Sanki işgal etmek mümkün de

Sanki işgal etmek mümkün de
24 Ocak 2019 17:30

Erdoğan bugün Kara Harp Okulu’nda yaptığı konuşmada, “Suriye’yi işgal etmek gibi bir niyetimiz yok” dedi.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 
Sanki işgal etmesi mümkün de, işgal etmeye niyetimiz yok diyor.

 
Kim işgal ettirir zaten Suriye’yi.

 
Dinleyen öğrenciler kaç yaşında bilmiyorum ama böyle bir şey en fazla ilkokulda anlatılır bebelere.

 
PUTİN NE DEDİ, ANLAYABİLDİNİZ Mİ?

 
Sorum hükümete.

 
Putin dün Erdoğan ile görüşmesinden sonra yapılan basın toplantısında şöyle dedi…

 
“Suriye’de kalıcı bir çözüm üzerine çalışmaktayız. Siyasi ve diplomatik yollarla çözmek istiyoruz”

 
Hükümet bunun, “Suriye’de YPG’ye operasyon yaptırmayız” anlamına geldiğini anlamıştır herhalde.

 
Bu arada…

 
Ben Putin kadar Erdoğan’ı iyi idare eden bir başkasını görmedim şu ana kadar bu dünyada.

 
Adam tam bir tilki. Hem Erdoğan ile tüm işlerini görüyor hem de dış politikada onu zınk diye bağlıyor.

 
KONUŞTU DEDİM DE…

 

 
Erdoğan bugün konuştu dedim ya yazının girişinde.

 
Oysa her an konuşuyor,

 
Vallahi gecenin köründe bile tv’de hep o var.

 
Bu yüzden geçen gece bir Türk filmi izleyerek kaçtım kanallardan.

 
Dsmart’ım var gerçi. Kaçabiliyorum. Olmasaydı ne yapardım.

 
Halk TV’yi beğenmiyorum.

 
Dsmart kanallarına kaçıyorum.

 
Çünkü onun konuşmalarını vermeme lüksüne sahip bir Türk kanalı yok.

 
Sıkarsa verme.

 
AB ülkesinde devlet başkanları, başbakanlar o kadar az görünüyor ki TV’lerde. 2 dakka, söylediği önemli birşey varsa, verip geçiyorlar.

 
Bu bizim halimiz öyle berbat ki…

 
ARABESKE BAĞLADIM

 
Bugün üzücü bir gün.

 
Ayşen Gruda gitti.

 
Mazinin kök çiçeklerinden biri daha göçtü.

 
Uğur Mumcu’nun katlinin yıldönümü.

 
Gaffar Okan cinayetinin yıldönümü.

 
Dün gece eve dönerken radyoda bir şarkı vardı, yıllardır rastgelip de, duymamıştım.

 
Bugün ona bağladım.

 
Bergen. Ne güzel söylermiş bu kadın, bugün sesini ve karakterini daha iyi seçtim.

 
İsyan eden kalbimi biraz olsun duy yeter…

 
O da kalbinin ortasından söylüyor zaten.

 
Bergen demek sokakların mazisi demek, bu ülkenin acıklı arabeskinden akla ve dengeye geçtikten sonra o sokakları hatırlamak demek. Sevmek demek o sokakları.

 
Bugün o sokakları yeniden hatırlarken, maziden istikbale o yolları bu ülke yeniden döşeyecek mi demek.

 
Pırıl pırıl bir istikbalde o sokakların mazisini rahat, özgür bir biçimde sevmeye devam etmek demek.

 
EĞTİM KURUMUNA BAĞIŞLAR OLUR, BİTER

 
Benim için Yılmaz Özdil’in Atatürk kitabı yazması çok önemli.

 
Çocuklara Atatürk’ü anlatan kitabı yazması daha da önemli.

 
Bir keresinde minik bir çocuğa abisinin kitabındaki Atatürk resmini gösterip, “Cici” demiştim. O da minik dudakları ile öpmüştü o fotoğrafı.

 
O çocuğun da hakkı geçmişi ve onun gerçeklerini öğrenebileceği adam gibi bir kitabın olması.

 
Yılmaz Özdil’e söylenenlerin çoğu affected, yani, kişisel mesele.

 
De…

 
1881 özel ciltli kitabın gelirini umarım bir eğitim kurumu veya LÖSEV gibi bir kuruma bağışlarsa bu tepkiler diner.

 
Kastettiğim iyi ruhlulardan gelen tepkiler.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz