Recep Erdoğan’ın en büyük hedefi: Türkiye’yi araplaştırmak

Recep Erdoğan’ın en büyük hedefi: Türkiye’yi araplaştırmak
17 Eylül 2014 11:32

On bir yıl başbakanlık yapan ve şimdi de cumhurbaşkanı olan Recep Erdoğan’ın ”Kızılelma”sı Türk milletinin çok koyu bir şekilde Araplaşmasıdır; çünkü bunun sonucunda taşıdığı dogmatik-hurafe dinsel değerlere göre hem Allah rızasını kazanmış olacak hem de kendisine nasıl bir kazık atıldığını anladığı an onu bulunduğu makamdan hukuksal-demokratik yollardan indirmeye kalkan Türk milletine karşı bu ruhsal-mankurt yabancılaşmayı ve ülkemizde sayıları milyonlarla ifade edilen önemli bir kısmı çapulcu-terörist olan, her türlü eylemi yapmaya hazır olan Araplar’ı kullanacaktır.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Bakın nasıl?

 

Öncelikle Recep Erdoğan’ın bu hedefini anlamak için bütünün parçalarını irdeleyerek bir mantıksal silsile içerisinde tümevarım yöntemini uygulayalım.

 

Bir defa şu gerçeği anımsatalım ki, Recep Erdoğan o zamanki partisinde (Refah Partisi) daha yerel bir yönetici iken kendisini bulup konuşan Amerikalı önemli elemanlar, geleceğin Türkiye’sini yönetmek için onunla konuşmuş ve katkı sağlayacakları anlamında cesaret vermişlerdir.

 

Çünkü, Amerikalılar onda ülkelerinin çıkarları için önemli iki şey görmüşlerdir.

 

Bunlardan biri politik hırs ve bu hırs adına ülkesinin, tüm insanlığın aleyhine yapmayacağı herhangi bir şeyin bulunmaması diğeri de yetişme, eğitim tarzı itibari ile Arap paradigması taşımasıdır ki, Arapçılığın hiçte ilgisi olmayan bir şekilde İslam dininin değerleri olarak algılamasıdır.

 

Evet tam da Amerikalıların istediği bir tarzda bölgesel çıkarları için biçilmiş bir kaftan.

 

ABD, BOP bağlamında Ortadoğu bölgesini sömürmek için yeşilkuşak İslam’ı gerçekleştirecek, Recep Erdoğan ise edindiği güçle Anadolu’yu İslamlaştırma adına Araplaştıracaktı.

 

Alan memnun, veren memnun; ABD memnun, Recep Erdoğan memnun.

 

Yani kısaca al gülüm, ver gülüm işbirliği.

 

Recep Erdoğan’ın başbakanlığının ilk günlerinden sonuna kadar her yerde, her mitingde, her medya ya verdiği demecinde büyük çoğunluğu, yapılan araştırmalara göre yüzde doksanı anadili Türkçe olan insanlardan oluşan halkımızı otuz altı etnik gruba ayırmasının ve bunu sık sık yineleyerek beyinlere yerleştirmesinin tek nedeni Türklüğünü unutturarak bu konuda hazırlık safhasının tamamlanıp Türk milletini Araplaştırmak için diğer uygulamalar yapıldığında çok kolayca yerine oturmasını sağlamaktan başka bir şey değildir ki, önemli ölçüde de hedefine ulaşmıştır.

 

Recep Erdoğan’ın on bir yıllık başbakanlığı döneminde bu beyin yıkama yöntemini uygularken bu sürenin içindeki son senelerde de Türk milletini Araplaştırma ve ülkenin toplam nüfus içindeki orantısını hızla düşürme uygulamalarını başlatmıştır.

 

Bakın bunu nasıl yapmış olduğunu açıklarken ve halen çiftliğin asıl ağası olarak kahyası Ahmet Davutoğlu’nun eline verilen talimatname ile yapmaya devam etmektedir.

 

Bir defa öncelikle eğitimde 4+4+4 sistemini getirerek tüm okullara Türk çocuklarının kendi milli tarihlerinden uzaklaştırılarak Arapçılık zihniyetinin yerleşmesi için bilimle ilgisi olmayan dersler konulup adım adım mankurtlaştırmadan sonra kendi uluslarına yabancılaştırılmaktadır.

 

Bu bağlamda her çeşit dalavere yapılıp okulların önemli bir kısmı İmam-Hatip okuluna dönüştürülerek velilerinin de istekleri dışında çocuklar oralara zorla yerleştirilmektedir.

 

Türk milletini Araplaştırmanın geri dönülmez en önemli ikinci adımı bu şekilde gerçekleştirmektedir.

 

Velilerin ve öğrencilerin istençleri(irade) dışında gerçekleştirilen bu haksız uygulamaya karşı yurttaşlar demokratik hukuksal haklarını kullanmadıkları taktirde, her geçen yıl bu zulüm artarak devam edecek ve hiç kimse özgür bireyler olarak yetiştirmek istedikleri çocuklarını kazandıkları Arap paradigmaları yüzünden tanımayacaklar; böylece onları kaybetmiş olacaklardır.

 

Ve, böylece ilerleyen yıllarda halkın demokratik tepkisizliklerinden aldıkları cesaretle tüm okulları Türk milletini Araplaştırma adına İmam-Hatip okulu yapacaklarından kimsenin kuşkusu olmasın.

 

Bu Araplaştırma eğitim çalışmalarının en önemli ayaklarından biri de İmam-Hatip okullarında Türkçe konuşmanın yasaklanarak öğretmen-öğrenci diyaloglarında Arapça konuşmanın zorunlu hale gelmesi ve Anadolu İmam-Hatip liselerinde hazırlık sınıflarında okutulan İngilizce’nin yerine Arapça’nın okutulması Türk milletini Araplaştırmanın önemli ayaklarındadır.

 

Bu tamamen kasıtlı ve ‘’İslam’ı öğretiyorum’’ bahanesi ile yapılan milleti Araplaştırma kurnazlığıdır.

 

Bakınız, tüm Arap ülkelerinde başta Suudi Arabistan, Kuveyt ve diğer Körfez ülkeleri olmak üzere yurttaşlarının çoğu İngilizceyi çok iyi bilir ve konuşur.

 

Türkiye’de gördüğünüz şu siyah çarşaflı Arap kadınları bile çatır çatır İngilizce konuşur.

 

Ama bunların gayesi ne İslam ne de başka ulvi bir gaye.

 

Tek gayeleri Türklük’den intikam alırcasına Türk milletini Araplaştırmakdan başka bir şey değildir.

 

Araplaştırma uygulamaları tabii ki sadece bunlarla bitmiyor.

 

TÜRGEV denilen ve açılımı Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı bu amaçla kurulmuş Erdoğan ailesine ait bir vakıftır ki, kurucularının çoğu Erdoğan ailesine ait hısım, akraba, eş-dost, ahbap çavuşlardan oluştuğunu tüm kamuoyu bilmektedir.

 

Bu vakıf Erdoğan ailesine ait olduğu ve en önemli yöneticisi Bilal oğlan olduğu için İstanbul’un önemli bölgelerinde paha biçilmez arsalar, çok yüksek miktarlarda okus-pokus yöntemiyle paralar bağışlanmıştır; son hızla yardım almaya da devam ediyor.

 

Erdoğan ailesine ait bu vakfı neden yazdım?

 

Çünkü Türk milletini Araplaştırma ve özünden döndürmenin konseptlerinin hazırlandığı, planlandığı merkez burasıdır.

 

Annesi halis muhlis Arap olan Bilal oğlan, bu vakfın fiiliyattaki yöneticiliği bakımından gerçek patronudur.

 

Çıkarılan bir yasa ile ki, bu TÜRGEV için Türk milletini Araplaştırmak, özünden, dilinden, geleneklerinden, kültüründen uzaklaştırmak için çıkarılmıştır.

 

Bu yasaya göre mealen, bir kısım vakıflar okullardaki din eğitimini verecek veya kendi tesislerinde bu tür faaliyetlerine devam edecektir.

 

Yani din perdesi altında Araplaştırma uygulamaları yapılacaktır.

 

İşte bunu yapacak olan TÜRGEV ve onun dikte edeceği kurallar içinde diğer birkısım vakıflardan başkası değildir ki, bu işe hızla devam ediyorlar.

 

Ayrıca Türk milli eğitimin başındaki gerçek kişi Bilal oğlandan başkası değildir ki, Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarına ve ders programları ile ilgili Talim Terbiye Kurulu’na toplantılarına katılarak talimat verdiğini gerçekleri yazan basından tüm kamuoyu öğrenmiştir.

 

Bilal oğlana kendisi için çok önemli bir iş olan bu görevi yani Türk milletini Araplaştırma işini ailesel güvenceleri için babası ona verdi.

 

Çok önemli bir noktayı da anımsatarak yazımıza devam edelim.

 

O da, görevlerinden alınan yedi bin beş yüz okul müdürü Arap oğlu Bilal oğlan’ın talimatı ile yapılmıştır, Türk çocuklarını Araplaştırma programını okullarda rahat uygulamak için.

 

Türk milletini Araplaştırma, özünden uzaklaştırma operasyonu eğitim ve beyin yıkama yöntemleri ile son hızla devam ederken bir taraftan da Türkiye Arap istilasına uğratılarak toplam nüfus içindeki büyük çoğunluk olan Türk nüfus oranı hızla aşağıya çekilmek istenmektedir.

 

Üstelik göç eden bu Arapların ki, Suriye’den gelenlerin sayısı iki milyonu bulmuştur; önemli bir kısmı çapulcu, suça bulaşmış ve her türlü cinayetleri işleyecek teröristlerden oluşmaktadır.

 

Evet, Recep Erdoğan ve kahyası Ahmet Erdoğan’ın ondan aldığı talimatlarla uyguladıkları politikalar sonucunda ülkemiz yolgeçen hanına dönüşerek kaos, hırsızlık, cinayet, ırza tecavüz, terör olmak üzere Türkiye Arap istilasına uğramıştır ki, bunların yüzünden hergün bir yığın kriminal olay olmaktadır.

 

Son olarak Recep Erdoğan gittiği Katar’da gazetecilerin sorusu üzerine ki, bu soruyu kendisinin Türk milletini Araplaştırma ve nüfus oranını toplam nüfus içindeki oranını azaltma amacıyla oynayacağı oyuna zemin hazırlamak için sordurduğundan zerre kadar kuşkum yoktur.

 

Recep Erdoğan, suça bulaştıkları için ülkelerinden kaçan Mısır’daki ‘’Müslüman Kardeşler’’ üyelerini eğer önemli bir suça bulaşmadıkları taktirde Türkiye’ye kabul edeceklerini söylüyor.

Siz şark kurnazlığına bakın; ülkesini terk eden ‘’Müslüman Kardeşler’’ üyesi Mısırlı Arapların suça bulaşmaması mümkün mü?

 

Suça bulaşmamışsa ülkesini niye terk ediyor?

 

Recep Erdoğan’ın gayesi tıpkı Suriyelilerde olduğu gibi insani yardım değil Türkiye’nin demografik, kültürel, sosyal yapısını değiştirerek Türk milletini Araplaştırmaktan başka bir şey değildir.

 

Çünkü Erdoğan ailesinin paradigması ve çıkarları bunu gerektiriyor.

 

Şimdiye kadar iki milyon Suriyeli Arap’ın ülkemize yerleşmesi ile yukarıda yazdığım nedenlerden dolayı başımız yeteri kadar belada.

 

‘’Müslüman Kardeşler’’inde ülkemize yığınlar halinde göç ettiğini düşünün.

 

Hem fakir insanımızın yarım ekmeğini onlarla bölüşüyor hem de bunların kanlı eylemleri ile karşıkarşıya kalıyoruz.

 

‘’Müslüman Kardeşler’’ örgütü yarım asırdır radikal dincilik adına Mısır’da kanlı terör eylemleri gerçekleştiren ve binlerce insanın ölmesine neden olan terörizm konusunda çok deneyimli üyelerden oluşmaktadır.

 

Suriyeli suç makineleri ile birlikte bir de ‘’Müslüman Kardeşler’’ örgütü Arapların Türkiye’ye yerleştiklerini düşünün!

 

Halimiz ne olur?

 

Tüm bunlar neden yapılıyor?

 

Elbette ki, Türk milletini Araplaştırma ve ülkemizdeki Türk nüfus oranını aşağıya çekme önemli amaçlardan.

 

Irak’dan kaçan on binlerce Türkmen’in sınırlarımızdan içeri alınmayarak IŞİD ölüm makinelerinin katliamına bırakılması ama diğer etnik unsurların(Arap, Kürt) kabul edilmesi bu aşağılık politikanın uygulamalarından biridir.

 

Benim endişelerimden biri de şudur ki, Türk milleti gelecekte ülkesini olası vatan hainlerinden temizlemeye kalkarken hainler teröre bulaşmış bu Arapları, yurtsever yiğit vatan evlatlarına karşı kullanırlar mı?

 

Bence kullanmamaları için hiçbir neden yoktur.

 

Türk milletinin tüm bireyleri başlarını iki eli arasına alıp çok derin düşünüp karar vermeleri gerekmektedir.

 

Türk milletinin hak ve hukukunu çiğneyici irili ufaklı zulüm, ihanet ve ahlaksızlığa dayalı tüm politikalarda kırmadan dökmeden demokratik hukuksal protesto haklarını sık sık kullanmaları karanlıktan aydınlığa çıkış yolunun en önemli çarelerinden biridir.

 

 

[email protected]

 

İbrahim ÖZDOĞAN twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!