Sayın Bahçeli, peh peh peh

Sayın Bahçeli, peh peh peh
28 Şubat 2017 17:30

Devlet Bahçeli bugün Ege’ye kurşun olup, saplanmış, peh peh peh.

 

 

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Yunanistan’a hitaben, “Eğer ki tekrar denize dökülmeyi istiyorsa buyursun, Türk milleti buna hazırdır. Birileri Yunan hükümetine 1921’de, 1922’de neler olduğunu anlatmalıdır. Anlatacak yoksa biz yeniden Ege’ye kurşun gibi saplanmasını bilir, tarihi tekrar öğretiriz” demiş.

 
Tarihi kiminle yeniden öğretecek acaba Yunanistan’a.

 

 
Destek fermek için canhıraş olduğu, ömürlerinden ömür, verdiği, kazansın diye geceleri uyuyamadığı, doğu sınırında Ortadoğu ile savaşlı, son 15 yılda kime ait olduğu de facto kesinleşmemiş olan tüm adaları Yunanistan’a veren, Türk ordusunu zayıflattığı için Yunanistan’ın psikolojisini değiştiren, ülkeye doldurduğu 5 milyon Suriyelinin hangisinin savaş anında nerede bomba patlatacak olduğu belli olmayan, başbakanı artık AB ülkelerinde göçmenlerin geri alınması konusu dışında siyasi muhatap olarak kabul edilmediği, Trump’ın kapısından geçirmediği bu hükümetle mi?

 

 
Peh peh peh Sayın Bahçeli, Ege’ye kurşun gibi saplanacağını söylüyor ama saplanacağı tek kurşun referandum sandığına ve bu vatanın bağrına.
Sayın Bahçeli, ayrıca da, çok milliyetçisiniz ve bu çok etkileyici.

 

 
Karadeniz toprağını Araplara verenlere desteğinizdeki derin milliyetçilik beni çok etkiliyor.

 

 
Bir ara gelin de size Karadeniz’in en muhteşem güzel coğrafi bağrını göstereyim, oralar da verilsin.

 

 
(bu arada Karadeniz toprağının satılması aklıma gelince beni şu anda bir sigara içmeye teşvik etti ki, günlük sigara sınırım maximal 6, 7 olamaz ama bir sonraki hakkımı erkene alacağım yine de)

 

 
E, BU KADARI DA ÇOK AYIP

 

 

 
Hürriyet’te Hande Fırat’ın Genelkurmayın 7 konuda rahatsız olduğuna dair haberi Erdoğan ve hükümeti kızdırdı.

 

 

 
Esasen Hande Fırat’a Genelkurmay’dan yapılan açıklamalar TSK’yı hükümete yakınlığı nedeniyle eleştiren muhaliflere yönelikti.

 

 
Erdoğan ve hükümet buna rağmen neden kızdı, bunun sebepleri şöyle…

 

 

 
1-Hande Fırat’ın haberinde Genelkurmay’ın orduda başörtüsü bizim fikrimiz değil demesi ve bundan dolaylı olarak , “Biz aslında orduda başörütüsü istemezdik’ anlamının çıkması

 

 
2-Genelkurmay Başkanı Akar’ın Erdoğan’ın hep yanında şeklinde eleştirilmesine cevap verirken Hulusi Akar ve TSK’nın Erdoğan’dan bağımsız bir kişilik olarak sunulması (Genelkurmay kaynaklı haberde, “Genelkurmay Başkanı’nın devletin çıkarları için gerektiğinde Cumhurbaşkanı’yla resmi temaslarda bulunmaları son derece doğal ve gerekli” deniyordu)

 

 
3-Bu haberin Hürriyet’te yayınlanması. Erdoğan Pakistan gezisinin hemen öncesinde bugün Hürriyet için şöyle dedi, ” ismini verdiğiniz bu gazetede ön sayfada atılan başlık. Tabi içerde atılan başlık çok çok daha çirkindi. Ve 7 soruya 7 cevap, öbür tarafta ‘karargah rahatsız’ başlığı gibi ifadeler bunlar tabi bizleri rahatsız ettiği gibi TSK’yı hayda hayda rahatsız etmiştir. Bizim rahatsız olduğumuz konuda silahlı kuvvetlerimizin rahatsız olmaması mümkün değildir.” Erdoğan Hürriyet’in adını bile ağzına almayarak, Hürriyet’e olan derin “sempatisini” defaeten göstermiş oldu.

 

 
Genelkurmay tabii zor durumda, bir yandan kendisini Cumhuriyet’e ihanet etmekle suçlayan muhalifliere cevap vermeye çalışıyor, öte yandan cevap verince cevabın tatmin edici olmasına çalışırken bu sefer hükümeti kızdırıyor.

 

 
Ki, bu esasen kızgınlık da değil, ordu yine bize karşı havası yayarak referandumda vole çakmak.

 

 
Bir de…

 

 
Ahmet Hakan bu hükümetin son 10 yıllık zokasının etkisiyle olacak, bugün demiş ki yazısında TSK’ya hitaben, “Sen sus, sana ne muhalefetin sana yaptığı eleştiriden, cevap verme, söz de yetki de karar da seçilmişlerin. Sen sus”

 

 
Haspinallahu….

 

 
Sen sus, sen öl, sen dağda öl sadece. Sana ne derlerse desinler sen sus. Üstüne her söz boşaltılsın, sen sadece dağda ölmeye devam et biz burda tatlı tatlı kuştüyü yorganda yatarken. Senin moralin bozulamaz ayrıca, ki, moralin çok bozuk olsa da dağda ölmekten başka hakkın yok.”

 

 

 
Bu ne ya…

 

 
Ordu darbe yapmasın demek başka, sadece dağda öl, çeneni kapa demek başka.

 

 
Demokrasilerde olay şudur, silah korkusu ile siyasetin engellenmesi, ordulardan silah gücüyle sivil toplumun ve siyasetin önünü kapatmamaları istenir, olayın özü bu.

 

 
Ama ülkeler kendi ordularına terbiyesizlik yapacak, onların onurunu çiğneyecek diye bir haksızlık ve terbiyesizlik yok.

 

 
Ya, birkaç gün Avrupa’da bir siyasi gezi yapıp, oraların ordularına bir baksanıza.

 

 

 
AB ülkelerinde genelkurmay başkanları başbakanlarla bazen çatır çatır nasıl tartışıyor orduyu ve ülkelerini ilgilendiren konularda, bir görsenize.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz