Ön seçime dinamik, donanımlı ve Atadan Babadan CHP’li olarak girmek

Ön seçime dinamik, donanımlı ve Atadan Babadan CHP’li olarak girmek
28 Mart 2015 10:45

Seçim çalışmaları yoğun bir şekilde devam ederken partiler de kendi seçim taktik ve projeleriyle sahaya inmiş durumdalar.

 

Aziz ÇATALPINAR H&H YORUM

 

Türkiye’de bu anlamda iddialı partiler;

CHP (Cumhuriyet Halk Partisi)

AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi)

MHP (Milliyetçi Hareket Partisi)

HDP (Halkların Demokratik Partisi)

 

Bu partilerin dışında seçim sonuçlarını etkilemeyecek nitelikte siyasi yelpazede yine bazı partiler de vardır.

 

Bu partilere yakın olan seçmen genel anlamda seçimlerde yukarıda açıkladığım dört partiden hangisine yakınsa o partiye oyunu vermektedir herhangi bir seçimde.

 

Bunun nedeni de oy oranlarının düşük olmasıdır.

 

Türkiye genelinde oy oranı çok düşük olan bu partilerin en büyük şanssızlığı seçimlere, her seferinde demokratik olmayan bir seçim ortamında, daha da açık konuşacak olursak seçim barajı dediğimiz bu anti-demokratik uygulamanın var olduğu bir ortamda girmeleridir.

 

Hatta bu yüzde onluk seçim barajına HDP’ nin bile takılma olasılığının olmasıdır bu seçimde.

 

Bu partilerin en köklüsü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi seçimlere büyük oranda oy artışı ile girmektedir.

 

CUMHURİYET HALK PARTİSİ:

 

Siyasi Yelpazedeki Yeri: Parti kendisini ‘Sosyal Demokrat’ olarak tanımlamaktadır.

 

Cumhuriyet Halk Partisi, devletimizin kurucu partisi olarak Türk siyasi tarihinde özel bir yere sahiptir.

CHP(Cumhuriyet Halk Partisi):

Cumhuriyetçilik,

Laiklik,

Devletçilik,

Halkçılık,

Milliyetçilik,

Devrimcilik,

Temel ilkeleri üzerine kurulmuş ve Mustafa Kemal Atatürk’ün hedeflediği bir devlet düzeni çerçevesinde şekillenen çağdaş demokrasiyi benimsemiş bir partidir.

Evrensel kaynaklar ve ülkenin tarihsel düşünce kökeni temel anlamda baz alınır partide.

 

Partinin bu vazgeçilmez altı ilkesi yanında Atatürk Devrimleri de Cumhuriyet Halk Partisi’nin olmazsa olmazları arasında yer almaktadır.

 

Kuruluşu itibari ile Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’den sonra zaman zaman parti içi kavgalarla sıkıntılı dönemler geçirmiş olsa bile Türk siyasi tarihindeki önemli yerini hep korumuştur.

 

Cumhuriyet Halk Partisinin referansı, İmparatorluğun küllerinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti’dir.

 

Cumhuriyetin kurulduğu yıllardan itibaren çok partili sisteme geçinceye kadar ülke yönetiminde söz sahibi olmuş bir partidir.

 

Çok partili sisteme geçtikten sonra tek başına hiç iktidara gelememiş ve bununla birlikte yönetimi devrettiği diğer partiler günümüze kadar ülkeyi birtakım sıkıntılara sokmuştur.

 

Bu bağlamda zaman zaman da asker yönetime el koymuştur.

 

Gerekçesi ne olursa olsun askerin yönetime el koyması tabi ki hiçbir şekilde kabul edilemez bir durumdur.

 

CHP’nin ellili yıllardan sonra tek başına iktidara gelememesi parti içinde tabi ki eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Genel anlamda sosyal demokrat yapısından kaynaklanan parti içi demokrasi inancı bu eleştirilerin yapılmasının önünü açmıştır.

 

Ön seçim uygulaması da partideki demokrasi anlayışının önemli bir göstergesi olmuştur.

 

ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLER VE CHP:

 

Cumhuriyet Halk Partisi önümüzdeki “7 Haziran Seçimleri” nde ülke genelinde 55 bölgede ön seçim kararı aldı. Ön seçim kararı sosyal demokrat yapıdaki bir parti için önemli ve doğru bir karardır.

 

Hatta partinin genel başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bile İzmir’den ön seçim yarışına girmesi gerçekten örnek bir davranış olarak gösterilebilir. Ayrıca, bu ön seçimlerde kadın adaylara özel önem verilmesi ise, önemsenmesi gereken doğru bir uygulamadır.

 

Ön seçim kararı alınan illerden birisi de Ankara’dır.

 

Ankara, birinci ve ikinci bölge olmak üzere iki bölgeye ayrıldı.

CHP’nin Ankara’daki üyesi yaklaşık olarak 80 bin.

Ancak, bu ön seçimde; 31 Aralık 2014 tarihinden önce üye olanlar oy kullanabilecekler. Buna göre ön seçime katılacak üye sayısı 72.453’tür.

Bu üyelerin 45.725’i birinci bölgede, 26.628’i ise ikinci bölgede bulunmaktadır.

Birinci bölgede 86, ikinci bölgede ise 53 aday adayı listeye girebilmek için yarışacak.

Bu adayların elbette ki her birisi partiye gönül vermiş insanlardır.

Ancak geçmişte partiye önemli hizmetlerde bulunmuş milletvekili ve bakan olmuş partideki abi konumunda olan değerli insanların yeniden aday olmaları ne kadar doğru bir davranış, doğrusu bundan pek emin değilim. Bence bu değerli insanlar bu yarışı gençlere bıraksa daha doğru olurdu.

Partinin bu bağlamda genç, dinamik ve yeni yüzlere ihtiyacı var.

Çünkü, CHP seçmeni artık genç ve yeni yüzler istiyor.

Etrafımızdaki ülkelere baktığımızda, öne sürdüğüm bu görüşün ne kadar isabetli olduğu ortaya çıkar.

Örneğin;

Yunanistan başbakanı Çipras 41 yaşında, İngiltere başbakanı Cameron ise 48 yaşındadır.

Ön seçim bir bakıma parti tabanının da sesi anlamında olacaktır. Çünkü, partiyle yıllarca iç içe olmuş, çizgisinden hiç sapmamış, ailenin mirası gibi partililiği, ailede kuşaktan kuşağa gönlünde taşımış insanların da seçilmesine vesile olacaktır bir bakıma.

Yalnız burada bir endişemi de paylaşmak isterim sizlerle.

Ön seçim yapılacak olan Ankara’daki bu iki bölgeye genel merkez kontenjanından atanacak olan adayların partiye yeni üye olan ve daha önce sağ eksende siyaset yapmış bu insanların, ön seçim sonrasında partide bir olumsuzluk yaratıp yaratmayacağı.

Bu nasıl olur?

Ön seçim yarışına giren bir adayın, genel merkez atamasıyla atanan bu aday nedeniyle ön seçimi kaybettiğinde arkasındaki seçmenin bu olay nedeniyle küsmesi ihtimali.

Sağ kökenli bu adaylarla seçime girme yeni bir uygulama olduğu için bunun partiye puan mı getirecek yoksa partiden puan mı götürecek yaşayarak göreceğiz doğrusu bunu.

Ankara’daki birinci ve ikinci bölgeden ön seçim yarışına katılan adaylar arasında CHP’liliği ailede kuşaktan kuşağa taşımış ailelerden gelen genç, dinamik, ve donanımlı adaylar arasında birinci bölgeden aday olan;

İnşaat Mühendisi İlyas Güven EROĞLU ve ikinci bölgeden aday olan Avukat Barış Ozan VURAL da var. Bu adaylar genç, donanımlı ve halkın deyimiyle ‘atadan babadan CHP’li’ adaylardır.

Bu iki adayın da gerek aileleri ve gerekse kendileri yaşamları boyunca CHP çizgisinden hiç sapmamış, CHP’li olarak siyasi mücadeleden hiç yorulmamışlardır ve topluma karşı sorumlu olmanın bilinciyle STK’larda da görev almışlardır.

Aslında geçmişiyle CHP’li olmak ve bu çizgiden hiç sapmamak önemli bir ayrıntıdır.

Bunun önemli olduğunu geçmişte yaşadık ve halen yaşıyoruz.

Partiye alınıp milletvekili olan bazı insanlar, bırakın partiye çalışmalarını partiyi her fırsatta karalayarak adeta karşı cephede bir partinin milletvekili gibi davranmışlardır zaman zaman.

 

 

CHP’li olarak umudumuz odur ki; ön seçimde oy kullanacak değerli parti üyelerinin; ‘Atadan babadan CHP’li, donanımlı, dinamik’ adaylarda karar kılmalarıdır.

Ön seçimde oy kullanacak değerli üyeleri bir kez daha bu bağlamda ciddi olarak düşünmeye çağırıyor, her halükarda CHP’ye başarı diliyorum.
_______________________________________________________________________

28/03/2015
Aziz ÇATALPINAR

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Arpa ancak orağa geldi
Bizim diyarlarda Haros zamanı
İbogil’in küçük odasında sıkışıp kalan yaşam ve hayaller