Roma döneminde inşa edilen hipodrom ve tapınağın temelleri gün yüzüne çıkarıldı

Roma döneminde inşa edilen hipodrom ve tapınağın temelleri gün yüzüne çıkarıldı
17 Eylül 2017 10:57

TARİHİNDE birçok medeniyete ev sahipliği yapan Hatay’ın Antakya İlçesi’nde Roma döneminde inşa edilen hipodrom ve tapınağın temelleri gün yüzüne çıkarıldı.

 

 

 

 

Kazı çalışmalarının tamamlanmasının ardından hipodrom ve tapınağın içinde bulunduğu 20 hektarlık alan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir proje ile Arkeopark olarak kente kazandırılacak. 2013 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi tarafından, başlanan kazı çalışmaları birbirinden 160 metre uzaklıktaki hipodrom ve tapınakta devam ediyor. Her iki anıtsal yapı hem boyutları, hem de Helenistik ve Roma dönemlerine ait buluntuları ile dönemlerinin en önemli örnekleri arasında yer alıyor. Yaklaşık 500 metre uzunluğunda ve 75 metre genişliğindeki hipodromun M.Ö. 1. Yüzyıl’da inşa edildiği ve 80 bin kişilik seyirci kapasitesine sahip olduğu düşünülüyor.

 

 

Kazı Heyeti Başkanı ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hatice Pamir ,Antakya’nın o dönemde İskenderiye ve Roma ile birlikte dünyanın en büyük kentleri sayıldığını ve bu iki yapının kentin ihtişamını gösterdiğini söyledi.

 

 

ANTAKYA, BÖLGENİN EN BÜYÜK SİYASİ GÜCÜNE SAHİPTİ

 

O dönemde Antakya’nın bölgenin en büyük siyasi güce sahip kenti olduğunu belirten Prof. Dr. Hatice Pamir şöyle devam etti:

 

“Hipodrom yapısı tapınaktan daha önce M.Ö. 67 yıllarında yapıldığını antik kaynaklardan biliyoruz, aslında Helenistik dönem, şu meşhur Antiochusların olduğu, yani Roma öncesi. O dönemde hipodrom yapısının olduğunu burada yaptığımız sondajlarda malzemelerden alıyoruz. 1932-35 yılları arasında Princeton Üniversitesi başkanlığındaki ekip de burada kazı yapmış ama çok fazla yayın yapmadığı için bilmiyoruz. Biz bunu sıfırdan ele alarak kazıyı başlattık. Kazıda iki katlı tribünlerin oturduğu temelleri bulduk, arenayı bölen, ‘spina’ diye adlandırdığımız kuzey-güney doğrultulu, 8 metre genişliğindeki bir mimari elemanı bulduk, bunlara göre son derece büyük bir yapıdan bahsediyoruz. Antakya’nın kendi çağında daha henüz İstanbul yokken 3 büyük kentten birisi, bunlar İskenderiye, Antakya ve Roma ve bütün Doğu Akdeniz’i bu kentler yönetiyor. Bütün siyasi ekonomik güç burada, dolayısıyla bu yapılar o dönemin Antakya’sına önemli bir ışık tutuyor. Antakya’yı daha iyi tanınabilir kılıyor. Bu proje hem bilimsel hem de turizm yanı olan bir proje. Çünkü Hatay Müzesine çok yakın bir konumda, hem hipodrom hem de tapınak yapısı atıl durumdaydı bugüne kadar, artık bundan sonra müzeyle birlikte bir kültür aksı olarak düşünüyoruz. Tabelalarla, yönlendirmelerle artık buraya da gelip gezsinler, bu iki değerli anıt ta Antakya’nın bir vakitler şanına şöhretine tanıklık etsin diye düşünüyoruz.”

 

CİRCUS MAXİMUS’TAN DAHA GÖRKEMLİ

 

İtalya’nın Roma şehrindeki tarihi hipodromdan daha eski ve daha görkemli bir hipodromdan bahsettiklerini kaydeden Prof. Dr. Pamir sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Hipodromun iç arena uzunluğunu 492 metre. Yani yaklaşık bir atlı araba 1 kilometrelik bir tur yapıyor. Burada iki katlı tribün sıralarının olduğunu düşünürsek 80 bin kişilik bir kapasitesinin olduğunu düşünmekteyiz. Tabi kendi çağında ama kendinden daha sonra kurulmuş olan Roma’daki ‘Circus Maximus’ tan o döneme göre daha görkemli, daha büyük bir yapı olduğunu o anlamda söyleyebiliriz. Yoksa Circus Maximus M.S. 80’lerde yapıldığında arada yaklaşık 140 yıllık bir fark var.”

 

 

Kaynak: Ramazan ÇELİK/HATAY, (DHA)