PKK’yı bitiren Kara Fatma yürekli yiğit, Tansu Çiller’di

PKK’yı bitiren Kara Fatma yürekli yiğit, Tansu Çiller’di
14 Ağustos 2015 08:59

Sevgili okurlarım, bu makalede yüreğimden gelenleri yazmaya başlarken; iki hususu açıklamak istiyorum.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Tansu Çiller ile hayatımda hiçbir zaman tanışmadım ama bilhassa başbakanlığı döneminde politika ve icraatlarını medya yoluyla yakından takip ettim.

 

Ayrıca 2002’de milletvekili seçildikten sonra da bir tanışıklığım ve bu yönde bir çabam olmamıştır.

 

Açıklamak istediğim ikinci husus ise yazının başlığında geçen ve gerçek bir kahraman olan Kara Fatma’nın kimliği ile ilgili kısa bir bilgi vermek istiyorum, öğrenme fırsatı bulamamış değerli okurlarım için.

 

Kara Fatma, Erzurum doğumlu-1888-gerçek yiğit bir dadaş kızı.

 

Osmanlı’nın son dönemlerinde ülke büyük felaketlerle boğuşurken, Balkan, Kafkas savaşlarında cepheden cepheye koşmuş, bizzat siperlerde çarpışmış bir kahramandır, Kara Fatma.

 

Kara Fatma, Kurtuluş Savaşı’nda da bizzat Mustafa Kemal’in komutasında Sakarya Savaşı ve Başkomutanlık Meydan Savaşı’nda kumandan olarak çarpışmış,Başkumandanın-M.Kemal- teklifiyle TBMM kararıyla kendisine üsteğmen rütbesi verilmiştir ki ilk kadın subayımızdır.

 

1955’de vefat eden Kara Fatma, kahramanlıklarını hiçbir zaman istismar yoluna gitmemiş, bu hususta röportaj için kapısına gelen yerli ve yabancı gazetecileri kabul etmemiştir.

 

Kara Fatma o kadar gururlu bir kahraman ki, ömrünün sonuna kadar yoksulluk içinde yaşamış, çalışarak geçimini sağlama yoluna gitmiş, devletin verdiği yardımları bile kabul etmemiştir.

 

Ben öteden beri Tansu Çiller’in yürekliliğini yukarıda kısaca tanıttığım Kara Fatma’ya benzetirim.

 

Gelin isterseniz hep birlikte analiz edelim.

 

2002 Kasım’ında AKP iktidar olduğunda PKK terörü tamamen durmuştu.

 

Peki, bu kimin sayesinde oldu?

 

Tabii ki, Tansu Çiller’in dirayetli tutumu ve yiğit kararlarıyla olmuştur.

 

Tansu Çiller Başbakanlığı döneminde ‘’Ülke uğruna, devlet uğruna kurşunu atanda, kurşunu yiyende her zaman bizim için saygıyla anılır; onlar şereflidirler.Bizim için bu konuda söyleyeceklerimiz bu kadar, on yıldır tırmanan terörü aşağı indirmek bize nasip olacak’’ konuşmasını yaparak tıpkı Kara Fatma gibi yiğitçe PKK ile savaşa başlamış ve gerçekten bitirmişti.

 

Tansu Çiller, PKK terörünün nasıl biteceği konusunu çok iyi kavramıştı.

 

‘’Ya bitecek, ya bitecek’’ kararlığı ile ki bu ünü söylem kendisine aittir; PKK’ya karşı yoğun operasyonlar yaptırdı.
Bana göre PKK ile etkin mücadelesinde Tansu Çiller’in en etkili stratejisi, terör örgütüne giden lojistik desteklerin önünü kesme konusundaki savaşıdır ki son derece başarılı olmuştur; bugün de aynı yöntemin olmazsa olmazlardan olduğunu anlatmaya gerek yoktur.

 

Bu stratejinin esası neye dayanıyordu?

 

Terör elebaşlarının etkisiz hale getirme operasyonlarına dayanıyordu.

 

Çok sayıda elebaşı etkisiz hale getirildi.

 

Bakın, bu stratejiyi çok kısa inceleyelim ve PKK ile mücadelede tıpkı Kara Fatma yürekli Tansu Çiller’in yaptığı gibi bir strateji haline getirelim.

 

Robert Grene ve Joost Elffers’in birlikte yazdıkları ‘’İktidar-Güç Sahibi Olmanın 48 Yolu’’ adlı kitapta 42. maddenin başlığı ‘’Çobanı Vurun Koyunlar Dağılacaktır’’ konusudur ki bir iki pasaj aktarmak istiyorum:’’…Önemli olan tek başı bulun, irade gücü veya aklı ya da en önemlisi karizması olan kişiyi bulun.N e pahasına olursa olsun o kişiyi uzaklaştırın çünkü o ortalıktan kaybolduktan sonra gücü etkisini yitirecektir.Bu ayırma fiziksel, politik veya psikolojik olabilir.Kanser tek bir hücreyle başlar; tedavi edilmeyecek kadar yayılmadan kesip atın…Her grupta güç bir veya iki kişinin ellerinde yoğunlaşır, çünkü burası insan doğasının hiç değişmediği bir alandır.İnsanlar güneşin yörüngesindeki uydular gibi tek bir kişi etrafında bir araya gelir…Bir iki koyunu çalmak için değerli zamanınızı harcamayın; koyunlara bekçilik eden köpeklere saldırarak hayatınızı ve uzuvlarınızı tehlikeye atmayın.Çobanı hedef alın.Onu uzaklaştırın, köpekler de onu izleyecektir.Onu ortdan kaldırırsanız, sürü dağılacaktır; koyunları tek tek toplayabilirsiniz artık…Biniciyi vurmak için önce atını vurun.Bir çeteyi ele geçirmek için önce liderini yakalayın…Çobanı vurmanızın nedeni bu eylemin koyunların umudunu herhangi bir mantıklı düşüncenin ötesinde tutmasıdır…Ağaç devrilince maymunlar devrilir-Çin atasözü-‘’

 

Ayrıca Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde-1994-o zaman TBMM’de bulunan DEP milletvekilleri gözaltına alındı ve cezaevine gönderildi.

 

Bunları yapan devrin Başbakanı Kara Fatma yürekli Tansu Çiller’den başkası değildi.

 

Yasaları çiğneyerek mi yaptı bunları?

 

Hayır, hepsi yasalar çerçevesindeydi ama mangal gibi yüreği vardı, Tansu Çiller’in.

 

Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde, yani doksanlı yıllarda meşru ve hukuk düzeni içinde yapılan etkin, kararlı silahlı mücadele olmasaydı bugün Kürdistan kurulmuş olacaktı maalesef.

 

Meşru, etkin silahlı mücadelenin aynısı bugün yine lazım bize.

 

PKK terörünü bitirmek için, meşru silahlı mücadeleden başka çare yok.

 

Askerin sloganı ‘’Zafer namlunun ucundadır’’ gerçeğini yaşayıp göreceğiz.

 

Tansu Çiller’deki Kara Fatma ruhu sadece PKK terörü ile ilgili miydi?

 

1996’da Yunanistan bir Türk adası olan Batı Kardak’I işgal edince Başbakan Tansu Çiller ‘’O bayrak iner, o asker gider…’’ diyerek 30 Ocak’da SAT ve SAS komandolarımız Yunan donanmasının yanından geçerek adaya girmişler, işgal bayrağını indirerek Türk bayrağını göndere çekmişlerdir.

 

Ama AKP iktidarında Tansu çiller’in icraatlarının tam tersi olmuştur.

 

Tansu Çiller’in sıfırladığı terörü, bugün itibariyle ülkenin parçalanması noktasına getirmiştir.

 

Tansu Çiller döneminde DEP’in TBMM’de dümdüz edilmesine karşın, bugün HDP’li milletvekilleri Türk Milleti’nin sırtına binmiş olarak aldıkları bol para ve yararlandıkları büyük olanaklarla ülkeyi parçalamak için uğraşıyorlar.

 

Başbakan Tansu Çiller bir kayalık yığını olan Kardak adasını bile Yunan’a bırakmazken, Erdoğan on altı ada ve bir kayalığı palikaryalara teslim etmiştir.

 

Aradaki uçurum farkı lütfen görün.

 

Sevgili okurlarım, bir devlet adamında dört temel unsurun mutlaka bulunması gerekir.
Bunlar kıvrak zeka, bilgi, cesaret ve hiçbir açığının bulunmaması gerekir.

 

Kara Fatma yürekli Tansu Çiller bunların hepsine sahip olduğu için cesur kararlar alıp, hemen uyguluyordu.

 

Ya şimdi, yukarıda saydığım dört unsurdan hangisini bulabilirsiniz?

 

Dördü de yok.

 

PKK terörünün bu seviye gelmesi ve on altı ada bir kayalığı kaybetmemizin en temel nedeni de malum zatın çıkarcılığa dayanan açıklarıydı ki, küresel güçlerin istekleri aleyhine en küçük bir icraatında bunları önüne koyuyorlar.

 

İşte ülke olarak böyle bir püsküllü belanın içindeyiz.

 

Zeka sıfır, bilgi sıfır, cesaret sahte kabadayılık, açık desen ciltlerce defterlere sığmaz.

 

Bu pisliklerden kurtulmamız için bize Tansu Çiller versiyonu yürekli bir başbakan gerek.

 

Çok iddialı konuşuyorum, bugünkü koşularda bile Tansu Çiller yeniden siyasete girse, bilhassa yukarıda yazdığım icraatları nedeniyle en az yüzde onu vardır.

 

NOT: Bu makaleyi yazmamın üç temel nedeni vardır; bunlar:1-Bir hakkı sahibine teslim etmek, 2-Şu anda bizi yöneten sözde yiğit ruhluların örnek almasını sağlamak, 3-Terörle mücadelede önemli bir noktaya parmak basarak bilgi vermek.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!