Refarandum kabul edilemez çünkü…

Refarandum kabul edilemez çünkü…
12 Haziran 2013 17:36

Erdoğan’ın çevresi de içine düştükleri vahim durumdan kurtulmak için yol arıyor .

Safile USUL H&H YORUM

Bu kapsamda Hüseyin Çelik dün akşam, “Gezi Parkının nasıl olacağını belirlemek için İstanbul’da referandum yapılabilir.” dedi.

Bunu zaten olayların başlangıcında da dillendirmişlerdi ve bir dedikleri ötekini tutmuyor ama yine de bir referandumun neden kabul edilemez olduğuna değinelim.

Şöyle ki…

Seçim/referandum gibi araçlar, üzerlerinde bir zorlama olmadığı zaman anlam taşır ve sorun çözücü olurlar.

AKP kurmaylarının ise, mesela Gezi Parkı olayında referandum derken zihninde şu var…
“U… siz orta sınıf laikler ve de zibidi gençler, yapalım bir referandum, oy depolarımızı size karşı harekete geçirelim de görün gününüzü.”

İşte, bu tür bir referandum, hem oy kullanacakların motiflerinin konuya (Gezi Parkı) ilişkin değil, Hükümet partisinin hesap görme ajandasına yönelik olacağı, bu nedenle sağlıklı sonuç vermeyeceği ve yine bir kızıştırmaya dönüşeceği için kabul edilemez.

Referandum gibi araçlar ortada bir kızıştırma, intikam saiki, hesap görme, defterini dürme çabası gibi durumlar olmadığında ve son derece sakin ve aklı selim ortamlarda sonuç verir.

Ve, Hükümetin şunu iyice anlaması lazım ki…

Türkiye’deki mevcut sivil protesto hareketinin itici güçlerinden bir tanesi de sağlıklı bir seçim ortamının olmayışı ve…

Hükümet partisinin seçimleri almayı bir savaş aracı olarak görmesi, bu nedenle seçimlere aşırı yüklenmesi, bunu bir obsesyon haline getirmiş olması, Erdoğan’ın seçim almak için her türlü kuralı çiğneyeceği yönünde bir kanaat olmasıdır.

Zorlama işler, hırslar, hırs için oyun kurallarını zorlama, seçimin manevi zeminini hasara uğratma, seçim almak için her türlü yanlışı yapabilecek bir görüntü verme durumları seçimlerin toplum üzerindeki düzenleyici etkisini yok eder.

Ayrıca şunun hiç unutulmaması ve hergün hatırlanması gerekir ki…

Türkiye eğer mesela Avrupa ülkelerindeki gibi bir seçim sistemine sahip olsa…

AKP Meclis’de bu kadar sandalyenin sahibi asla olamazdı tüm bu 10 yıl boyunca.

12 Eylül 1980’in getirdiği seçim sistemine göre muhalif partilerin oyları Hükümet partisinin sandalye sayısına akıyor.

Böyle şey olamaz, sabah akşam bunu da konuşmalıyız aslında.

Erdoğan bu durumdan hiç utanmıyor mu, ben olsam çok utanırım başkasının oyunun üzerine oturuyor olmaktan dolayı.

Hal böyleyken, üstüne bir de seçimleri ve referandum aygıtını daha da fazla zorlamak Erdoğan’a hayır getirmez.

Tam tersine toplum zaten çok şişti son yıllarda, daha da fazla şişer.

GÜL İLE GÖRÜŞMESİNDEN TEK KARE VERİLMEDİ

CHP MYK’sı gece yarısı toplandı ve toplantının sonucunda Gül’e, “Liderler zirvesi topla, toplum çok gergin, endişeliyiz.” çağrısı yapıldı.

Fakat böyle birşeye Erdoğan yanaşmaz.

Çünkü Gezi Parkı gençlerine hitaben, “Benimle dahi görüşebilirsiniz” diyebilen, bu çağda bu tür bir siyasi kültüre sahip olan Erdoğan muhalif parti liderleri ile muhatap olmayı zul sayar.

Ki, bu iş artık liderler zirvesi ile de çözülecek bir halde değil.

Önemli bir nokta olarak ise, dikkat ettiyseniz Erdoğan’ın Gül ile dün yaptığı görüşmeye dair basına ne bir fotoğraf verildi, ne de görüşmenin ardından bir açıklama yapıldı.

Tek kelime dahi edilmedi.

Kanaatim o ki, görüşmeleri zaruri idi ve o yüzden gerçekleşti ama çok soğuk ve kırgındı.

Erdoğan Gül ile, ölçülü bir minvalde olsa bile, ters konuşmuştur.

Çünkü Gül’ün, “Erdoğan sonrası AKP” ile meşgul olduğunu pekala da, hatta herkesten daha iyi biliyor.


Yazarın Son Yazıları:
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı