Saat…

Saat…
16 Nisan 2014 09:23

Bekir Coşkun yazdı: Saat

 

Ankara Belediyesi şehrin birçok meydanına kocaman anıt saatler koydu…

Genelkurmay kavşağındaki kol saati…

 

*

 

Uzun bir hikayedir bu…

Cumhuriyeti kuran askerlerin hikayesi…

Tarih kitaplarında eşine az rastlanır:

Egemenlik hakkını -hiç de talepleri olmadığı halde- halkına veren… Demokrasiyi, insan haklarını, parlamenter yönetimi neredeyse zorla ulusuna kabul ettiren… Kadınların seçme seçilme haklarını Batı ülkelerinden önce kadınlarına layık gören… Bir milleti ümmet olmaktan çıkartıp özgür birey yapan…

Kravatından şapkasına, bir çağdaşlık projesini dayatan…

Bu uğurda başı kesilen bir şanlı şerefli ordunun hikayesi…

 

*

 

Bir gün birisi farklı bir ordu tarifi yaptı:

“Camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer…”

Yani yürüdüğü zaman kubbeli minareli külliye yürüyecek sanki…

Alkışladılar…

Ve düştüler peşine…

 

*

 

Eee…

Bizim ordu n’oldu?..

 

*

 

Kafasına kubbe geçirip dolanmak istemeyen subayları evlerinden alıp hapishanelere kapattılar…

Kuvvet ve ordu komutanlarını, yiğit subaylarını birer adi suçluymuş gibi yaka paça götürdüler…

Genelkurmay Başkanı’nı dahi “silahlı terör örgütünün başı” saydılar…

 

*

 

Koltukları kapan çok yıldızlı silah arkadaşları seyretti…

“Kasaptaki ete soğan doğramam” diyen de oldu…

Gri metalik Audi arabaya fit olan da…

Dönüp bakmadılar bile…

İkbal tutkusu üstün gelmişti…

Beklenti galipti…

 

*

 

Emekli olunca cumhurbaşkanı mı olunur, milletvekili mi, genel müdür mü, yönetim kurulu azası mı?..

 

*

 

Neyse ki Beşir Atalay önceki gün açıkladı:

“Emekli generaller filan, bu tür şeylerde falan şansları kalmadı…”

 

*

 

“Peki ne zaman eskisi gibi olur?” dersen…

Saat kaç?..