Musul faciası, Davutoğlu’nun Osmanlı hayalinin sonucu

Musul faciası, Davutoğlu’nun Osmanlı hayalinin sonucu
1 Ağustos 2014 12:04

İngiliz The Economist dergisi son sayısında Türkiye’nin dış politikasını eleştirdi. Özellikle, Türkiye’nin Musul’daki konsolosluğunun basılmasına geniş yer ayrılan yazıda Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) 49 Türk vatandaşını kaçırması “fiyasko” olarak yorumlandı.

 

 

BBC Türkçe tarafından derlenen yazıdan bazı bölümler şöyle:

 

2009 yılında güneşli bir Ekim günü bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun parçası olan Musul’da ülkesinin konsolosluğunu açan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun göğsü gururla kabarıyordu.

 

Davutoğlu “Sizi kendimizin bir parçası olarak görüyoruz, ben sizin de bakanınızım” diyordu.

 

Sözleri Türkiye’nin, Balkanlar, Orta Asya ve Ortadoğu’yu kapsayan bir Sünni hilaline liderlik etmeye yönelik yeni-Osmanlıcı hayallerine bir ipucu sağlıyordu.

 

Beş yıl sonra Türk konsolosluğu eski adı İŞİD olan İslam Devleti’nin merkezi olarak hizmet vermekte.

 

Musul fiyaskosu Türkiye’nin bölgede azalan nüfuzunu göstermektedir.

 

Yakın zamana kadar Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerinde bir NATO üyesi olan Türkiye, İslam ve demokrasinin bir arada yaşayabileceğine parlak bir örnek olarak gösteriliyordu.
Fakat kibir, Sünni mezhepçilik ve AKP’nin kötü kararlarının bir karışımı neticesinde, yumuşak gücünü tüketti.

 

Türkiye’nin cihadistlerle ilişkisi olduğu iddiaları Washington’da endişeye neden oluyor.

 

Bir Amerikan yetkilisi “Erdoğan’a derin bir güvensizlik var” diyor.

 

Davutoğlu Çeçenistan ve Afganistan gibi yerlerde cihadı savunurdu.

 

İsrail’e de “jeopolitik bir tümör” derdi.

 

İstanbul Marmara Üniversitesi’nden siyaset bilimci Behlül Özkan, 1990’larda eski hocası Davutoğlu tarafından kaleme alınmış 300’den fazla makaleyi taramış.

 

Davutoğlu İslam Devleti’nin ideolojik düşmanı.

 

Özkan “O, Müslüman Kardeşler ile daha uyumludur” diyor.

 

Son aksiliklere rağmen Davutoğlu’nun nüfuzunu yitirdiğine dair hiçbir işaret yok.

 

Londra merkezli bir think-tank olan RUSI’den Aaron Stein “AKP iktidarda kaldığı sürece Türk dış politikasını o devam ettirecektir” dedi.

 

Ayrıca, 10 Ağustos tarihinde Türkiye’nin halk tarafından seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olması muhtemel olan Erdoğan’ın başbakan olarak yerine Davutoğlu’nu seçtiğine dair güçlü söylentiler var.

 

Musul felaketinin onun Osmanlı fantezilerini ortadan kaldırması umut edilir.

 

Ancak, henüz bu yönde hiçbir işaret yok.