Sana bir devlet kuralım

Sana bir devlet kuralım
27 Nisan 2016 09:06

Vay be, önceki gün TBMM Başkanlığı makamında oturan şahıs hakkında bana anlatılanlar üzerine yazdıklarım ne kadar da isabetli imiş.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Bana bu şahsın ne menem olduğunu anlatan milletvekili ne kadar da isabetli anlatmış…

 

 

TBMM Başkanlık makamında halen oturmakta olan İsmail Kahraman dün, okumuşsunuzdur, anayasada laiklik ilkesinin olmaması gerektiğini söyledi.

 

 

Hatta daha da dallandırarak şunları söyledi …

 

 

“Laiklik yeni anayasada olmamalıdır. Dünyada 3 anayasada laiklik vardır. Bunlar Fransa, İrlanda ve Türkiye’dir. Tarifi de yok. İsteyen bunu istediği gibi yorumluyor. Böyle bir şey olmamalı. Bir gazete benim için birlik olarak benim için bir anayasa metni hazırladılar. Laiklikten hiç bahsetmiyor. Evet, herkes dini inancında, bunu yaşamada ve ifade etmekte hürdür. Fransa’daki anlayış da bu. Allah demeyeceksiniz, Allah Allah. Ölürken mi diyeceksiniz. Bizde şöyle bir durum var. İslam’a göre doğuyorsunuz, kulağınıza ezan okunuyor. İsviçre Medeni Kanunu’na göre büyüyor, evleniyorsunuz. Alman Ticaret Kanunu’na göre ticaret yapıyorsunuz. İtalya Ceza Kanunu’na tabisiniz. Ama öldüğünüz zaman yine musallaya konuluyorsunuz, yine besmele çekilip yolcu ediliyorsunuz”

 

 

İsmail Kahraman bunların yanı sıra anayasanın ladin (dinsiz) olamayacağını da söylemiş.

 

 

Yani, Türk Anayasası’nda, “Anayasa İslam dinine bağlıdır” gibi bir ifade olacakmış.

 

 

Şİmdi bu şahsın akademik düzeyi olmadığını tahmin etmek zor değil ama diğer ülkelerdeki anayasalarda laiklik ilkesi yazmaması ile bugün yeni yazılacak bir anayasada laiklik ilkesinin konmaması arasındaki farkı izah etmeye yine de çalışalım…

 

 

En azından kamuoyu için…

 

 

Anayasalar tarihsel metinlerdir ve her ülkenin anayasasının yazılmasının o dönem o ülkedeki siyasal gelişmelerle alakası vardır.

 

 

Örneğin birçok Avrupa ülkesi anayasasının yazımında spesifik olarak, “Seküleriz, laikiz” gibi bir tanım olmamasının sebebi, buna artık gerek duyulmamış olmasından, yani söz konusu bu ülkelerde sekularizmin uzun siyasal mücadeleler sonucunda zaten artık oturmuş olmasıdır.

 

 

Kaldı ki, Orta Avrupa, Kuzey Avrupa ülkeleri 20. yüzyılın başlarında (1920-30 civarlarında) anayasalarındaki dini referansşarın tamamını ayıklayarak, anayasalarını her türlü dini referanstan arındırmışlardır.

 

 

Bu ülkelerin tamamı kesinlikle sekülerdir ve devlet işlerine din girmez.

 

 

Fransa ve İrlanda’nın anayasalarında özellikle bu kelimenin olma sebebi ise, Fransa anayasasının yazıldığı dönemde bu konunun hala birçok ihtilafın sebebi olması ve Fransız anayasasını yazanların bu konuda özel bir siyasal duyarlılığa ihtiyaç duymasıdır.

 

 

Ki, anayasasında özel bir laiklik ifadesi olsun olmasın tüm Avrupa ülklerinin anayasaları sivil ve dini referanslara dayanmayan anayasalardır.

 

 

İsmail Kahraman’ın anlamadığı husus bir de şu ki…

 

 

Bundan, mesela, 150 sene önce yazılan ve içinde laiklik kelimesi geçmeyen anayasalar bugün bu toplumların tamanını seküler manada taşıma kapasitesine sahiptir.

 

 

Avrupa’nın siyasal tarihinin temel ayaklarından birisi din ile devlet işlerinin kesin çizgilerle ayrılmış olmasıdır.

 

 

Bugün ama yeni yazılan bir anayasaya dini referanslar koymak doğrudan bir toplumu bugünün şartlarından koparmaya ve kurulan bir devletin özelliklerini değiştirmeye çalışmaktır.

 

 

Diğer ülkelerin anayasasında ne yazarsa yazsın bu ülkeler 19. ve 20. yüzyılların sosyo-siyasal gelişimi içersinde toplumlarında sekülarizmi-laikliği oturtmuştur.

 

 

İsmail Kahraman ise, bugün, 2016’da yeni bir anayasa yazıp, laiklik ilkesini çıkartarak aslında yeni bir devlet tanımı yapıyor.

 

 

Ama yalnız İsmail Kahraman kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’nin yerine yeni bir devlet kuramaz burda.

 

 

Bu mümkün değil.

 

 

Fakat ona, eğer bir toprak bulursa dünyanın bir yerinde, bulduğu toprakta kuracağı devlet için laik olmayan ve birinci maddesi, “Anayasamız dini ilkeleri kendine temel alır” şeklinde bir anayasa yazılmasına yardımcı oluruz.

 

 

Ben de yardımcı olabilirim kendisine.

 

 

İranlılardan yardım da alırız.

 

 

Burda olmaz ama.

 

 

Burda kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayası’nı yiyemez kimse.

 

 

Bu arada, Türkiye’de bunlar yeni anayas ayazıp da, anayasaya örneğin, “Anayasa İslam esasına göredir” gibi bir ifade koysalar neler olur, bunu biliyor mu bu şahıs acaba?

 

 

Önce Aleviler bunu kabul etmez, ardından diğer Arap mezhepleri kendi mezheplerini öne çıkarak yaşamaya başlar, ardından bu işin ucu Ortadoğu’ya uzanır ve bu şahsın da rahat koltuğu onu tırmalamaya başlar.

 

 

Yat, kalk Atatürk’ün kurduğu bir ülkede yaşadığına dua et seni gidi seni…

 

 

Ve, Atatürk’e bu rahat koltuğu bahşettiği için günde 30 sefer dua et seni gidi seni…

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Didik didik bir şey aramışlar
Böyle bir kaza nasıl olur
İYİ Parti istifaları