Türkiye’de liderler arasında RTE ve siyasal partiler içinde de AKP kadar kamuoyu yoklaması yaptıran ne bir lider ne de bir parti bulabilirsiniz.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Öyle ki, sadece seçim sonuçları ve oy oranları ile ilgili kamuoyu araştırması yapmazlar.

 

Aynı zamanda konuştuklarının, demeçlerinin, hükümet uygulamalarının, davranışlarının kamuoyunda oluşturduğu tepkileri de araştırmalarla öğrenirler.

 

Şundan emin olunki bu kamuoyu araştırmalarını çeşitli konularda her hafta yaparlar.

 

Bu araştırmaların sonuçlarına göre söylem ve eylem geliştirerek gerekli önlemleri alırlar.

 

Şundan emin olunuz ki, RTE ve onun AKP’sinin seçimle ilgili son yaptırdıkları kamuoyu araştırmaları tehlike çanlarının kendileri için çalındığını haber vermektedir.

 

Neden tehlike çanları?

 

Bakın burası çok önemli; yukarıda bahsettiğim gibi daha önce yaptırdıkları kamuoyu yoklamalarında alınan sonuçlara göre gerekli önlemleri alıp durumlarını düzeltiyorlardı.

 

Ama şimdi bu durumda gelinen nokta itibari ile aldıkları sonuca göre hangi önlemi uygulamaya koyarlarsa koysunlar kaçan oylarını bir türlü geri getiremiyorlar.

 

Anayasal ve yasal cürümleri yanında siyaseten işledikleri ağır sosyoekonomik cürümleri RTE’nin AKP’sine önemli oranda oy kaybettirmiştir.

 

Ama bu giden oyların bu defa bir özelliği var, o da bunların AKP’ye asla ve katiyetle geri dönüşü olmayışıdır.

 

Bu durum bir sosyoloji yasasıdır.

 

Kültür düzeyi belli bir seviyede olan toplumlar ağır cürüm işleyen iktidarlara karşı geç uyanırlar ama bir daha da asla geri dönüş yapmazlar.

 

İşte bu sefer AKP’nin başına gelen budur ve başta RTE olmak üzere tüm yöneticileri ile birlikte Hükümet üyelerini derin derin düşündürmektedir.

 

Çünkü ne önlem alsalar bir türlü kar etmiyor ve kaçan oylar bir türlü geri dönmüyor.

 

AKP iktidardan düştüğü gün başta RTE olmak üzere AKP ve hükümetinin tüm ilgilileri kendilerini mahkemelerle Yüce Divan’ın önünde bulacakları kesindir.

 

İşte bu nedenledir ki, RTE’nin son zamanlarda milliyetçi duygulara hitap eden ağız değişikliğinin en temel nedeni budur.

 

RTE bu ağız değişikliği ile birlikte üç yönteme başvuruyor.

 

Bunlardan biri ‘’İnkar yöntemi’’ diğeri ‘’Günah çıkarma yöntemi’’ diğeri de ‘’Günah keçisi bulma yöntem’’dir.

 

Örnekleyelim; ‘’Ne Kürt sorunu ya…’’ cümlesi inkar yöntemidir ve Türk halkının balık hafızalı olduğunu düşünmektedir.

 

‘’Bizi de aldattılar’’ cümlesi günah çıkarma yöntemidir ve Türk milletile Türk ordusunun merhametine sığınmaktadır.

 

Yine yurtseverlerin, subayların, aydınların vs. iftira ve kumpaslarla kodese tıkılma cürümlerini Cemaat’in üzerine atarak günah keçisi bulma yöntemini kullanmaktadırlar.

 

Ve buraya dikkat; tüm bu yöntemlerde AKP’den kaçan oyları geri getirmiyor.

 

Şimdi dördüncü bir yönteme başvuruyorlar.

 

Bu yöntem nedir?

 

Halkı aldatmak için kamuoyu önünde tiyatro çevirmek.

 

Bu tiyatroyu şimdilik kimler çeviriyor?

 

RTE ile Bülent Arınç ki, tiyatro yetenekleri doğuştan gelir ve bunu kamuoyunun çok iyi bildiği gibi sürekli yaparlar.

 

Aslında yanlış meslek seçmiş her ikisi de diyeceğim ama kültür düzeyi düşük toplumlarda en başarılı siyasetçilerde oyuncu yetenekleri üstün olanlar arasından çıkıyor.

 

İşte bu çerçevede kamuoyuna RTE İle Hükümet’in arasının açıldığı algısını oluşturuyorlar.

 

Oluşturdukları algıya göre herkesin yakından takip ettiği gibi RTE, on iki yıllık iktidarı döneminde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni PKK terör örgütü ile anlaşma masasına oturtarak ülkeyi bölünme noktasına getirmemiş gibi milliyetçi bir adam pozuna büründürülüyor, Hükümet ise elikanlı katillerle anlaşma konumunda gösteriliyor.

 

Şimdi aklınıza hemen şu soru gelecek ve burada bir çelişki yok mu, o zaman daha iyi, AKP’nin oyları çok düşer.

 

Bunlar var ya aldatmanın da üstatlarıdırlar, her şeyin hesabını en ince ayrıntısına kadar yapıyorlar.

 

Türk kamuoyu şunu çok iyi biliyor ki, her ne olursa olsun AKP’nin tek hakimi RTE’dir ve partide ondan habersiz yaprak kımıldayamaz.

 

Danışıklı dövüş yöntemi ile çevirdikleri bu ahlak çerçevesinden uzak tiyatro ile önce halkın paradigmasında kendisinde olmayan ve geçmişte ayaklarının altına alarak çiğnediği Türk milliyetçiliği yaftası yapıştırılacak, ikinci aşamada ise halka sadece şu hatırlatılacak; AKP’nin tek hakimi RTE’dir.

 

Zaten bunlar olurken RTE’nin arada AKP için dört yüz milletvekili istemesi işleyen bu planın bir parçasından ibarettir.

 

RTE ile Arınç’ın çevirdikleri bu tiyatro o kadar profesyonelce ki, halkın bu numaraları yutması için bütün mizansenler hazırlanmış.

 

Kamuoyuna açık olarak medya önünde geçen bu tiyatro konuşmalarını tekrarlamak istemiyorum.

 

Ama en son olarak Arınç’ın yine kameralar karşısında halk kuşkulanmasın diye ‘’Her türlü tehlikeye karşı ben Başbakan’ımı korurum’’ ve ‘’Bunları neden basının önünde konuşuyor, ikazlarını bizzat bize söylesin’’ sözleri kamuoyunu aldatmaya yönelik çok bayağı aldatmacalardır ki, biz ciddi ciddi kavga ediyoruz görüntüsü veriyorlar ve ta Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemden itibaren uyguladığı cehalet üstü cehalet politikalarıyla Suriye’de üç yüz elli bin insanın katlinden bir numaralı sorumlusu RTE’nin kuklası Ahmet Dsvutoğlu’nu masum mazlum göstererek kaçan oyları geri getirmeye çalışıyorlar.

 

Halbuki RTE ile Arınç suni de olsa birbirlerine çok nazik davranırlar, güzel hitap ederler.

 

Hatta RTE, Bülent Arınç’a abi diye hitap eder.

 

O zaman şu soru akla gelebilir.

 

Neden bu ikisi teatral olarak kavga ediyor?

 

RTE, Hükümet üyelerinden başka biri ile kavga ettirilemez mi?

 

Bunun yanıtını yukarıda vermiştim.

 

RTE zaten bir oyuncu yeteneği ile yaratılmış.

 

Ve Hükümet içinde de oyuncu yeteneği en yüksek olan kişi ise Bülent Arınç’tan başkası değildir.

 

Yoksa bunlar akıllarını mı yitirdiler ki kamuoyu önünde kavga etsinler; çünkü AKP arabası devrildiği gün ikisi de arabanın altında kalacaklarını yani Yüce Divan’da yargılanacaklarını çok iyi biliyorlar.

 

Bu profesyonel oyuncu yeteneğine sahip iki kişinin on iki yıllık süreç içindeki beden dillerini konuşturmaları, cafcaflı mazlumca laflar etmeleri ve kameralar karşısında ağlayışlarını gözönüne getirdiğinizde her şey netleşir.

 

AKP’nin düşen oyları bakımından RTE ile güruhunun durumu o kadar vahim ki, 7 Haziran’a kadar çok çeşitli oyunlar(tiyatro) vizyona konulacaktır; buna hazırlıklı olalım.

 

Bu arada şu hatırlatmayı yapmak zorundayım, Meclis dışı partiler herhangi birisinin çatısı altında ittifak ile seçime girerlerse AKP’nin oyları sanılandan da aşağı düşer ve bu grup Parlamento’da çok etkin olarak yerini alır.

 

Çünkü Kürtçü Dersimli Kemal ve RTE’nin koruma müdürü özel görevli Bahçeli’den dolayı CHP ile MHP’ye ancak kerhen oy gidecektir.

 

Durmak yok, Türkiye’nin selameti ve topraklarımızın bölünmemesi açısından AKP’yi yıpratmaya devam.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

---

Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!