RTE Türk Siyasetindeki tüm olumsuz gerçekleri ortaya çıkardı

RTE Türk Siyasetindeki tüm olumsuz gerçekleri ortaya çıkardı
10 Şubat 2015 15:52

Şu gerçeği öncelikle ortaya koymamız gerekir ki, RTE Türkiye’nin demokrasi tarihinde derin izler bırakmış olan bir fenomendir ama madalyonun öbür yüzünü incelediğimiz zaman bunun hepsinin istisnasız bir şekilde olumsuzluklarla dolu hep birlikte görürüz.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

RTE’nin devr-i iktidarında işlenen bu olumsuzluklar fetret dönemi olarak adlandıracağımız zaman diliminde ülkemize ve milletimize büyük zararlar verdi, derin yaralar açtı ama geleceğin siyasetçilerinin önüne de çok önemli deneyimler bıraktı.

 

Öncelikle şu soruyu sormamız gerekir ki, RTE temel olarak hangi siyasal enstrümanı kullanarak diğer tüm olumsuz, kahredici, zarar verici politikalarını bunun üzerine oturttu?

 

Hiç çekinmeden bu temel siyasal enstrümanın İslam dini ve bunun en hoyrat şekilde kullanılarak kitleleri kandırması formatında olmuştur.

 

RTE İslam dinini politikada o kadar usturuplu şekilde kullanmıştır ki, kitlelerin büyük çoğunluğunun artık ‘’Tayyip Bey ne yapsa yeridir, onun yaptığı yanlışlarda doğrudur ama bizim beynimiz kavrayamıyor’’ noktasına gelmiştir.

 

Türk siyasetinin en renkli simalarından rahmetli Osman Bölükbaşı’nın ‘’Koltuğunun altında haç taşıyan , fakat hacı görünmeye çalışan , gavur diye öldürüp, şehit diye namaz kıldıran siyasetçilerden sakınılmalıdır’’ sözlerini anımsatarak şu gerçeği de ifade etmeliyiz ki, dinsel hurafelere dayalı dogmatik düşünceli toplumlarda din kullanıcısı siyaset liderleri birkaç adım öndedir ve yarıtanrı sanrısı ile karizmatik olarak algılanırlar.

 

Zaten ‘’karizma’’ denilen kavram bilgidışı dogmatik düşünceli toplumlar için vardır.

 

Bu kitlelerin oyları ile seçilmiş iktidarların göreve geldiği ülkelerde demokrasi ile yönetilmiş oluyor!

 

Bakın RTE ile İslam dini emperyalizmin emrine verildi.

 

Cahil kitleler cami, namaz, takke, sakal, seccade, imam-hatip okulları, okullara mescit, dinsel jargonlar vs. ile uyutulup ülkenin bütün mal varlıkları yabancılara peşkeş çekildi.

 

Cumhuriyetin tüm birikimleri satıldı.

 

RTE’nin İslam’ı kullanma atraksiyonu ile beraber dehşetli bir korku psikolojisi yaratarak bütün kitleleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumlarının mensuplarını gözlerinin kurdunu kırarak onun yasal olmayan emirlerinin hepsini yerine getirmelerini sağlamıştır.

 

Yargıyı korkutup tüm hukuksuzlukların ve yolsuzlukların üstünü örtmüştür.

 

Askeri korkutup vatan haini bölücülere karşı operasyon yapamaz hale getirerek bugün itibariyle ülkemizin bir karpuz gibi ikiye bölünmüş şekliyle karşı karşıyayız.

 

Buradan şu gerçeği anlamaktayız ki, RTE iktidarından önce Türkiye’nin en gözde kurumları olan Türk Silahlı Kuvvetleri ile Yargı’nın hiç de göründükleri gibi olmayıp korkutularak işlevsiz hale getirildiklerini anlamış bulunuyoruz.

 

Ve bu iki kurumun mensuplarının da RTE’nin korkutup sindirmesiyle eski saygınlıklarının önemli ölçüde törpülendiğini anlamış bulunuyoruz.

 

RTE’nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütün kurumlarını korku psikolojisi ile sindirmesiyle hukuku hiçe sayarak yasadışı işlemleri yapmasından şunu anlamaktayız ki, devlet aygıtımız son derece kaygan bir zeminde durmakta ve bu aygıtı yönetenlerin çok önemli bir kısmı da hem bilgi hem de dirayet eksikliği bulunmaktadır.

 

Halbuki cumhuriyetle yönetilen demokratik bir devlette bürokrat dediğimiz yöneticilere başbakan, cumhurbaşkanı da dahil hiçbir siyasi yasal olmayan bir icraat yaptıramaz.

 

Zaten böyle siyasetçiler halk tarafından Batı demokrasilerinde derhal dışlanır.

 

RTE’nin ortaya çıkardığı çok önemli bir toplumsal gerçeğimizde şudur ki, eski tanımlama ile ‘’iaşe-iane’’ sistemi denilen yöntemle halkımızın yine çok sayıda kesiminin oylarını küçük bir erzak torbası ile birlikte yarım ton kömüre sattıklarını tespitle önümüzdeki dönem siyasetçilerin önüne çok önemli bir veri konulmuştur.

 

RTE İslam’ı kullanarak karşılığında hiçbir çıkar beklemeden gerçek dindar kitleleri kandırarak oylarını almıştır.

 

Din kullanıcıların en temel ‘’benmerkezci’’liği ‘’Din iman size, han hamam bize’’ düşüncesidir ki, dindar kitle mensuplarının çoğu onların dinle bir ilişkilerinin olmadığını ve dini hoyratça kullandıklarını hiçbir zaman anlayamazlar.

 

Diğer taraftan RTE’nin korkutarak ve paraya boğarak medyayı ve mensuplarını önemli bir kısmını teslim aldığına tanık olmaktayız ki, bu durum bize bu sektörde ne kadar da çok saltık ve kişiliksiz insan varmış dedirtiyor.

 

‘’Havuz Medyası’’ işte böyle oluştu.

 

Ayrıca önceden iktidarların kellesini alan holding ağalarının RTE’den sonra korkudan sinekler gibi nasıl da oraya buraya kaçıştıklarını gördük ve açıktan ödleri patlarcasına AKP iktidarının aleyhinde tek bir söz sarfetmediklerini anlamış bulunuyoruz.

 

RTE, Türkiye’nin bütün kurumlarını, sivil toplum örgütlerini, medyayı, iş dünyasını, mensuplarının elinin öpüldüğü üniversiteleri, spor dünyasını vs. oluşturduğu bir ‘’şeytan üçgeni’’ ile egemenliği altına almıştır.

 

Bu şeytan üçgeni ‘’korkutma-çıkar sağlama-dini kullanma’’ eşkenarlarından oluşmaktadır.

 

Peki, RTE yenilemez bir ilah mıdır?

 

Hayır, asla bunu demek istemiyorum.

 

Ama, muhalefetin RTE’nin bugüne kadar ki kullandığı temel siyasal argümanlar konusunda yeteri kadar bilinçli olmadığını anlatmak ve buna göre önlem alınması için bu yazıyı kaleme aldım.

 

Halkın önemli kesimleri ile yaptığım kişisel temaslarımdan edindiğim intiba RTE’nin AKP’sinin bu seçimde 276 rakamını zor bulacağını gösteriyor ki, bunun en kestirme anlamı 2015’te ‘’Yüce Divan’’ın yargılamaya başlayacağıdır.

 

Muhalefet daha gayretle çalışmalı ve seçimde halkın namusu olarak kabul edilen oy sandıklarına titizce, yüreklice sahip olmalıdır; çünkü ‘’Yüce Divan’’ korkusu AKP’nin çok düşen oylarını da dikkate alırsak blok halinde oy çalınacağını geçmiş deneyimlerden biliyoruz.

 

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!