RTE ve partisi AKP’den kurtulmamız için HDP barajı aşmalıdır
4 Haziran 2018 13:09

Seçimlere az bir zaman kala artık kesinlikle anlaşılmıştır ki, RTE ve Türkiye’yi bölünme noktasına getiren, savaşsız olarak topraklarımızı yabancılara işgal ettiren, Kıbrıs büyüklüğündeki 18 adamızı Yunanistan’a peşkeş çeken, yeraltı ve yerüstü varlıklarımızı, derelerimizi tepelerimizi, ormanlarımızı, Cumhuriyet Türkiyesi’nin yaptıklarını süper aşkı olan Araplara peşkeş çeken; devasa hırsızlık ve yolsuzluklarla, ihale rüşvetleriyle, devletteki aşırı lükse dayalı utanmazca israflarıyla, 5 milyon Arap ve Ortadoğu çöp insanlarını sırtımıza yükleyerek 40-50 milyar dolar para harcamalarıyla ekonomik krize sürükleyen 16 yıldan beri ensemizde boza pişiren AKP çok şükür ense tıraşlarını göreceğimiz şekilde gitme noktasına gelmiştir.

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Bu durumda RTE tıpkı 16 Nisan 2017 referandumunda olduğu gibi seçim katakullileriyle ve HDP’nin barajı aşmaması için çok büyük gayret sarfetme çabası içindedir, zira yine ”Atı alan Üsküdar’ı geçti!” demek için.

Ama artık RTE ve güruhunun siyasal konuşmaları ve davranışlarından anladığım kadarıyla, aydınların uyarıcı katkıları ve muhalefetin de seçim sahtekarlıkları ile ilgili önemli deneyimleri nedeniyle bu alanda oy talanı yapamayacakları kanaatine varmış durumdalar ve yapacakları yanlış bir durumda halkın tepkisinden oldukça çekinmektedirler.

RTE ve güruhunun şimdi tek umutları HDP’nin seçim barajını aşmaması pozisyonudur.

Bu bağlamda başta doğu ve güneydoğuda bir kısım sandıkların birleştirilmesi olmak üzere bazı önlemleri almış durumdalar.

bu önlemlerden en önemlilerinden biri de şudur ki, güneydoğuda aşiret zihniyetine bağlı toplumsal yapıları nedeniyle şeyhleri, ağaları, aşiret reislerini kafakola alma taktiğine de başvurdular ve bundan da önemli ölçüde yararlanacaklarını umut ediyorlar.

Herkesin çok iyi bildiği gibi HDP barajı aşmadığı taktirde en az 60 civarında milletvekili-bu sayının 70-80 arası olma olasılığı da çok yüksektir-Türkiye’yi bölme noktasına getiren, ekonomik krize sürükleyen, insanları ayrıştıran AKP’nin olacak, yani RTE’nin süfli emellerinin askeri olacaktır.

Bu durumda Türk’ünden Kürt’üne kadar barış ve vatanın birliğinden yana olanlar, aydınlar, gazeteciler HDP’ye destek olmalı ve halkı uyarmalıdır.

Şunu unutmamak gerekir ki, RTE şimdiye kadar dini kullanma yanında insanları ayrıştırarak iktidar olmuştur.

Ayrıca siyasal gözlemci olarak şunu biliyoruz, HDP artık Türkiye partisi olma yolunda çok önemli mesafeler almıştır.

24 Haziran seçimleri vesilesiyle tüm yurttaşlar HDP’nin Türkiye partisi olma yolundaki çabalarına katkı sağlamalıdır.

Bunun yolu da HDP’nin barajı aşması için destek vermekten geçer.

HDP barajı aşmadığı taktirde RTE’nin geri dönüşü olmayan bir yolda mutlak itaat edilmesi gereken tek adam olması yanında iktidarını ebedi hale getirecektir, çünkü PKK terörü yeniden azar ve bundan sürekli siyasi yarar sağlar ki, bu nedenle de terörün bitmesini hiç istememektedir.

Halbuki PKK terörüne en büyük darbe HDP’nin TBMM’de olmasıdır.

RTE uluslararası dinci terörizmi ilgilendiren ağır suçları nedeniyle Batılı ülkelerce rehin alınmıştır ve bu korku nedeniyle onların isteklerini yapmaktan çekinmeyecektir.

Bu bağlama olmak üzere Kıbrıs’ın Rumlara bırakılması ve Kandil’le yeniden anlaşma masasına oturması konusunda gereken her şey yapılacaktır.

Ama RTE iktidarını kaybettiği gün çok ağır anayasal suçları nedeniyle sadece Türk yargısında değil, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde de yargılanacağı kesindir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tam bağımsızlığı, Türk ve Kürt’ün kader birliğine dayalı, eşit derecede demokratik haklardan yararlanması adına HDP’nin yukarıdaki nedenlere dayalı olarak TBMM’e girmesi için çok çaba sarfedilmesi gerekmektedir.

Kısaca, bu aşamada RTE’yi bitirmenin ve terörü sıfırlamanın yolu HDP’nin Türk Kürt demeden aklı başında tüm insanlar tarafından desteklenmesinden geçer.

HDP yetkilileri ve sandık görevlileri oylarını çaldırmamak için azami gayret göstermelidirler.

ERZURUM’DA AKP BÜYÜK BİR YENİLGİYE UĞRAYABİLİR!

Erzurumlu olmam nedeniyle Erzurum halkının siyasi zihniyet yol haritasını iyi bilirim.

Ayrıca AKP’nin Erzurum kurucu il başkanıyım.

Erzurum halkı 2002 seçimlerinden beri RTE’ye kilitlenmiş durumda.

Örneğin 3 Kasım 2002, benimde milletvekili olduğum seçimde oyu yüzde 54,65’ti ki daha sonraki seçimlerde bu oran yüzde 65’lere kadar yükseldi.

2002’deki siyasal konjonktör nedeniyle 7 milletvekilliğinin tamamını alan AKP daha sonra-milletvekili sayısı altıya(6) düşmüştü-5 milletvekilini almış ve birini de MHP almıştı.

İlk defa 7 Haziran 2015 seçiminde AKP’nin milletvekili sayısı dörde(4) düşmüş, 1 milletvekilini MHP ve 1 milletvekilini de HDP almıştı, daha sonra seçim 1 Kasım 2015’te yenilenince yine 5 milletvekilini AKP, 1 milletvekilini de MHP almıştı.

Bu kısa bilgiyi neden verdiğim biraz sonra anlaşılacak ama önce Erzurumlu’nun zihinsel haritasından biraz bahsedelim.

Önce bir saptama, Erzurumlu her ne kadar RTE’ye bilmediği nedenlerden dolayı kilitlense bile çok irice bir milliyetçilik damarı vardır.

İkincisi, dini bütün yaşayan ve yaşamayanların da dini değerlerine bağlı olduğu Erzurumlu öteden beri Necmettin Erbakan’ın çeşitli dönemlerindeki partilerine büyük kütleler halinde oy vermiştir ve çok sayıda milletvekili çıkarmıştır.

Kısaca bugünkü Saadet Partisi Erzurumlu’nun zihinsel yol haritsında derin izleriyle, yeniden açığa çıkmak üzere fazlasıyla mevcuttur.

Diğer bir saptama Erzurum’da 60 yıllık köklü bir üniversitenin-tabii sonradan bir teknik üniversite daha kuruldu-varlığı nedeniyle oluşan aydın bir kitle CHP’yi hep desteklemiştir; öyleki 1980 öncesi milletvekili, senator ve belediye başkanları çıkarmıştır.

Benim milletvekili eçildiğim 2002’de CHP tükenmişliğine rağmen 19 bin küsür oy almıştır.

HDP’yi özellikle en sona bırakmak üzere Erzurumlu’nun zihinsel haritasından yola çıkarak bir hükme varalım.

Bu nedenle iddia ediyorum ki, ittifak yasasının getirdiği avantajla Millet İttifakı’nı oluşturan SP-CHP-İP partilerinden biri, özellikle Saadet Partisi veya CHP bir milletvekili çıkarabilir.

Aslında CHP’ninde milletvekili çıkarma ihtimali yüksek, çünkü aynı zamanda 1.Sıra adayı aslen ülkücü kökenli bir MHP’li ki ödünç oylar alacaktır.

Şimdi bir durumu daha ortaya koyalım, Saadet Patisi, CHP’nin geçmişe dayalı potansiyel oyları, İyi Parti’ye MHP ve AKP’den kayacak oylarla, AKP’nin 2. ve 5. sıra adaylarının Kürt kökenli olmaları nedeniyle-çünkü Kürt nüfus oranına göre Erzurumlu bunu fazla görüyor-bir kısım AKP seçmeninin de dönüşü ile Millet İttifakı’nın en az 1 milletvekili çıkarması işten bile değildir; bu nedenle ittifak yasasının seçmene çok iyi anlatılması gerekir.

Yukarıda bahsettiğimiz gibi HDP Erzurum’da 7 Haziran 2002’de 1 milletvekili çıkarmıştı ve Kürtlerin nüfus oranı bakımından bunu her zaman sağlayabilirler.

HDP’nin bu defa 1.Sıra adayı Şeyh Said’in torunlarından biri.

Hemen şunu belirtelim ki, Şeyh Said’in torunları Adnan Menderes’in Demokrat Parti döneminden itibaren her dönem milletvekili çıkarmışlardır, Fıratlar olarak nitelenen bu aile dindar Kürtler arasında her zaman saygın bir yere sahiptir ve mutlaka destekleyeceklerdir. Çünkü bu aile daha önceki dönemlerde Refah Partisi’nden mutlaka milletvekili olarak seçilip parlamentoya geliyorlardı, Adalet Partisi ve DYP’den sürekli seçilen Melik Fırat’I söz konusu bile etmiyorum.

Bu siyasi konjonktür icabı AKP’nin milletvekili sayısı üçe(3) inebilir.Yani 1 milletvekili SP veya CHP, 1 milletvekili HDP, 1 milletvekili de ya MHP veya İyi Parti’nin olabilir.

Erzurum için yaptığım bu siyasi analizi ittifak yasası çerçevesinde tüm illere örnek olması içindir.

Yineliyorum, ittifak yasasının avantajları seçmene çok iyi anlatılmalıdır, çünkü seçmen bunu yeterince bilmiyor ve bilincinde değil.

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN Twitter