‘Palalı, Sümeyye Erdoğan’a saldırsa’ davası

‘Palalı, Sümeyye Erdoğan’a saldırsa’ davası
18 Nisan 2014 09:30

Sözcü yazarı Saygı Öztürk yazdı:

 

Mahkemelerin verdiği kararlar hemen hiçbir dönemde bu kadar tartışmalı, Başbakan da davaların savcısı olmamıştı. Başbakan ve çevresi verilen her kararı tartışma konusu yapıyor, Anayasa’ya aykırılığı başından beri bilinen yasalar, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilince “cübbenizi çıkarın, siyasete atılın” deniliyor. Yani, yargı mensupları sürekli baskı altında tutuluyor.

 

Bakıyorsunuz tutuklayana “vatansever”, serbest bırakana “vatan haini” damgası vurmak artık sıradan bir durum olmuş. O yüzdendir ki yargı mensupları kararlarından dolayı her an bir damga yiyebilir. Başbakan’ın hoşuna giden kararlar “vatanseverlik”, hoşuna gitmeyenlerde ise “vatan hainliği” oluyor.

 

Yargı camiası birbirini tanır. Kimin çalışkan, kimin biraz tembel olduğunu ve diğer özelliklerini de bilir. Facebook sayfalarında kimin, kime hayran olduğu da ortaya çıkıyor. Kuşkusuz bunlar yargı mensuplarına yakıştırılmıyor…

 

“Sorumlu Başsavcı’dır”

 

Bir dönem Erzincan Adliyesi’nde hayli ilginç bir olay yaşandı. Başsavcı, savcılarının birisiyle ilgili sürekli şikayetler alıyordu. Bir defasında odasında vatandaşa da saldırmıştı. Artık şikayetler artınca Başsavcı, savcının odasına gitti. “Böyle olmuyor Savcı Bey. Hakkınızda gün geçmiyor ki şikayet gelmesin. Kendinize bir çeki-düzen verin” dedi.

 

Savcı, bir yandan dinlerken bir yandan da önündeki kağıda bir şeyler yazdı ve onu cebine koydu. Başsavcı konuşmasını bitirince, “Bakın Başsavcım, daha fazla üzerime gelirseniz şimdi camdan kendimi atarım. Az önce cebime koyduğum kağıtta da ‘intiharımdan Başsavcı sorumludur’ diye yazdım. Ya benim tayinimi memleketime yakın bir yere yaptırırsınız ya da sizin de başınız belaya girer” dediğinde, Başsavcı şoke olmuştu.

 

Dönemin Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürü Nesrin Yılmazcan’ı aradı. Durumu anlattı. Kısa süre sonra, savcı memleketine yakın bir ilçeye Ağır Ceza üyesi olarak atandı. Artık hakim olarak görev yapıyordu. Tedaviler gördü ama hâlâ da sorunlarının devam ettiği anlaşılıyordu. Bunlar dosyasında da bulunuyor. “O hakim kim?” diye sormayın.

 

Bu da başka bir hakim

 

Adana’da tutuklu 6 emniyet mensubu hakkında tahliye kararı verdiği için hedef haline getirilen Hakim Hüseyin Bolat’ı, aynı Başsavcı anlatıyor:

 

“Çorum’da Asliye Ceza Hakimi olarak görev yaptığı dönemde kendisini tanıdım. Tanıdığım en dürüst, namuslu, çağdaş, Atatürkçü hakimlerden birisiydi. Emniyet mensupları hakkında tahliye kararı verdiği için Başbakan tarafından eleştirildi. Ona ‘paralelci’ denildi. Bunlar tamamen yalan. O, Türk Milleti’nin hakimi. İşte bu tür insanları, kararları kendilerinin istediği yönde vermeleri için yıldırmak, bezdirmek istiyorlar. Bu insanlara herkes sahip çıkmalı.”

 

Sümeyye Erdoğan’ın davası da sonuçlandı

 

Gün geçmiyor ki Başbakan ya da çocukları adına dava açılmasın. Ceza davalarının yanında sıkça tazminat davaları da açılıyor. Dün, Sümeyye Erdoğan’ın açtığı bir dava sonuçlandı.

 

İstanbul’da Gezi eylemleri sırasında, genç bir kızın sırtına, bacaklarına elindeki palayla vuran saldırganın görüntüleri dehşetle izlenmişti. CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan da, bu durumdan hayli etkilenmiş şunları söylemişti:

 

“Gezi Parkı toplantı ve eylemleri esnasında genç bir kızın yaşamış olduğu ibret verici hadise Sayın Başbakan’ın kızının başına gelmiş olsaydı, acaba yine Başbakan, ‘polisimiz destan yazdı’ der miydi? Acaba yine palalı saldırganın sırtı polislerce sıvazlanır mıydı? Palalının yurtdışına kaçabilmesi yine mümkün olur muydu? Bu saldırgan derhal derdest edilip mahkeme huzuruna da çıkarılmaz ve yurt dışına kaçabilmesi mümkün kılınabilir miydi?”

 

İşte, bu sözler TBMM’de büyük tartışma yarattı. Başbakan’ın kızı Sümeyye Erdoğan da, Milletvekili Yıldıray Sapan hakkında 50 bin liralık tazminat davası açtı. Ankara 27. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bu davanın dün duruşması vardı. Sapan’ın avukatı Efsun Ünal, bu sözlerin “siyasi eleştiri sınırları içinde kaldığını” öne sürüyor ve şunları söylüyordu:

 

“Gezi Parkı toplantı ve eylemlerinde olayların şiddet boyutuna tırmanmasında Başbakan’ın söylemleri etkili olmuştur ve müvekkilim bu gerekçeyle Başbakan’ı hedef alarak sert bir şekilde eleştiride bulunmuştur. Sümeyye Erdoğan’ın şahsı ve kişilik hakları hedef alınmış değildir. Siyasi eleştiri konusu yapılan, Başbakan’ın kendisi ve Gezi Parkı eylemlerindeki kayıtsız tutumudur.”

 

Ankara 27. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi Sevgi Boyacı, Sümeyye Erdoğan’ın tazminat talebini reddetti. Hukukun üstünlüğü, siyasi eleştiri ve ifade özgürlüğü bakımından son derece önemli bir karara da imza atılmış oldu.

 

Dileriz, yine birileri çıkıp hakimin vatansever olup olmadığını tartışmaya açmaz.