Oya Başar keşke görseydi Levent Kırca’yı

Oya Başar keşke görseydi Levent Kırca’yı
13 Ekim 2015 17:30

Bu sabah CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan’dan şöyle bir mesaj geldi…

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

“Ankara’nın en hüzünlü kurtuluş yıldönümünde kurucularımızı anıyorum”

 

 

Evet, Ankara’nın kurutuluş yıldönümü hiç böyle hüzünlü ve acılı olmamıştı ve herşey çok hüzünlü birkaç günden beri.

 

 

Terör Nagazaki’ye atılmış atom bombası gibi parça parça canımızı aldı ve tam bugünlerde bizleri yıllarca ağız dolusu güldürmüş ve kalplerimizin sıcak köşelerinde tatlılıklar bırakmış Levent Kırca biraz da garipcene, yalnızcana göçtü gitti bu dünyadan.

 

 

Oysa Levent Kırca yalnızca gitmeyecek kadar dolu bir miras bıraktı ardında.

 

 

Fakat biraz bugünlerin terör ile parçalanmaşlığından belki, biraz da levent Kırca’nın yalnızlığa çekilmişliğinden mi acaba, Kırca’yı mahsun bıraktık son günlerinde gibime geliyor.

 

 

Ama bunu burdan hiç abartısız ve en doğru haliyle söylemek lazım ki, Levent Kırca bu toplumun içine işlemiştir, terk edilmesi söz konusu olamaz ve birgün bir anıtı muhakkak bu ülkenin nadide bir köşesinde yer alacaktır.

 

 

Dünyada hiçkimse onun kadar güzel oynayamaz, hiçkimse o kadar güzel işleyemez bazı rolleri.

 

 

O kadar tektir o.

 

 

Levent Kırca’nın bu biraz da yalnızcana ölümünde, başka birşey daha çok dokundu bana.

 

 

Oya Başar bir TV kanalına konuştu ve çok ağladı.

 

 

Belliydi ki hem, Levent Kırca’ya hayatta en yakın olmuş kişi oydu.

 

 

Ama muhtemeldir ki, Levent Kırca’nın ölümünün yaklaştığı bilindiği halde Oya Hanım onu, gidip görmeyi gururuna yedirememişti.

 

 

İçinden onu çok merak etmiş, ona yardım etmek, onun yanında olmak istemiş ama bunu söylemeye dahi cesaret edememişti belki.

 

 

Böylesine yakın olunan birini ölümünden önce görmemek çok acı verir muhakkak ve onun ölümünden sonraki hayata ağırlık olarak çöker.

 

 

Bugün içi en derinden yanan belki de Oya Başar’dır.

 

 

Belki de Levent Kırca da onu ölümünden önce görmeyi ve onunla barışmayı, helalleşmeyi çok istedi ama içindeki o, gerçeği itiraf etmeyen çocuğa yenik düştü.

 

 

Zaten Levent Kırca’nın içinde herkesin kendisini anlamasını isteyen ama başkalarının kendini anlaması için kendisinin değil, başkalarının çaba göstermesi gerektiğini dileyen bir çocuk vardı.

 

 

İşte o çocuk ona bazen herkesin eleştiri oklarını çıkarmasına neden olan hatalar da yaptırıyordu.

 

 

Mesela bir siyasi toplantıda garip bir cümle kurmuş (Kılıçdaroğlu’nun konuşma için beklendiği CHP’nin sanatçı toplantısı) ve o garip cümleyi sarf ederken herkesin onun içinin ne kadar temiz olduğunu bilmesini isteyerek yapmıştı bunu muhtemelen.

 

 

Ama o cümle tabii hiç hoş karşılanmamış ve Levent Kırca’ya zarar vermiş, yalnızlaşmasna sebep olmuştu.

 

 

Ama her ne olmuş olursa olsun, o bizim Levent Kırcamız ve öyle kalacak.

 

 

Ve, elbette onun son mektubundaki dileği olan, “Atatürk’le kalın, Cumhuriyet’le kalın”ı bu ülke sonuna kadar yaşayacak.

 

 

Ve, o güzel ülkede birgün Levent Kırcamızın bir anıtı da yer alacak.

 

 

UNUTAMADIĞIM SAHNELERİ

 

 

Tabii, trafik polisi ile konuşan sarhoş sürücü rolü zaten abidelik de, Bahçeli’yi evde, önünde mutfak önlüğü karnıyarık pişirirken oynaması harikaydı. Bahçeli’nin hiç evlenmemiş olmasını öylesine sıcak ve sevgi dolu biçimde hicvetmişti ki, tam da Türk toplumunun ruhunun aynasıydı. Ki, Levent Kırca’nın tüm hicivlerinde derin bir sevgi vardı hep.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Eski camlar bardak oldu
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor