geçtiğini hesaplamak durumunda. Bu sürece inanan herkes İmamoğlu’na katkı sağlamak durumunda…

İmamoğlu’nun şahsında son düzlüğe girildi:
23 Haziran’a kadar her şeyi hesap ederek fırtına estirmek, 24 Haziran’da “Asıl mücadele şimdi başlıyor” demek…
Türkiye yeni bir umut yakaladı…
Gelecek avuçlarımızın içindedir…

 

 

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1430358/Ekrem_imamoglu_avucumuzun_icidir_.html