S-400’LERLE İLGİLİ ÇOK AMA ÇOK KRİTİK BİR SORU

S-400’LERLE İLGİLİ ÇOK AMA ÇOK KRİTİK BİR SORU
20 Temmuz 2019 10:38

Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alması, Ankara ile Washington arasında diplomatik bir krize dönüştü ve iş, Türkiye’nin ortak üreticileri arasında yer aldığı F-35 savaş uçağı programından çıkarılmasına kadar vardı.

 

 

Amerikalı siyasetçiler, bununla da yetinmeyip Türkiye’ye CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası) kapsamında yaptırımlar uygulatmak için ABD Başkanı Donald Trump’a baskı yapıyor. Peki, bir NATO ülkesine en kritik sistemlerinden birini satan Moskova Yönetimi, ABD’li yetkililerin dikkat çektiği kaygıların kendileri açısından benzerlerini niçin dile getirmiyor?

 

Şimdiye kadar Rus yapımı S-400 sisteminin F-35 programı açısından teşkil ettiği tehdide yönelik birçok makale yayınlandı. Alanın uzmanları, Rus sistemini NATO hava savunma sistemine bağlamanın İttifak’ın hava gücü açısından ‘idam cezası’ anlamına geldiği konusunda hemfikir…

 

Ayrıca birçok ABD’li uzman, Türkiye’ye yerleştirilecek S-400’lerin F-35’lerin gizlilik teknolojisini izleyebileceğini ve gelecek yıllarda ABD Hava Kuvvetleri’nin belkemiği olması beklenen yeni uçakla ilgili istihbarat toplayabileceğini iddia ediyor.

 

ABD merkezli ‘Defense One’ dergisine konuşan Londra Üniversitesi Elektronik ve Radyo Sistemleri profesörü David Stupples, S-400 radarlarının F-35’lerin uçuşlarını izleyebileceğini ve gizlilik kabiliyetindeki zayıf noktaları tespit edebileceğini düşünüyor.

 

Stupples tehlikenin sadece havada olmadığını da belirterek, “Türkiye beş yıl Ruslardan teknik destek alacak. Bu da Moskova’ya bataryaların ve operatörlerin yanına istihbarat ajanlarını konumlandırma fırsatı sağlayacak” dedi.

 

KOFMAN: YERSİZ BİR KAYGI

 

Fakat kâr amacı gütmeyen ABD Virginia merkezli araştırma ve analiz şirketi CNA’nın kıdemli bilimcilerinden Michael Kofman, bu kaygının pek de yerinde olmadığı kanısında…

 

Kofman, “F-35’lerin ve S-400’lerin pek muhtemeldir ki birbirine yakın bir yerde olmayacağını hesaba katmalıyız. Dolayısıyla, Rus teknisyenlerin F-35’lerin de konumlandırıldığı aynı üste çalışacak olması yönündeki önerme, düşük ihtimalli bir olay” dedi.

 

Kofman, data erişim meselesini kılıç metaforuyla anlatarak, bu kılıcın iki tarafa da sallandığını vurguladı.

 

Amerikalı araştırmacı, “Güvenlik ve teknolojiye erişim meselesi, F-35 vakasında ABD için olduğu kadar bir NATO ülkesine S-400’leri satan Rusya için de problemli” yorumunda bulundu.

 

BU SORU PEK SORULMUYOR

 

Kofman konuya ilişkin haberlerde bir nedenle, Rusların, Türkiye’deki Rus sistemlerine bu denli müdahil olan ABD istihbaratının potansiyel sorunlarıyla nasıl uğraşacağı sorusunun pek sorulmadığına dikkat çekti.

 

ABD’li yetkililerin S-400’lerin ve F-35’lerin aynı yerde konumlandırılmasına yönelik büyük çekinceleri varken, Rus hükümeti ise benzer kaygıları dillendirmiyor.

 

Michael Kofman, “Ruslar, en iyi sistemini teknoloji erişimi açısından açık sonuçları olmasına karşın, bir NATO ülkesine satarken şikâyet etmiyor. Bu bizi endişelendirmeli” dedi.

 

Kofman ayrıca Rusya’nın Türkiye’ye sattığı S-400’lerin ithalat onaylı versiyon olduğunu ve Rusya’da kullanılan sistemden biraz farklı olduğunu da ifade etti.

 

RUSYA İÇİN FELAKET OLABİLİR

 

ABD merkezli Business Insider internet sitesi de bu konuya ilişkin kapsamlı bir haber yaptı.

 

Haberde Rusların S-400’leri Türkiye kurmasının ve destek sağlamasının, F-35’lere ilişkin Moskova’ya istihbarat sağlayabileceği aktarılırken, diğer taraftan Rusya’nın ABD hava gücüne karşı en iyi silahına bir NATO üyesinin sahip olmasının S-400’ler için felaket olabileceği vurgulandı.

 

İngiltere merkezli Savunma ve Güvenlik Çalışmaları Merkezi Royal United Services Institute uzmanlarından Justin Bronk, Business Insider’a yaptığı açıklamada, ABD’nin Rus S-400’lerini inceleme kabiliyetinin Moskova Yönetimi’nin Ankara’ya koştuğu şartlara bağlı olduğunu söyledi.

 

Bronk’a göre; bu, İttifak’ın özel önceliği olan bir tehdit sistemi hakkında daha önce elde olmayan bilgilere yönelik potansiyel olarak çok kıymetli bir kaynak.

 

Fakat Bronk, Türkiye’deki sistemin Rus personel tarafından çalıştırılıp korunabileceğini belirterek, bunun da da işleri karmaşık hale getirebileceğini ifade etti.

 

 

Sözcü