Onun sınırları var

Onun sınırları var
13 Haziran 2013 17:36

Önce şunu belirtmek lazım ki…

Safile USUL H&H YORUM

Erdoğan referandum diyerek aslında geri adım attı.

Çünkü referandumu Gezi Parkını boşaltmaya çalıştığı nerdeyse 3 haftalık bir zamandan sonra gündeme getirdi. (bu arada, Erdoğan bugün de plebisit dedi, bu kavramlar arasındaki fark belirgin değil, ki, plebisit referandumun daha da üst başlığı ama bence hiç karıştırmayalım ve biz referandum diyelim)

Onu diyordum, Erdoğan referandum diyerek geri adım attı ama…

Gezi Parkı da hala boşaltılamamasına rağmen, protestolar da canlılığını ve yoğunluğunu kaybetti, ki, bu da çok normal.

Burda çok önemli bir nokta var vurgulamak istediğim…

Gezi protestolarının canlılığını ve enerjisini kaybetmesinin nedenleri Erdoğan’ın belli etmemeye çalışarak geri adım atmasının yanı sıra, parktaki sert polis tutumunun ve atmosfer zehirliliğinin insanları yorması ve dağıtmasıdır.

Ancak şurası çok açık ki…

Akın akın Hükümet protestolarına yol açan hareketliliğin altyapısı insanların içinde durmaya devam ediyor.

Ayrıca, bu tür süreçler inişli çıkışlıdır ve basınçlı gaz taşıyan siyasal ortamlardaki dalgalar bazen görülür, bazen kaybolur ama hep vardır.

Türkiye artık dalgalı bir atmosferde ve günlük veriler tek başına hiçbirşeyi açıklamaz.

Şimdi, başlıktaki ifadeye gelmeden önce değinmek istediğim bir cümle var…

Cümle Erdoğan’a ait ve insanların farkında olmadan kendilerini ele verdikleri cümlelerden…

Bugünkü belde başkanları toplantısında Gezi Parkının içindekilere hitapla dedi ki…

“Siz çekilerek bizi o illegal örgütlerle başbaşa bırakın, biz onların hakkından geliriz.”

“Biz onların  hakkından geliriz” ifadesini kullanan bir başbakan bir demokrasi rejimine kontra-endikedir.

Demokrasi rejimlerinde başbakanlar kimsenin hakkından gelmez, sadece hukuk dilinin içersinde ve hukuk devleti kuralları çerçevesinde, güvenlik güçlerinin toplum güvenliğini ve insan hayatını tehdit edenlere karşı etkin bir biçimde görev yapmasına imkan sağlarlar.

“Hakkından gelmek” ifadesi hezeyan, kontrolsüzlük, intikam, düşmanlık gibi hislere delalet olup, bu dil demokrasi düzenine ait ve ona uygun bir dil değildir.

Zaten, Erdoğan’ın da nitekim, demokrasi düzenine uygun olmadığı gibi.

Ayrıca bugün, “siz çıkın” diye hitap ettiklerinin de toplumsal tepki gelmeden önce nasıl hakkından gelmeye çalıştığını da unutmadık, yani mesele marjinal terör grubu filan değil, bir ağaç eylemcisi olarak da hakkınızdan gelir Erdoğan rahat hareket edebildiği koşullarda.

Şimdi başlığa gelebiliriz…

Erdoğan’ın sınırları var dedim başlıkta…

Şunu kastediyorum…

Erdoğan 10 yıllık iktidarı boyunca hedeflediği hiçbir projede yol alamadı.

Mesela, bu Gezi Parkı olayı çıkmadan hemen önceki sorunu barış projesi dediği işi nasıl götüreceği idi çünkü adım atması ve anayasayı değiştirmesi gerekiyordu ama o bunu nasıl yapacağını bilmiyordu.

Veya, Suriye olayında ilerleyemiyor ama ne yapacağını da bilmiyordu.

Başkanlık olmadı, geri tepti, anayasa değişmedi vs. vs.

Topçu Kışlası ve Gezi Parkı ise, halk protestoları ile muhatap olduğu ilk olay.

Bu olayda da ilk etapta geri adım geldi. (bir de, dikkat edilirse Hükümet çevreleri ve Hükümet basınından çok sayıda kişi ve yazar Erdoğan’a destek vermiyor bu konuda)

Erdoğan’ın şimdiki “onur meselesi” Gezi Parkı’nın boşaltılması.

Ama, bunun ardından bir Topçu Kışlası atağı yapabilecek gibiye benzemiyor.

Bu da şimdilik en azından ötelendi gibi duruyor.

Bir yazıda da, “Erdoğan’ın neden sınırları var”a değinmeliyim aslında.

Şöyle, kökten bir siyasi portre şeklinde yani.


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan