Para yoksa tedavi de yok

Para yoksa tedavi de yok
26 Kasım 2014 11:45

TTB, Suruç’ta sığınmacıların yaşadığı sağlık, barınma ve sığınma sorunlarını raporlaştırdı. Mülteci tedavilerine istenen yüzde 20’lik muayene bedeli ciddi sorunlara yol açıyor.

 

 

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB), “Suruç Hekimler ve Hızlı Değerlendirme Raporu” açıklandı. TTB Merkez Konseyi Üyeleri Dr. Fatih Sürenkök, Dr. Şeyhmus Gökalp ve TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu Üyesi Dr. Mustafa Vatansever’in, 29 -30 Ekim 2014 tarihlerinde, bölgede yaşanan çatışma ve göçün yarattığı etkileri değerlendirmek amacıyla Suruç ve Urfa çevresinde yaptığı incelemelerde çarpıcı tespitlere yer verildi.

 

 

Urfa ve Suruç’ta resmi yetkililer, yerel yöneticiler, sağlık kurum yöneticileri, sağlık meslek örgütleri, sendika yöneticileri ve sağlık çalışanları ile görüşmeler yapıldı. Hekimler, sağlık kurumları ve üçü çadırlardan oluşan geçici yerleşim alanı olmak üzere Suruç ilçesinde sığınmacılar için hazırlanan barınma alanlarına dair gözlemlerini de aktardı.

 

 

50 YATAKLI HASTANE

 

 

Raporda yer alan bilgiler şu şekilde:

 

 

Kobane’ye yönelik IŞİD saldırılarının artmasının ardından, 18 Eylül’den başlayarak önce Yumurtalık ardından da Mürşitpınar sınır kapılarından 80 bin kişi Suruç ilçe merkezine giriş yaptı. 18 bini köylerde, 32 bini merkezde olmak üzere 50 bin civarında Kobane’li Suruç’ta bulunuyor. 50 yataklı ve dört adet birinci basamak yoğun bakım yatağı olan Suruç Devlet Hastanesi’nde 2 ameliyat masası bulunuyor. Yaralıların Mürşitpınar sınır kapısından ambulansla alınması sırasında sağlık personeli zaman zaman çatışma ortamında hizmet verdi. 20 bin kişinin biometrik taramaları yapıldı. AFAD genelgesinde belirtilen “poliklinikten gelen hastaların ödemelerinin yapılmayacağı” ve kayıt yapılmış olması zorunluluğu nedeniyle hekimler ve hastalar zor durumda. Kayıtlı sığınmacılardan istenen yüzde 20 katılım payı ve muayene bedeli ciddi sorunlara yol açıyor.

 

 

ACİLEN KRİZ YÖNETİMİ KURULMALI

 

 

Öneriler

 
AFAD başta olmak üzere devlet kurumları, yerel yönetimler, Kızılay Derneği ve uluslararası kuruluşların işbirliğini temel alan bir kriz yönetiminin kurulması acilen gerekiyor.

 
Barınma koşullarının yaklaşan kış koşulları göz önünde bulundurularak düzenlenmesi gerek.

 
Şebekede su bulunmaması, suyun çeşmelerden kesintili akması, artezyen sularının sürekli kontrol ve klorlamasının yapılamaması, tuvalet ve kanalizasyonların yetersiz olması, elektrik şebekesinin eski ve yetersiz oluşu gibi altyapı sorunları çözülmeli.

 
Şanlıurfa ve Suruç’a geçici görevle gönderilen sağlık çalışanlarının ekonomik hak kayıpları için ücretlendirme planı yapılmalı.

 

 

Kaynak: Birgün / Burcu Cansu