Onu öncü olarak kullandı

Onu öncü olarak kullandı
27 Nisan 2016 17:30

İsmail Kahraman’ın ardındaki ismin Erdoğan olduğunu biliyoruz.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 
AKP’nin içinde de, buna Davutoğlu da dahil, anayasaya, İslam dini atıfının yapılması isteniyor.
Bu onların zaten eskiden beri isteyegeldikleri bir şey.
Ancak AKP içinde önemli bir sekülerleşme de var.
Ve, AKP milletvekilleri ve tabanı içinde bir anket yapılsa çoğu anayasadan laikliğin çıkmasını istemez.
Davutoğlu ise, anayasaya İslami referans konulmasını ister ama bu konuyu şimdi gündeme taşımak istemez.
TBMM Başkanlığı koltuğunda oturmakta olan İsmail Kahraman ise, kendisi zaten tam bu işe uygun, Erdoğan adına bir yoklama yaptı…
Erdoğan’ın kafasında hep anayasaya din referansı koymak var.
Fakat İsmail Kahraman’ın açıklamalarının arkasındaki gerçek sahne şu…
1-Erdoğan şu anda anayasadan laikliği kaldırmayacağını biliyor
2-yeni bir anayasa yazıp da, bunu TBMM ve referandumdan geçirebileceğine aslında pek ihtimal vermiyor
3-Cumhuriyet Anayası’ndan laikliği gerçekten kaldırırsa darbe olup, olmayacağını bilmiyor
4-Bu konuyu aslında daha ilerki yıllarda belki gerçekleştirebileceğini düşünüyor
5-Fakat şeytan onu hergün dürttüğü için arada bir başını çıkarıp, ortalığı karıştırmazsa ağır tatminsizlik yaşıyor
6-İsmail Kahraman’ı hem bir kamuoyu yapmak, gelecek tepkileri görmek, hem ben kafamdakinden asla vazgeçmem şeklinde tatmin yaşamak için ortaya attı
7-Bir diğer amacı halka, “Anayasamıza Müslümanız yazdırmak istedim, hepsi karşı çıktı” demek
8-İsmail Kahraman’ı bu nedenle piyasaya sürdü
Şimdi bir de…
Diyelim ki, Erdoğan gözünü karartıp, yeni bir anayasa yazdırdı ve bunu TBMM ve referandumdan geçirdi…
O zaman ne olur?
Bunun cevabını verecek makamlarlda oturmuyorum…
Ama tahmin ediyorum ki, çok kötü şeyler olur.
Örneğin iktidarından olur….
Şimdi bir de….
Yıllar önce bu hükümet ilk anayasa atağı yaptığında Viyana Üniversitesi Anayasa Hukuku Profesörü Bernd-Christian Funk ile bir röportaj yapmış ve ona bir siyasi parti bir devletin anayasasını kökten ve o devletin tüm köklerine ters biçimde değiştirirse veya değiştirmeye kalkarsa devletlerin hangi meşru güçleri olduğunu, örneğin Türkiye’de laikliğin devletin kök prensibi olduğunu, bunu değiştirmeye kalkacak bir siyasi partiye karşı hangi meşru önlemlerin olabileceğini sormuştum…
O da bana şunları söylemişti… (mealen)
“Siyasi partileri bu alanlarda, yani devleti tahrib edici adımlarda frenleyecek olan hukuk kurumu anayasa mahkemeleridir. Ancak sizde şu anda Anayasa Mahkemesi de siyasi baskı altında. O nedenle böyle bir durumda devletinizi kim kurduysa, insan haklarını ihlal etmeden, yani idam cezası ve/veya hukuksuz uygulamalara başvurmadan söz konusu siyasi partiyi iktidardan indirebilir”
Bana bunları aynen söyledi.
Bizde herşey birbirine karıştığı için bir Avrupalı anlatsın bize ki, zihnimiz berraklaşsın ve habire bunların zokasını yutmuş halde dolanmayalım ortalıklarda.
Öte yandan bence şöyle bir durum da var…
TSK, AKP’nin sekülerleşme eğiliminde olduğu tespiti ile bu işin zamanla kendiliğinden yavaş yavaş çözüleceğini düşünüyor ve buna göre hareket ediyor olabilir.
not: farkındaysanız AKP’liler dün telaşa kapılarak, İsmail Kahraman’ın açıklamalarını tevil etmeye çalıştılar. Erdoğan da asıl söylemek istediğini İsmail Kahraman’a söylettikten sonra kendisini korumaya almak için, “Laiklik devletin tüm dini inançlara eşit mesafede olmasıdır” açıklaması yaptı. Madem öyle o zaman neden anayasaya bir din ve bir mezhep tanımı koydurmaya çalıştığını tabii kimse ona soramadı.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan