Ruslara Öfkelenen Çaykaralılar Biri Birilerine Girdi

Ruslara Öfkelenen Çaykaralılar Biri Birilerine Girdi
28 Eylül 2011 14:02

Aradan 80 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, Rusların 1915-16 yıllarında Çaykaralılara balyozlarla kayaları kırdırarak açtırdığı yolun bakımı, bir kere bile olsun yapılmadı. Çukurlarla dolu olan bu yolda otomobil sürebilmek için cambazlık yapmayı da öğrenmek gerekiyor. Köknar ve Karaçam köylüleri, bu yol yüzünden bir defasında genel seçimleri bile boykot etmişlerdi..Yine de bir sonuç alabilmiş değiller. Sözünü ettiğimiz yol, bugün TRT‘nin “hava ve yol durumu” haberlerinde; yol çalışmaları devam ettiği için kapalı olarak gösterilen veya servis yollarından geçit verilen aynı yoldur…


 


 


Birkaç hafta önce, tüneli patladığı için çevre felaketine neden olan Uzuntarla’daki HES, kuş uçuşu Karaçam Beldesi’ne 3-5 km uzaklıktadır. Köylüler şimdi bu köyün başında, Derebaşı mevkiinde yapılacak olan HES‘in, bir gün başlarına bela açacağından korkuyorlar. Bu nedenle Trabzon İdare Mahkemesi’ne başvurup, HES yapılmaması için yürütmenin durdurulması kararı istemişler. Gözünü kar hırsı bürümüş, iktidarın adamı olan müteahhit, mahkeme kararını beklemeden, çalışmalarına tam gaz devam ediyor. Hazret sanki yargılama sonunda verilecek kararın kendi lehine olacağını biliyor…


 


 


Köylüler, haklı olarak endişeli.. Birkaç gün önce, bir işe yarayabilir umudu ile durumu yerinde protesto edip, kamuoyuna mal etmek istemişler. Müteahhit, bu defa da karşılarına eli sopalı adamlarını (işçileri) dikmiş. Ayrıca çalışmasına “engel” oldukları için haklarında şikâyetçi olmuş. Oysa mahkeme, yürütmenin durdurulması kararı verirse, müteahhide dava sonuna kadar “bu işyerinde çalışmayı durduracaksın” diyecek… 


 


 


O gün şikâyet üzerine jandarma gelmiş, bir olay çıkmaması için yolları kesmişti. Dağlardan dolanarak şantiyeye inen bir kaç köylüye, patronların adamları saldırmış ve çıkan arbedede bir kaç jandarma da yaralanmıştı… Kamera görüntülerine dayanarak olayı anlatan TV muhabirlerine göre, müteahhidin işçileri ile köylüler kavgaya tutuşmuştu. Sonuç: Doğaya sahip çıkmaya çalışan köylülerden bir kaçı gözaltındadır…


 


 


***


 


Bizim buralarda yaşanmış fıkra gibi bir olay anlatılır. Dilerseniz ara verip size onu aktarayım: Geçmişte ANAP‘ın Trabzon milletvekili adayları, köyleri dolaşıp propaganda yaparken, Karaçam Beldesi’ne uğramışlar. Kahve toplantıları düzenleyerek, vatandaşların isteklerini not ediyorlarmış. Vatandaşın biri söz alıp, köylüler adına konuştuğunu söyleyerek, belde halkı adına isteklerini şu şekilde dile getirmiş: “Biz Rusları dava etmek istiyoruz. Bunu nasıl yapacağımız konusunda bize yardımcı olun. Sizden başka isteğimiz yoktur.” Toplantıyı yöneten milletvekili, köylüye Rusları neden şikâyet etmek istediğini sormuş. Köylünün yanıtı gelmiş geçmiş bütün iktidarlara ders verir ağırlıktaydı:”Biliyorsunuz Ruslar buraları, 1915’te işgal etmişlerdi. O tarihte Of-Çaykara-Bayburt yolunu açmak için dedelerimizi bu yolda çalıştırmışlar, yevmiye olarak da deste deste manat vermişlerdi. 1917’de Bolşevik İhtilalı olunca Ruslar çekilmişler, manatlar da kalp edilerek tedavülden kaldırılmıştı. Anlayacağınız; dedelerimiz kendilerini biraz para kazandıkları için tam da huzurlu hissedecekken, bir anda geçmez manatlarla baş başa kalıp bayağı bir bozulmuşlardı. O yüzden buralarda Rusları ve Lenin’i pek sevmezler! Aradan bu kadar yıl geçti, bir kere olsun yaptıkları yola dönüp bakmadılar, bakımını da yapmadılar. Onları bu nedenle dava edeceğiz!..” 


 


 


***


 


Çaykara İlçesinin yumuşak başlı ahalisi, o günden bu güne koşulsuz olarak iktidar partilerine desteğini vermiştir. Buna rağmen, devletin getireceği hizmetleri “imece” usulü ile yine kendileri yerine getirmişler. Uzun yıllar iktidarlara, bir tek Köknar ile Karaçam Beldeleri muhalif kalmıştır. Son zamanlarda onlar da “pes” edip, iktidarı desteklemeye başladılar… Ama yolları Ruslardan kalma… Birkaç hafta önce Uzuntarla’daki HES‘in tünelinde olduğu gibi, bir baraj veya tünel patlaması buralarda da olursa, Allah göstermesin, Rusların yolunu alıp götürür!.. Sonra ne deriz onlara!..


 


 


Buralarda öyle bir felaket bir daha yaşanırsa, Solaklı Deresi’nin kıyısında bir tek bağ-bahçe kalmaz. Yörede yaşayanların en büyük kaygısı aslında budur… Son günlerde sağanakların Rize’yi ve Trabzon’u ne hale getirdiğini gördünüz…


 


 


Rusların Yolu”nu tamamlamayan ve bölgeye hiçbir yatırım yapmayan AKP’nin, şimdi de dereler ile meraları satarak doğayı tahrip etmesini, yöre halkı, haklı olarak içine sindiremiyor. AKP‘ye verdikleri oylarını geri almak imkânları da yok. Aralarından “bundan böyle seçim-meçim olmayacak” şeklinde düşünenleri bile var. Ayrıca daha birkaç hafta önce tüneli patlayıp, korkunç bir çevre felaketine neden olan olay unutulmamıştı. Allah’tan HES kazası gece olmuştu da can kaybına sebebiyet vermemişti.. HES’in patronu her kimse, Trabzon İdare Mahkemesi’nin vereceği olası yürütmenin durdurulması kararına rağmen, çalışmalarına devam edeceğe benziyor!.. Köylüler bir de bu duruma içerliyorlar tabi…


 


 


Daha bir kaç ay önce oylarını verdikleri iktidar partisi, meydan meydan gezerek “üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü egemen olacak” sözü vermemiş miydi? Şimdi ne oldu da ülkenin her yerinde tam tersine bir durumu yaşıyorlar! Müteahhitlerin bu hukuk tanımaz tutumu, hem yargıya hem de köylülere meydan okumak değil mi? Köylüleri bu kadar kızdıran ve tansiyonun yükselmesine neden olan bu algıdır. Bütün bunlara, patronların Başbakana benzettikleri kabadayı tutumları da eklenebilir elbette. Belki biraz da Rusların yol bakımını yapmamaları nedeniyle geçmişten gelen öfke!..


 


 


 


***


 


Kimine göre kavgayı başlatan işçiler, canları pahasına şantiyeyi, kimilerine göre patronu savunuyorlardı! Bu dönem öyle işte, patronları işçiler ve jandarma savunacak! İşçilerin hangi sendikaya üye oldukları da meçhul. Aralarında “iki sendikalı” olanlar olduğu söyleniyor! Bugünlerde “iki kişiden biri”nin, bu HES kavgasına ne diyeceği çok merak ediliyor! “Patronun işçileri” boşuna yere, araya giren 2 jandarmayı da yaralamışlar. İçeriden gelen haberlere bakılırsa, şantiyedeki işçiler işlerini kaybetmemenin kavgasını veriyorlarmış! İnşallah öyledir! Köylüler ise, doğayı ve topraklarını korumanın tabi. Her zamanki gibi, ortalıkta patronlar yine yok!.. 


 


 


AKP iktidara geldikten sonra, Cumhuriyet tarihi boyunca edindiğimiz tüm varlıklarımızı satmış. Anlaşılan sıra şimdi de dereler ile meralara geldi. Anlaşılan, onları satmak için ihale bile yapmayacaklarmış!KHK ve BKK ile masa başında bu işler bitirilecek. İş bitiricilerin iktidarında, işler de böyle yürür haliyle. Mahkeme kararlarını dün dinleyen yoktu, bugün takan yok zaten!.. Baksanıza, AKP’yi kapatma davasında görev alan Yargıtay Cumhuriyet Savcıları bile soruşturulmaya başlamış!.. 


 


 


İki kişiden biri” bu kavgada, taraf olmasa bari!..


 


 


Ortalığı kaplayan bu toz duman içinde, muhalefet milletvekilleri ne iş yapıyor diye merak etmeyin sakın. Bir kısmı Silivri’de “Vardiya Bizde Çadır Nöbeti”ni takip ediyor. Bir kısmı da doğru işler yapmak için çaba sarf ediyor. Emin olun, iki gözüm üstlerindedir. Ben de onları izliyorum… 


 


 


Aralarından bir tanesi, işini gücünü bırakmış “tekkelerin mal varlıklarının iadesi” için kamuoyu oluşturuyor!?…(1) 


 


 


AKP gayrimüslim azınlıkların mallarını iade etmek için kollarını sıvadı ya, o da aklınca tam sırasıdır diye düşünüp, Alevilerin mallarını kurtaracakmış! Bu nedenle tekkelerin taşınmazlarının geri verilmesini talep ediyor. Biliyorsunuz CHP’nin milletvekili sayısı, yasa çıkartmak için yeterli değil. Muhalefet milletvekilleri sadece yasa teklifi verebilirler!.. AKP’nin destek vermediği bir yasa teklifi ise asla geçmez. O bakımdan bizimkine göre, AKP’nin destekleyebileceği bir konu bulmuş!.. Yasama görevini hakkıyla yerine getirecekmiş!.. 


 


 


Peki, bu teklif hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Tunceli milletvekilimiz mizah mı yapıyor, yoksa kafayı tekkelerle mi bozmuş? Ben şahsen bir şey anlayabilmiş değilim!.. 


 


 


Eminim iktidar, muhalefetten gelen bu teklife balıklama atlayacak! Çünkü bu işten asıl yararlanacak olan onların taraftarları olacaktır!? Böyle bir teklif yasalaştığında, AKP’ye destek veren cemaat, vakıf ve tarikatların kazanacakları yanında, Alevilere kalacak olanlar, devede kulak bile olamazlar!.. Bizim milletvekili kurnazlık yaparak, AKP’lileri kullanabileceğini sanıyor!..


 


 


CHP’ye ulusal çıkarları koruyacak, Cumhuriyetin niteliklerini özümsemiş, Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten bağlı, birikimli ve akıllı ve aynı zamanda gündemi takip edebilecek milletvekilleri ne zaman seçeceğiz?.. 


 


 


İki kişiden diğeri” de bu soruya cevap versin!.. 


 


 


Av. Cemil Can


 


DİPNOT:


 


1.       Sözü edilen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’dür.


http://siyaset.milliyet.com.tr/chp-alevilerin-mallarini-geri-istedi/siyaset/siyasetdetay/13.09.2011/1438094/default.htm



Yazarın Son Yazıları:
‘Bağımsızlık’ mı ‘hırsızlık’ mı?!..
Devletin ‘özel’i olmaz!..
‘Cesaret ödülü’nün bedeli!..