Sayıştay, opera ve bale müdürüne telif ücretini ‘etik’ bulmadı

Sayıştay, opera ve bale müdürüne telif ücretini ‘etik’ bulmadı
14 Ekim 2016 13:49

Sayıştay, Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü Selman Ada’nın dört eserinin sahnelenmesini ve hasılattan yüzde 50+5 oranında telif almasını ‘etik’ bulmadı.

 

 

 

 

 

Habertürk’ten Aykut Yılmaz’ın haberine göre, DOB genel müdürlüğü ve bağlı il müdürlüklerinin hesaplarını inceleyen Sayıştay, Ada tarafından yazılan dört operanın etik mevzuatına aykırı olarak 2015-2016 programında repertuvara alınıp Ankara, Mersin, İstanbul, Aspendos, Samsun, Antalya ve İzmir’de sahnelendiğini tespit etti.

 

 

Eserlerin, Ada’nın 2014 yılında genel müdürlük görevine gelmesinin ardından sahnelenmeye başladığı yazılan raporda, eserlerle ilgili telif bedelinin hasılatın ‘yüzde 50+5’i’ gibi bir oran üzerinden tespit edildiği de kaydedildi. Raporda, sözleşmenin Ada ile DOB il müdürlükleri arasında yapıldığı ifade edildi.

 

 

108 bin 620 lira telif bedeli

 

 

 

Genel müdürlük ve sanat kurulu başkanlığı görevini yürüten Ada’ya, ‘Başka Dünya’, ‘Mavi Nokta’, ‘Ali Baba ve 40’ ve ‘Aşk-ı Memnu’ adlı eserleri için 108 bin 620 lira telif bedeli ödemesi yapıldığı dile getirilen Sayıştay raporunda, bu durumun etik mevzuatına uygun olmadığı belirtildi.

 

 

 

‘Büyük bir kısmı kaldırıldı’

 

 

Raporda şöyle denildi: “Ada’nın bestesini yaptığı eserlerin sahnelenmesi, yine kendisinin başkanlığını yürüttüğü sanat kurulu tarafından repertuvara konulması ve genel müdürlükçe onaylanarak yürürlüğe girmesi, eserlere ödenecek ücretlerin de yine kendisinin görevlendirdiği müdür yardımcısı başkanlığında telif kurulunca belirlenmesi, etik yönetmeliğine aykırı olarak değerlendirilmiştir.”

 

 

 

‘Bakanlığın ricasıyla telifi indirdim’

 

 

 

Eserleri repertuvara kendisinin koydurmadığını savunan Ada, “Geçmişte genel müdürler dört eserimi repertuvara almışlar. Daha önceki sözleşmelerimde yüzde 60+10 olan telifi, geçen sene bakanlığın ricasıyla yüzde 50+5’e indirdim. Son eserimi 26 Kasım 2013 tarihinde repertuvara alan, Sayın Rengim Gökmen’in ekibidir. Ben, müdürlüklerimizin sahneye koyduğu eserleri engellemiyorum. Hayatımda her zaman ‘Eserimi oynar mısınız?’ sorusunu sormamakla övünürüm.”

 

 

‘Bırakırım görevi de ama paramı alırım’

 

 

Birçok kişinin davetiye ya da protokol nedeniyle biletsiz girdiğini aktaran Ada, söz konusu telif bedelinin ‘komik’ rakamlara tekabül ettiğini belirtti.

 

 

Ada şöyle devam etti: “Bu ülkede ‘Genel müdür olduğunuzda eserleriniz oynanmayacak’ diye kural nereden çıktı? Bunu kural olarak görmek kalp kırıcı, hatta onur kırıcı. En yüksekten vermesinin nedeni, benim adımın Selman Ada olmasıdır. Öteki türlü ben zaten eserimi vermem. Alın terimi asla yedirmem. Bu etik değilse etik değildir. Ben eserlerimi de kaldırmış durumdayım. Hiçbir eserimin oynanmasına izin vermiyorum. Hiç dert değil, bırakırım görevi de. Ama paramı alırım.”

 

 

Apar topar görevden alınmıştı

 

 

 

Eski genel müdür Rengim Gökmen, 7’nci Uluslararası Bodrum Bale Festivali için gittiği Bodrum’dan apar topar Ankara’ya çağrılarak görevden alınmıştı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yeni atanan müsteşar Haluk Dursun tarafından iletilen tebligatla Gökmen ayrıca Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’ndaki şeflik görevinden de alınmıştı.

 

 

Gökmen, Türkiye Sanat Kurulu yasa tasarısının sanat için büyük yıkım olduğunu ve geri çekilmesi gerektiğini söylemişti. Genel müdür yardımcıları Şadi Erdoğan ve Nilgün Çelebi ve Ankara, İstanbul, Mersin, İzmir, Antalya ve Samsun müdürlerinin ortak imzasıyla yayınlanan metinde “TÜSAK tasarısı bu yapısıyla yalnız siyasi erke bağımlıdır” denmişti.

 

 

Selman Ada, Gökmen’in yerine getirilmişti.

 

 

Ada, TÜSAK’a muhalif bir isim olarak bilinmesine karşın, ‘şimdiye kadar yaptığı açıklamalarını kurumun başına atandıktan sonra yapmayacağı‘nı söylemişti.

Kurumun internet sitesine konulan Ada’nın özgeçmişinde ‘birinciler birincisi’ ve ‘Türkiye’nin aydınlık yüzü’ gibi ifadeler yer almıştı.

Devlet Opera ve Balesi genel müdürlüğünün, Ada’nın göreve gelmesinin ardından kurumdaki tüm çalışanları kapsayan bir dizi kıyafet yasağı getirdiği de ortaya çıkmıştı. Buna göre kurum içinde, tayt, kolsuz penye, şort, sandalet, terlik, çivi topuklu ayakkabı ve abiye giyilmesi yasaklanmış, kurum yetkilileri ise söz konusu yasakların memurları kapsadığıanı ve sanatçıları bağlamadığını bildirerek savunmuştu.