Ölçülü olmak, ruh ve tıp

Ölçülü olmak, ruh ve tıp
7 Aralık 2013 11:16

Bugünkü yazımız ölçülü olmak, ruh ve tıp hakkında olacaktır.

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

Ölçülü şahsiyet, yuvarlak hareketli ve tam gelişmiş bir şahsiyettir. Ölçülü bir ruh hareketli bir ruhtur. Genç olabilmek için vücudunuz daima düzenli beslenme ister. Siz de tarlanızı çöle çevirdiğinizden yanlış atılmış adımlardan bir an önce vazgeçmeyi başaracak yetenekte olmalısınız.

 

Hindistan-Feridabad’da, ikamet eden Uygur Türklerinden matematik öğretmeni Habip Kerem Osman isimli soydaşımızın önerilerini,  daima hareketli bir ruha sahip olabilmek için  siz saygıdeğer okuyucularımızla paylaşacağız.

 

İçinde “ben”, “benim” kelimeleri yer almayacak bir mektup yazınız: Veya günlük konuşmalarınızda bu kelimeleri kullanmadan hiç olmazsa konuşmalarınızı %70 azaltınız.

 

Bir tanıdığınız veya aile fertlerinden biri ile görüşürken bir müddet için, nefsinize hakim olarak kendinizden şikayet etmeden, kendinizi methetmeden, böbürlenmeden ve mümkünse iradenize sahip olarak karşınızdaki insanları sıkmadan ve üzüntüye mahal vermeden konuşun.

 

Aynı konu üzerinde, 20-30 dakika kadar düşünmeyi öğrenin.

 

Konuşurken, (Şey, Yani) v.s. gibi lüzumsuz kelimeleri kullanmayın.

 

Belli bir gün, size başvurulduğu zaman, tasarrufunuzdaki olumlu ricaları (Evet) ile karşılayıp, çözmeye çalışın.

 

İmkan buldukça zihin egzersizleri yapın.

 

Her gününüz için ayrı bir plan yapınız. İkinci gün hiç bir zaman aynısını tekrarlamayınız.

 

Günlük okuyup, yazdığınız yazılı ve görsel konulardan sizi ilgilendiren ve ilginizi çeken kısımların özetini defterinize yazınız.

 

Her gün 20-30 sayfa Kur’an-ı Kerim veya o gün hoşlanacağınız bir kitabı yüksek sesle ve hızlı okuyunuz. Ve bu nedenle yavaş ve yaşlanmış olan konuşma tarzınızla mücadele etmiş olup iradenizi güçlendirmiş olursunuz.

 

Dağ, deniz, veya bir iş için yurtiçi ve yurtdışı yaptığınız iş ve diğer gezileri yaptığınızda, mutlaka, ama mutlaka altını çizerek iddia ediyorum; gördüklerinizi not ediniz.

 

Televizyon seyrettiğiniz zaman, mutlaka yanınızda kalem ve defter bulundurun. Hayatınızı değiştirecek bir konu yayınlanır ve o konuyu unuttuğunuz zaman da üzüntü ile karşı karşıya kalmış olursunuz.

 

Büyük Türk Milleti olarak, daima karar vermeliyiz! Hatalı da olsa, hiç vermemekten daha iyidir.

 

Sabit bir fikir üzerinde takılıp kalmamalıyız. Konu ile ilgili başkalarının görüş ve düşüncelerine baş vurup, sabırla karşılayıp karşılamayacağımızı araştırmalıyız.

 

Gülünüz! Gülmek, sindirime kan dolaşımına iyi geldiği kadar, vücut ve ruhunuzun da gençleşmesinde tesiri olur.

 

Kızarak, sinirleniniz! Öfke, hissi ve akli menbaı ve büyük bir temizleyicidir. Öfkelendiğiniz zaman hemen sessizce yatağa girip uzanmayınız. Ayakta, sağa sola hareket ederek dolaşınız. Hem de öfkeyle! Kendi yağınızla kavrulmayınız. Öfkeli iken, zehirli olabilir.

 

Sevdiklerinizle gırgır geçmeyin. Dedikodu yapmayın. Strese neden olacak lüzumsuz işler uğruna, kıymetli zamanınızı harcamayın.

 

Kendinizi beğendirip saydıracağım diye, gayretkeşlik göstermeyin. Rahatsız etmezse bile gülünç duruma düşmek akıllıca bir faaliyet değildir.

 

Öğrenmenin devamını kesmeyin. Okuduğunuz yazılı kaynakları, ilginizi çeken bölümlere işaret koyun, not alın. Yeni tanıştığınız insanları, gezip gördüğünüz yerleri ve üzerinizde etkisi olacak olan her şeyi etüt edip not alınız.

