RTE yalnız kalmıştır ve dehşetli korku içinde yaşamaktadır

RTE yalnız kalmıştır ve dehşetli korku içinde yaşamaktadır
28 Kasım 2014 10:39

Önceki gün Eskişehir’de Haziran direnişi sırasında esnaf ve polislerce dövülerek katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın davasının görüldüğü gün, Ankara’da 4.Esnaf ve Sanatkarlar Şurası’nda konuşan BOP Eşbaşkanı RTE ”…Esnaf gerektiğinde askerdir, alperendir, kahramandır, polistir, hakimdir…” sözlerini sarf ederek yapayalnız kaldığının ve Irak devlet başkanı Saddam ile Romanya devlet başkanı Çavuşesku’nun, diğer diktatörlerin korkunç akıbetlerini düşündüğünden olacak ki, gece gündüz dehşetli bir korku içinde cehennemi yaşam sürdürdüğünü çok net olarak göstermektedir.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

İnsanların dilinden aniden dökülen sözler onun bilinçdışının(bilinçaltı) dışavurumudur ve kendini her bakımdan ele verici istihbarat ajanlarıdır.

 

Ve yukarıya aldığım ona ait sözler yalnız kaldığının, dostları tarafından arkadan hançerlendiğinin en açık işaretleridir.

 

Bakın neden?

 

Daha önce düşman ilan ettiği, hakaretlere maruz bıraktığı toplumsal sınıfları, şimdi dolaylı olarak taltif ederek onlardan ve esnaftan doğrudan yardım isteme durumunda kalmıştır.

 

Şimdi esnafı görevli kıldığı sınıfları tek tek ele alalım.

 

‘’Esnaf askerdir’’ derken onlara hakaret bağlamında ‘’Askerlik yan gelip yatma yeri değildir’’ ve askerlerin tutuklandığı sahte Ergenekon davasında ‘’Ben bu davanın savcısıyım’’ sözleri RTE’ye ait değil midir?

 

‘’Esnaf alperendir’’ derken alperenliğin bir Türk milliyetçiliği olduğunu bile bile ‘’Ben Türk milliyetçiliğini ayaklarımın altına aldım’’ çirkef üstü çirkef sözleri RTE’ye ait değil midir?

 

‘’Esnaf kahramandır’’ derken 2000 senesinde Avustralya’daki bir radyo konuşmasında küresel güçlerin taktirini alıp iktidara gelebilmek uğruna kahraman şehitlerimiz için vicdan dışı bir şekilde teröristbaşını da överek ‘’Sayın Öcalan’ın aldığı kelleler…’’ dipsiz çukur tarzındaki çirkef beyanları RTE’ye ait değil midir?

 

‘’Esnaf polistir’’ derken görevlerinin başındaki yüzlerce polisi paranoyak korkuları yüzünden kodese tıktıran ve yurdun çeşitli bölgelerine sürgün eden RTE değil midir?

 

‘’Esnaf hakimdir’’ derken adil kararlar veren ve Deniz Feneri hırsızlığı gibi yüzyılın şerefsiz hırsızlıklarında simalar tanıdık çıkınca ilgili yargı mensupları hakkında dava açan ve sürgüne gönderen RTE değil midir?

 

Evet, Demirel’in deyimi ile ‘’Dün dündür, bugün bugündür’’ RTE için.

 

Çünkü o bir makyavelisttir.

 

Çünkü o bir oportunisttir.

 

Çünkü o bir pragmatisttir.

 

Artık her diktatörün tahmin ettiği ve hissettiği gibi yolun sonuna geldiğini bilmektedir RTE.

 

Çevresinden tek bir Allah’ın kuluna güvenmemektedir.

 

Herhangi sıkışık durumda onu bırakıp kaçacaklarını ve kendisini arkadan hançerleyeceklerini çok iyi bilmektedir.

 

Örneğin Çavuşesku ve Saddam’ı en yakın adamları yakalatmış ve idam hükümlerini vermişlerdir.

 

Çavuşesku’yu emrinden çıkmayan askerleri, karısı ile birlikte yargı iki saat içinde hükmünü verdikten sonra kurşuna dizmişlerdir.

 

RTE’nin etrafına toplanıp ona yalakalık yapanlar makam, rütbe ve maddi çıkarları için onu geri dönüşü olmayan felaketlere sürüklemiştir.

 

Bu yalakalar RTE’ye sen aslansın, sen kaplansın, sen evliyasın, sen İslam aleminin muhteşem halifesisin, sen Şam’da Emevi camiinde sabah namazını kılmalısın, sen Alevi Beşşar Esad’ı devirip Suriye’de Sünnilerin yönetimini kurmalısın, bütün dünya senden korkuyor ve sen bir dünya liderisin, sen çağımızda Peygamber’in vekilisin, sen Allah’ın yeryüzündeki gölgesisin vs. diyerek adama içlerinden gülüp alay ederek hem makam rütbe sahibi oldular hem de büyük dünyalık elde ettiler.

 

Bu sinsi düşman yalakaların, RTE’ye işlettikleri affedilmesi asla olası olmayan en ağır cürüm ise ona Türkiye’yi bölüp parçalama anlamına gelen adına ‘’çözüm süreci’’ dedikleri ama aslında ‘’ihanet süreci’’ denilmesi gereken fiili işletmeleridir.

 

İşte bu bedbahtlar var ya, bugün RTE’nin en büyük düşmanlarıdırlar ve ellerinde hazır bulundurdukları hançerlerle onu sırtından vuracakları anı beklemektedirler.

 

Tüm yalakaların psikolojisi böyledir.

 

İyiliğini gördükleri kişinin hatalarını sona geldiğinde asla savunmazlar.

 

Neden?

 

Çünkü onu böyle hatalara sürükleyen onlardan başkası değildir.

 

Savundukları taktirde yönetime hakim olan güçlere yani yeni iktidara bir şey anlatamazlar.

 

Yönetime hakim olan güçlerle birlikte velinimetlerine saldırırlar ama bunlar da kendilerini kurtaramazlar.

 

Çünkü, yönetimi ele alan yeni hükümet esas cürüm sahiplerinin bunlar olduğunu ama çıkarları için kullandıkları velinimetlerini bir kukla gibi oynattıklarını çok iyi bilir.

 

RTE’nin etrafını saran yalakalar mı sadece onu yalnız bıraktı?

 

Hayır.

 

RTE’yi esas yalnız bırakan onu iktidara getiren küresel güçler, ABD’dir.

 

Bu durumunu tıpkı Saddam’ın ABD’nin kurnazca teşviki ile Kuveyt’i işgal edip sonra bu emperyalist güç tarafından saldırıya uğramasıdır ki, bugün RTE’nin durumu tam da böyledir.

 

ABD, RTE’yi iktidara taşıma yardımından önce ona tıpkı Saddam’ı Kuveyt’i alması için teşvik etmesi gibi çocuk kandırmak için eline horoz şekeri verilircesine ona da BOP Eşbaşkanlığı görevi verilerek hem Ortadoğu bölgesindeki İslam ülkelerinin 22 ayrı devlete bölünmesi hem de ülkesindeki Kürt sorununu çözme konusunda Kürdistan Federasyonu kurma görevi verilmiştir ki, bugün PKK terör örgütü ile ‘’çözüm süreci’’ dedikleri ‘’ihanet süreci’’ görüşmelerinin nedeni budur.

 

Ama bugün gelinen nokta itibariyle güvendiği ABD bu politikalarının çoğundan vazgeçmiş ve RTE’yi ‘’kral çıplak’’ şeklinde ortada bırakmıştır.

 

Şu kesin ki, dinci terör örgütlerini besleyerek Suriye’nin içini karıştıran ve iki yüz bin insanın ölümüne milyonlarca insanın göç etmesine bir o kadarının da yaralanmasına sebep olan RTE Suriye Devleti’nin müracaatı ile çok yakın zamanda ‘’uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’’nde kesinlikle yargılanacak ve bunu bizzat ABD destekleyecektir.

 

AKP hükümeti Beşşar Esad’ın ABD’nin çok gizli bir şekilde desteğini aldığını ve anlaştıklarını bilmeyecek kadar gaflet ve dalalet içindedir.

 

Bu konuda sadece tek bir soru sorayım:Davutoğlu’nun Esad’ı indirme konusundaki tüm ısrarlarına rağmen Obama neden buna yanaşmıyor?

 

RTE ve Davutoğlu en küçük bir mantık önermesini bile yapma muhakemesinden fersah fersah uzaktırlar.

 

Analitik düşüncenin anlamını dahi bilmezler.

 

Şu anda RTE çok acıklı durumdadır.

 

Sonuna yaklaşan her diktatör gibi bunu çok iyi bilmektedir.

 

İşte bu nedenle son bir hamle olarak ‘’belki kurtulurum ümidi ile’’ çok tehlikeli bir söylemle esnafı ve bütün toplumsal sınıfları ajite etme söyleminde bulunmuştur ki, buradan ona hiç ekmek çıkmaz.

 

Bakın neden?

 

Adnan Menderes’in hataları vardı ama milletine ihanet etmediği gibi ‘’Türk milliyetçiliğini ayaklarımın altına alır çiğnerim…’’ de demediği halde o onaylamadığımız bir şekilde cezalandırılırken her seçimde RTE gibi oyların yüzde ellisini aldığı halde onu destekleyenler korkularından evlerine sindiler.

 

Bakın, şimdi ibret alınması gereken tarihsel bir olay anlatalım.

 

Abbasi halifesi Eba Müslim ülke yönetimindeki hasımlarına yenilince ‘’Düşmanları küstürmemek için, dostları ihmal edip onlara yakın olduk ama sonra düşmanların kalleşlik gerçeğini anlayıp dostlarımıza yanaşınca bu defa onlar küstüklerinden bize bir daha yakın olmadılar…’’ sözlerini söylemiştir ki, bundan herkesin ders çıkarması gerekir.

 

Bugün itibari ile RTE’nin vahim durumu aynen böyledir.

 

Kendine gerçek dost olanları ve dürüstleri çevresinden kovmuştur ama her türlü çıkarları uğruna yalakalık yapan sinsi düşmanları etrafında toplayarak bilerek vahim hatalar yaptırmışlardır ona.

 

Bugün gelinen nokta itibari ile RTE, yukarıdaki sözlerinden anlıyoruz ki, Abbasi halifesi Eba Müslim gibi gerçek dostlara yaklaşmak istiyor ama karşısında kendine küsmüş koskoca bir kitle var.

 

Ayrıca BOP Eşbaşkanı RTE’nin belli bir süreden itibaren TBMM’de kişiye özel kendini korumaya yönelik sözde yasalar çıkarttırmasının esas nedeni yalnız kalma ruhsal durumu ile yıllardır dost diye etrafında bulundurduklarının çıkarcı sinsi düşmanlar olduklarını gayet iyi kavramasıdır.

 

Ve yine bu bağlamda RTE’nin güvenliği için koruma ordusu ile birlikte bu konuda teknik detaylara dayalı olarak gittiği yerlere en son olarak aldığı seyyar X-RAY cihazı alarak gazeteciler başta olmak üzere gerektiğinde herkesi buradan geçirmesi çırılçıplak yalnız kaldığının ve dost bildiklerinin düşman olduklarını anlamasıdır.

 

Bu saatten sonra dış dünyada ve içeride artık hiç kimseye güven duymuyor.

 

Şu anda RTE’nin gerçek dostları eşi ve çocuklarından başkaları değildir.

 

RTE’nin vaziyeti Osmanlıca deyimle ‘’Bad-ül-harab-ül-Basra’’dır yani ‘’Basra harap olduktan sonra’’ anlamını taşımaktadır ki, artık bu saatten sonra hiçbir özrün kıymeti bulunmamaktadır.

 

Hiç kimse babasına ve tarihine ne küfür ettirir ne de hakaret.

 

RTE’nin, sinsi sahte dostları sayesinde Türk yargısı önünde çok bir acıklı hesap verme akıbetini beklemekten başka çaresi bulunmamaktadır.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!