Önemli maddeye ödül

Önemli maddeye ödül
3 Şubat 2014 08:10

Mesel bu ya halk arasında anlatılır: Kaynananın biri oğlunun gelini ile muhabbetini çok kıskanırmış. Ne yapsam da bunların arasını açsam diye düşünürmüş.

 

Hilmi SARAL H&H YORUM

 

Bir gün gelinin yatağına pisler ve suçu da gelinin üstüne atarsam oğlum ondan soğur diye düşünür ve düşündüğünü de yapar. Ne var ki oğlu durumu fark eder. Eder ama anasına suçunu bir türlü söyleyemez. Anası iki de bir bu durumla ilgili olarak gelini suçlar. Adam çaresiz, bir yanda anası diğer yanda suçsuz karısı vardır. Ne yapacağını bilemez. Sıkıntısını bir dostuna anlatır. Dostu, kolay der. Hemen yataktaki pisliği incelemeye alır ve “Oooo, bu çok önemli bir şey” der. “Böyle önemli bir dışkıyı yapan kişiye padişahımız efendimiz büyük ödül verecek” diye ekler. Adam, “Karım yaptı bunu” diye açıklar. Açıklar ama anası itiraz eder. “Heh” der anası, “Öyle önemli bir şeyi o yapabilir mi? Ben yaptım onu” diyerek ödül alacağını sanarak suçunu kabul eder. Sorun böylece çözülür.

 

Bu mesel nerden geldi aklıma söyleyeyim mi? Son günlerde yaşanan AKP-Cemaat çatışmasından!

 

17 Aralık büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonra taraflar birbirini suçluyor, kirli çamaşırlarını ortaya döküyorlar. Kimisi suçunu üstleniyor, kimi yeni suç delilleri piyasaya sürüyor.

 

Çalınan paralar, evde bulunan kasalar, para sayma makineleri diyorsunuz; Dış güçler, İsrail, Amerika diyorlar!

 

Efendim bakanlar, çocukları, milyarlık saat diyorsunuz; ajanlar, hainler diyorlar!

 

Reza Zarrap, diyorsunuz; Çok hayırsever bir işadamıdır diyorlar!

 

Banka Genel Müdürü diyorsunuz; İmam Hatip okulu yaptıracaktı diyorlar!

 

Efendim polisler, savcılar, hakimler diyorsunuz; paralel devlet diyorlar!

 

Bunlarla ülkenin aydınlarını, yazarlarını, subaylarını siz mahküm ettirdiniz diyorsunuz; kumpas kurdular diyorlar!

 

Sahte belgeler, üzerinde oynanmış dijital veriler diyorsunuz; işte onlar, o paralel devletin işi diyorlar!

 

Silah yüklü tırlar diyorsunuz; yardım malzemesi diyorlar!

 

Ülkenin bir bölümünde devletin sözü geçmiyor diyorsunuz; birlik ve beraberlik diyorlar!

 

Yolsuzluğa adı karıştığı için istifa eden bakan başbakanı da istifaya davet etti diyorsunuz; insan arkadaşını satar mı diyorlar!

 

Bütün bunlara katlanamadığı için istifa eden milletvekilleri diyorsunuz; tuzluk diyorlar.

 

Hülasa yapılanların hiç birindeki sorumluluklarını kabul etmiyor, meseldeki kaynana gibi inkar ediyorlar. Sanırsınız ki Türkiye Cumhuriyeti’nin 2002 Kasımı’ndan bu güne kadar bir hükümeti yoktu; Cemaat denilen ve ne olduğu tam da tanımlanamayan bir yapı tarafından yıllardır yönetiliyormuşuz! Hazretler bunu yeni fark etmişler ve acil tedbirler almaya çalışıyorlar.

 

Başkasını suçlayarak kimse suçu üstünden atamaz. Büyük ödülü almak için suçlarını ikrar etmeseler bile “önemli maddeyi” yatağa kimin yaptığını herkes biliyor. Seçimlerde bunun ödülünü alacaklardır.

 

Atakan Korkmaz’ın olduğunu sandığım bir aforizma ile yazıyı tamamlayalım: “ Politikacılar bebek bezine benzer. Değiştirilmezse kokmaya başlar.”

 

Her tarafı koku sardı, 30 Mart’ta değiştirmeyi başarmak gerekir!