 

DAVRANIŞ VE DÜŞÜNCELERİNDE AŞIRI OLMAYAN FAALİYETLER:

 

İnsanlar yaşlandığı nisbette faaliyetleri ve meşguliyetleri de artmalıdır. Hayatın ilk yarısında gençlikten gelme bir hareket gücü ile ve gençliğin verdiği heyecanla ilerlemeye odaklanırsınız. Bu ortamda hayatın tadını tamamen sağlıklı olmaktan alırsınız. Ancak ikinci yarıda daha geniş çemberler içerisinde hareket edebilirsiniz. Geride bıraktığınız zaman üzerine yapılan hesaplar, geleceğinizin teminatı için bir kıymet tahmini olur. Gençliğin hareket kudretinin yerine, bu günden itibaren tamamen serbestçe ve kimsenin hegemonyasına girmeden, ilgi alanınızdaki ilgi ve faaliyetlerinizi kavrayabilme yeteneğinizle değerlendirmek üzere, doğrudan doğruya kendi gücünüzle yerine koyabilirsiniz.

 

YENİ BİR UĞRAŞMA SAHASI NASIL BULABİLİRSİNİZ? 

 

Kendinize şu soruyu sorunuz: Hayatta bugün yeniden başlasaydım, ne yapardım? Bu güne kadar yapmak istediğinizi tatmin edici bir şekilde bugün de yapabilirsiniz. Yaşam boyu elektrikçi olmayı istemişseniz, mesleğinizde başarılara imza atıp, tarih de yer alacak yenilikleri elde edebilmeniz için daima elektrik dersi alın ve uygulamaları yapın. Sizi ilk önce dinleyecek olan aileniz, yakın dostlarınız ve ruhunda Vatan sevgisi olup, vicdan muhasebesi yapanlar olacaktır. Çalışmayı ve egzersizleri yarıda bırakmayın. Yaptığınız faaliyet alanlarında ki ilerlemeye kendiniz de şaşıracaksınız. Ruhunda daima Vatan sevgisi olup, elektrikçiliği ilerletmeyi isteyen kimsenin, ona bir şeyler katma şansı da vardır.

 

Bir türlü hayal ettiği ilgileri gerçekleşmemiş olan kimse, çocukluk devresine dönüp bakmalıdır.

 

Türk İslam kültürü tarihinde de unutulmayacak ve daima Milli bütünlüğümüzü koruyup, devam ettirmek için; severek yapılan her iş fizik ve kuvvet (Hasıl) eder. Duygularımızı kamçılar. Özellikle ömrün ikinci yarısında his cephesinden kuvvetli bir isteği artıran, Büyük Türk Milleti olarak, ölçülü bir his hayatına muhtacız.

 

Yüce Türk İslam Alemi’nin varlığını devam ettirmenin tek yolu, %100 veya en az %51 yerli sermaye tarafından reel sektörde faaliyet gösteren sektörün ürünlerini tercih etmekle olunur. Mecbur kalmadıkça ucuz, ithal ürünleri tüketip, ilgi göstermek Vatana ihanetten ve ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ALLAH korusun zedelemekten başka bir şey değildir. İthal ürün kullanmakla ne Vatan sevgisi olunur ne de stres ve hastalıklardan kurtulabilirsiniz.

 

Şanlıurfa-Akçakale’nin geleceğini teminat altına almayı düşünen, saygıdeğer Akçakale halkının, iyiliği kötülüğüne galip olan ve vicdan muhasebesini cüzdan muhasebesine tercih eden önderleri seçmeliyiz. Cüzdan muhasebesini ön planda tutan bir insanda, ne ALLAH korkusu, ne Vatan sevgisi olduğundan bahsedebilir misiniz? Yüce Türk İslam aleminin ve Akçakale’nin geleceğini teminat altına alabilmemiz için, Vicdan muhasebesi yapan önderlere ihtiyacımız vardır.

 

Yüce Türk Milleti olarak bazı oyunların farkında olmalıyız. Dünya’nın dördüncü kutsal şehri Şanlıurfa ve Elazığ’ın 2014 Mart mahalli seçimlerinde bölünmez bütünlüğümüzü zedeleyen önderlerin aradan sıyrılıp seçilme planları yapılıyor. Tarih’ten günümüze kadar Milli benliğinden hiç bir zaman taviz vermemiş ve bundan sonra da, sanayi ötesi toplum ülkelerinin Türkiye de ki, gafil ve cüzdan muhasebesi yapan önderlerinin oyunlarına gelmeyeceğini iyi bilmelidirler. 23-63 Ekseni’nin stratejik önemini daima hafızamızdan muhafaza edelim.

 

Bazı okuyucularımız, bu yazının ana konusunun Elazığ ve Şanlıurfa ile ne ilgisi var diye merak ederler? Yazıyı iyi okudukları zaman, her şeyin farkında olacaklardır. Hayat demek, protein demektir. Türkiye’deki protein’nin varlığı demek, Şanlıurfa ve Elazığ’ın stratejik önemi yabana atılmamalıdır.

 

Vatan Şehitlerini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle, gazileri minnetle anar, hastalara acil şifalar dileriz.

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun