Başımızdaki büyük bela sadece Suriyeli ve Ortadoğulu 8 milyon insan çöplüğü değil!

 

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

 

Arapların tarihsel süreç içerisinde Türk milletini toptan köle olarak kullanmak için dinsel literatüre soktuğu ‘’ümmetçilik’’ kavramı ile kendileri zekerleri ellerinde dansöz oynatıp keyif yaparken bizim atalarımız kazançlarını büyük bir saygı içerisinde onlara göndermişler ve onların uğrunda milyonlarca Türk yaşamlarını kaybetmiştir.

 

 

 

Bu nedenle Anadolu yoksul kaldı, Türksüz kaldı.

 

 

 

Hepsi ‘’ümmetçilik’’ adına yapıldı.

 

 

 

Türk milletine ümmete yapılacak her türlü yardımı dinsel vecibe olarak sundular.

 

 

 

Bu yardımlar hem Arap coğrafyasında, hem Afrika’nın Müslüman ülkelerinde, hem de yine Müslümanların yaşadığı güneydoğu Asya ülkelerinde yapıldı.

 

 

 

Yüzyıllarca Türkler kendileri için değil, ‘’ümmet’’ için yaşayıp savaşım(mücadele) verdiler.

 

 

 

Türkler ‘’ümmetçilik’’ kavramı ile toplumsal olarak koşullandırılmıştı ve bugün Arapçı beyinler tarafından bu hala daha devam ettirilmektedir.

 

 

 

 

Bakın bu konuda bir örnek vereyim, bir Arap coğrafyasında herhangi bir Arap’ın parmağına diken batsa beyinleri koşullanmış Arapçı Türk halkı gösteri yapmak üzere sokaklara dökülüyor.

 

 

 

Örneği Filistin veya Gazze’de İsrail en küçük bir zulüm yaptığı anda Arapçı Türkler kıyameti koparıyor.

 

 

 

Halbuki Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kerkük, Musul, Karabağ ve Çin Uygur özerk bölgesinde soydaşlarımıza sistematik olarak katliam yapıldığı, malları, tarlaları, toprakları ellerinden alındığı, yurtlarından zorla çıkarıldığı halde bu ‘’ümmetçi’’ Arapçı kardeşlerin kılları kıpırdamıyor.

 

 

 

İşte bu durum Türklerin ‘’ümmetçilik’’ uydurma kavramı ile koşullandırılması ve Arap denince Müslüman kavramının sahtekarca ortaya çıkmasıdır.

 

 

 

İşte Türklerin bin yıllık Müslümanlık süreci içerisinde ‘’ümmetçilik’’ kavramı ile bizi Araplar ve Afrika’nın Zenci Müslüman ülkeleri bizi afiyetle sömürdüler.

 

 

 

 

Hele Afrika’nın doğal zenginliklerini iki yüz yıl boyunca ülkelerine taşıyıp onları yoksul, kedilerini süper varsıl yapan Batılı kalkınmış ülkeler şimdi onların yüzlerine bakmazken, ‘’ümmetçilik’’ adına Türkiye’nin onları beslemesi, yaralarını sarmaya çalışması çok hazin bir tablodur.

 

 

 

Yüce Atatürk ‘’ümmetçilik’’ gerici kavramından Türk milletini kurtardı, dolayısıyla bu yolla sömürülmekten de kurtardı.

 

 

 

Zaten ‘’ümmetçilik’’ kavramını Türklerden başka hiçbir iplemedi bile.

 

 

 

Ancak Türkleri köle yapıp çalıştırmak için kullandılar.

 

 

 

Erdoğan’ın iktidarı ile birlikte üniversite mezunu olmayan sadece imam hatip mezunu olarak Türkiye’de ‘’ümmetçilik’’ etkinlikleri başladı ki zaten yasalarımıza ve Anayasamıza göre bu kavramlara göre icraat yapmak suçtur.

 

 

 

Dışarıdan borç aldığımız paraları ‘’ümmetçilik’’ adına İslam’ın yoksullaştırdığı Asya, güneydoğu Asya, Afrika’daki Zencilere dağıtılıyor.

 

 

 

Erdoğan’ın devr-i iktidarında Türklerden başka herkes bu bol paradan yaralanıyor, açıkçası gelirlerimiz toptan onlara akıyor.

 

 

 

Türk insanı açlıktan, yoksulluktan ailece intihar ederken o ‘’ümmetçilik’’ adına paraları zıpırlara, orangutanlara akıtıyor.

 

 

 

Örneğin Türk çiftçisi perişan bir haldeyken Erdoğan Tarım Bakanı’na verdiği direktiflerle Afrika’da arazi kiralatıyor.

 

 

 

Sanki Türkiye’de arazi kalmamış, topraklar bitmiş gibi.

 

 

Afrika’nın çeşitli ülkelerinde barajlar yaptırıyor.

 

 

 

Türk halkının çoğu evsizken O TOKİ’ye Afrikalı Zenciler için evler yaptırıyor, mahalleler kurduruyor.

 

 

 

İşte ‘’ümmetçilik’’ Türk milleti için böyle çok büyük bir bela.

 

 

 

‘’Ümmetçilik’’ belasından milletimizin behemehal kurtulması gerekmektedir.

 

 

 

Bunun en kestirme yolu da demokratik olarak Erdoğan’ın indirilip yargıya götürülmesinden geçer.

 

 

 

Tayyip Erdoğan şark kurnazlığı ile Putin ve Trump’u aldatabileceğini sanıyor.

 

 

 

Bunu yaparken de onları Türk halkının bir kısmına benzetiyor!

 

 

 

Yüzde 40’lık oy potansiyeli ile Türk halkının bir kısmını kandırabilir.

 

 

 

Ama iki yetişmiş lideri böyle kandırabilirim düşüncesi gerçekten çok gülünç!

 

 

 

S-400’lere iki buçuk milyar Dolar veren Tayyip Erdoğan, NATO zirvesinde bunları Rusya’dan almayacağı garantisini vermiştir.

 

 

 

Çünkü kendisine gösterilen mal varlığı ve Halkbank sopası ile pabuçun pahalı olduğu anlatılmıştır.

 

 

 

Ama Putin’in ne tepki göstereceğini henüz bilmemektedir.

 

 

 

Saf Türk seçmenine uyguladıklarını Putin ve Trump’a da aynen uygulamaktadır.

 

 

 

ABD veya Rusya’ya gittiğinde onların gönüllerini almak için Türk milletinin milyarlarca Dolarlık mal varlıklarını onlara bağlayarak bir şeyler almaktadır.

 

 

 

S-400’lerin sadece rampaları Türkiye’ye geldi, füze başlıkları Nisan 2020’de gelecekti ki artık alınmayacak ve yakılan iki buçuk milyar Dolar’ın külleri havaya püskürtülecek.

 

 

 

Şimdi kendisine gösterilen mal varlığı ve Halkbank sopasından sonra Patriot füzelerine milyarlarca Dolar para akıtılacak.

 

 

 

 

Buna mukabil Putin kızıp kendisine çok önemli sopalar gösterdiğinde Rusya’dan kendini kurtarma adına ne alabileceğini kestiremiyoruz ama büyük bir olasılıkla ürettikleri uçakları alacakları büyük bir olasılık.

 

 

 

 

Bu kısır döngü böyle sürüp giderken kendisinin ve ailesinin tuzu kuru olarak olan Türk milletine olacak.

 

 

 

ABD ve Rusya’da mal varlığı sopasından doğan fırsatlarla Türkiye’yi sonuna ve donuna kadar yiyip bitirecekler.

 

 

 

Lideri rehin alınmış bir ülkenin hali budur.

 

 

 

Erdoğan’dan kurtulmamış Türk milletinin yüzü hiçbir zaman gülmeyecektir!

 

 

 

Erdoğan’dan kurtulmanın en kestirme yolu da demokratik seçimlerde onu sandığa gömmekten geçer.

 

 

 

Bakalım o zaman ‘’ümmetçilik’’ ve kendini süper güçlerin elinden kendini kurtarmak üzere Türk milletinin parasını nereden bulup harcayacak?

 

 

 

 

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!