Prof. Akova: Salgında bağışıklık için 50-55 milyon kişinin aşılanması gerekiyor!

Prof. Akova: Salgında bağışıklık için 50-55 milyon kişinin aşılanması gerekiyor!
21 Kasım 2020 10:56

Korona virüsü (Covid-19) salgını, tüm dünyada etkisini sürdürürken, salgından çıkışın anahtarı olarak görülen aşı geliştirme çalışmaları birçok ülkede aynı anda yürütülüyor.

 

 

Gazete Duvar’dan Müzeyyen Yüce’nin haberine göre dünyanın en büyük ilaç firmalarından Amerikan Pfizer, yüzde 90’dan fazla başarı elde ettiğini duyurduğu aşının acil kullanımı için ABD Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA) başvururken, aşının yıl sonuna veya 2021 başına kadar üretim izni alması bekleniyor. Avrupa Birliği (300 milyon doz) başta olmak üzere çok sayıda ülke, yüklü miktarda aşı alımı için firma ile anlaşma sağlarken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’ye ilk etapta 1 milyon doz, gelecek yıl içerisinde ise 25 milyon doz verilebileceğini açıkladı.

Öte yandan Türkiye’de faz-3 çalışmalarına devam edilen Çin menşeli Covid-19 aşısı, sağlık çalışanlarından sonra vatandaşlar üzerinde de uygulanmaya başlanacak. Koca, insan denemesine geçilen aşıya ilişkin, “Aralık ayında en az 10 milyon aşıyı alabilir olacağız. Ocak ayında da en az bu kadar olacak. Bu sayı iki katına kadar çıkabilir” dedi.

Türkiye’de 25 merkezde yürütülen gönüllü uygulamalarının koordinatörlüğünü üstlenen Hacettepe Üniversitesi’nden Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova, korona virüsü aşısının Türkiye’ye geliş sürecini, toplumun bağışıklık kazanması için gerekli aşı miktarını ve aşı kullanımında öncelenmesi gereken kesimleri anlattı.

 

 

‘DÜNYADAKİ 11 AŞIDAN BİR KISMI BİRKAÇ AY İÇERİSİNDE RUHSAT ALABİLİR’

 
Dünyada ve Türkiye’de korona virüsüne karşı aşı çalışmaları devam ediyor. Bazı ülkeler geliştirdikleri aşıların aralık sonuna piyasaya sürüleceğini açıkladı. Son aşamaya gelen aşı çalışmalarında durum nedir?

Dünyada şu an faz-3 çalışmaları denenen 11 tane aşı var. Alman BioNTech firması ile ABD’li Pfizer firması geliştirdikleri aşının yüzde 90’ın üzerinde başarı sağladığını açıkladı. Çinli Sinovac firmasının geliştirdiği aşı adayının da aynı şekilde güvenilir olduğu ifade ediliyor. Bu iki aşının da faz-3 denemeleri Türkiye üniversitelerinde devam ediyor.

Yine Amerika’da Moderna firmasının ürettiği aşı da yüzde 95 başarı gösterdi. Amerikan hükümetinin desteği ile yapılan bu aşının büyük kısmı ülkede kullanılacağa benziyor. O aşıdan Türkiye’ye bir fayda yok. Ama onun gibi arkadan gelen 11 aşıdan bir kısmı birkaç ay içerisinde ruhsat alabilir hale gelecek. Bunların içerisinde İngiltere’de Oxford Üniversitesi tarafından yürütülen bir aşı var. Rusya’nın Sputnik aşısı ve Hindistan’da faz-3 çalışmaları yapılan bir aşı daha var. Bu arada da Türkiye’de de bir aşı faz-1 denilen erken aşamada gönüllüler üzerinde deneniyor.

 

 

‘ÇİN AŞISINA GÖNÜLLÜ OLMAK İÇİN TELEFONLAR KİLİTLENDİ, SİTE ÇÖKTÜ’

 
Alman BioNTech ile ABD’li Pfizer firması ve Çinli Sinovac firmasının geliştirdiği aşıların faz-3 çalışmaları Türkiye’de de sürdürülüyor. Çin’de geliştirilmiş aşı sağlık çalışanlarından sonra şimdi de gönüllüler üzerinde denenecek. Her iki aşıya ilişkin klinik süreç nasıl işliyor? Sizin gözlemleriniz neler?

Pfizer firmasının geliştirdiği aşıyı klinik deneme amaçlı biz de kullanıyoruz. Türkiye’de bine yakın kişi aşılandı. Hacettepe Üniversitesi’nde de yaklaşık 80 kişiye birinci doz aşıları yaptık, şimdi ikinci dozlara devam ediyoruz. Çin aşısı ise Türkiye’den önce Brezilya’da yaklaşık 9 bin gönüllüde denenmiş durumda. Çin’de ise bu aşıya kısmi ruhsat verilmiş. Pekin ve Pekin dışında bir şehirde özellikle yüksek risk altındaki gruplara uygulanıyor. 180 bin kişide yaklaşık 250 bin doz kullanılmış. Buralardan gelen güvenlik sonuçlarında bir sorun yaşanmadı. Antikor oluşturma açısından bu aşı da yüzde 90’ın üzerinde etkili bir aşı. Her iki aşıda da aşı yapılan yerde ağrı, kırgınlık, hafif ateş gibi yan etkiler dışında ciddi bir yan etki yok.

Türkiye’de bu aşıyı Hacettepe Üniversitesi koordinatörlüğünde 25 merkezde çalışma olarak yürütüyoruz. Artık çalışmaların ikinci aşamasına geçiyoruz. İkinci aşamada da 18-59 yaş arası korona virüsüne yakalanmamış kişilere aşılama yapacağız. Toplamda 13 bin gönüllü kişiyi aşılamayı hedefliyoruz. Şu ana kadar aşıya gönüllü olmak için çok büyük bir talep oldu, telefonlar kilitlendi. 2021 yılının ortasına kadar aşı hakkında çalışmamızı tamamlamış oluruz.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin aşısına ilişkin aralık ayında 10 milyon alacaklarını açıkladı. Türkiye ile ortaklaşa gitmiyor mu süreç?

Sağlık Bakanlığı anladığım kadarıyla bu çalışmanın sonucunu beklemeyecek. Dışarıda yapılan güvenlik verilerine güvenerek bir sipariş söz konusu olacaktır. Çünkü bizim o kadar kısa sürede çalışmayı tamamlamamız zor. Bizim çalışmamızın özelliği gönüllülerde çalışmanın nihai noktası hastalığın çıkıp çıkmayacağını görmek. Aşı alanlarda yüzde 60’ın üzerinde bir etkinlik saptanırsa o zaman aşının etkili olduğuna karar vereceğiz.

 

 

‘AŞILAR EKSİ 70 DERECEDE KORUNACAK’

 
Sağlık Bakanı, Alman BioNTech ile ABD’li Pfizer firması ve Çinli Sinovac firmasının geliştirdiği aşıların teknik olarak farklı olduklarını söyledi. İki aşı hangi yöntemlerle üretildi?

Alman BioNTech firması ile ABD’li Pfizer firmasının geliştirdiği korona virüsü aşısı bir ‘mRNA’ aşısı. ‘mRNA’ aşıları virüsün küçük bir genetik kodunu taşıyan aşılardır. Onu lipozom dediğimiz bir yağ tabakası ile kaplıyorlar. Aşı olarak onu kullanıyorlar. Burada virüsün sadece ufacık bir genetik şifresi var. ‘mRNA’ bir protein üretiyor. Bu protein sayesinde vücut da antikor üretiyor. Eksi 70 derecede özel taşıma kapları bu aşıları muhafaza edebilir. Eksi 70’ten çıkartır bir defa çözdürürseniz 5 gün buzdolabında saklayabiliyorsunuz, sonra kullanamıyorsunuz. Firma özel kaplar oluşturarak ilaç taşımacılığının altyapını oluşturuyor. Çin aşısında ise önce virüsü üretiyorsunuz, sonraki aşamada özel yöntemlerle virüsü öldürüyorsunuz. Ölü virüsü insanlara aşı olarak veriyorsunuz. Bu çok uzun zamandır bilinen bir aşı yöntemidir. Çocuk felci aşısı da bu yöntemle geliştirildi. Her ikisinin de yan etkileri benzerlik gösteriyor ve ciddi yan etkiler söz konusu değil.

 

 

‘TÜRKİYE’DE İLK ETAPTA YAPILAN AŞILAR YETERLİ OLMAYACAK’

 
Bakan Koca, her iki aşıya da yıl sonuna veya 2021 yılı başına kadar ulaşılacağını ifade ediyor. Bu planlamayla salgın hangi aşamada kontrol altına alınabilir, bizler ne zaman maskelerden kurtuluruz?

Amerikan Pfizer aşısının yıl sonuna veya 2021 başına kadar üretim izni alması bekleniyor. Üretim izni alındıktan sonra ülkelere dağıtılacak. Türkiye ilk etapta bu aşıdan 1 milyon doz alacak. Çin’in ürettiği ve bizim de klinik çalışmasını sürdürdüğümüz aşıdan ise aralık ayında 10 milyon doz temin edilecek. Sanıyorum ki bu aşılar 2021’in ilk yarısında kullanılmaya başlanacak; ancak Türkiye’de ilk etapta yapılan aşılamalar yeterli olmayacak. Dolayısıyla aşının çıkıp, dağıtılıp yaygın olarak kullanılmaya başlanması 2022 yılının başlarına kadar sürecek. Bu süreçte tedbirlere ve maske kullanımına devam edeceğimizi öngörüyorum.

 

 

’50-55 MİLYON ARASI KİŞİNİN AŞILANMASI GEREKİYOR’

 
Avrupa Birliği başta olmak üzere çok sayıda ülke yüklü miktarda aşı siparişi verdi. Türkiye’de ilk etapta planlanan aşı miktarı yeterli olacak mı? İnsanların virüse bağışıklık kazanması için toplumun yüzde kaçını aşılamak gerekiyor bu durumda?

Covid-19’a karşı geliştirilen bir aşı, ancak çok sayıda insana uygulanmasıyla etkili olacaktır. Bu durumda bir hastalığa karşı sürü bağışıklığı sağlanması için toplumun yüzde 60’ının aşılanması gerekiyor. Şimdi bu aşıların yüzde 90 oranında güvenilir olduğu kabul edilirse Türkiye’de bu hastalığa karşı bağışıklık kazanılması için 50-55 milyon arası kişinin aşılanması lazım. Bu aşıların iki doz şeklinde yapıldığı düşünüldüğünde 100 milyon ve üzeri aşı gerekiyor. Ancak o zaman toplum hastalığa karşı bağışıklık kazanır. Alman firmasından yıl içerisinde alınacak olan 25 milyon doz aşı yabana atılır bir doz değil. Bu aşamada önemli olan temin edilen aşıların dağıtımının doğru planlanması.

 

 

‘AŞI ÖNCELİKLE VİRÜSÜ EN ÇOK YAYAN GENÇLERE YAPILMALI’

 
Aşının dağıtımı konusunda yaşanabilecek aksaklıklar da tartışılıyor. Nitekim son dönemde grip aşının dağıtımında yaşanan sorunların korona virüsü aşısında da yaşanabileceği endişesi var. Aşılar hangi kriterlere göre planlanmalı?

Bu sadece Türkiye için değil, dünyayı da ilgilendiren bir sorun. Çünkü hiçbir ülkenin şu anda bütün vatandaşlarını aşılayabilmesi söz konusu değil. Dolayısıyla ilk gelen aşılar, hem bulaşma hem de hizmetlerin sürdürülebilmesi açısından en yüksek risk grubundaki kişilere yapılmalı. Bunların içerisinde sağlık çalışanlarını ön planda tutmak gerekiyor. Toplum görevlerini yürüten kişiler, hastalığa yakalandıkları takdirde ölme riski yüksek olan, -özellikle 65 yaş ve üzeri kişiler- kronik hastalığı olan kişiler yer alıyor.

Aşının mutlaka yapılması gereken bir kesim de etrafa virüsü bulaştırma riski yüksek olan gençler, okul çocukları ve üniversite öğrencileri. Eldeki aşı stokuna göre planlama yapılacaktır ama uluslararası camiada tartışılan sıralama bu şekilde. Böyle bir strateji izlendiği takdirde önemli ölçüde salgının önü alınır. Salgının tamamen ortadan kalkması için toplumun yarıdan fazlasının aşılanması lazım. Bu da herhalde önümüzdeki yılın ortalarına kadar gerçekleşmez.