Muhalefet aklını başına toplamazsa AKP hepsini ahtapot gibi yutacak

Muhalefet aklını başına toplamazsa AKP hepsini ahtapot gibi yutacak
5 Ocak 2015 11:02

Muhalefet derken, gerek Meclis içi gerekse dışındaki bütün siyasal partilerle, toplumda karşılığı olan siyasal kişiliklerden bahsediyorum.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

Konuya girmeden önce önemli bir gerçeği rakamlarla ortaya koyarak nasıl bir zemin ve toplumda siyaset yaptığımızın altını çizmek istiyorum.

 

 

Yaklaşık olarak 77 milyon olan nüfusumuzun 9 milyon 625 bini hiç okuma yazma bilmiyor, okuma yazma bildiği halde ilkokulu bitirmemiş olanlar 17 milyon 820 bin, ilkokul mezunları 24 milyon, ortaokul mezunları ise 10 milyon 200 bin rakamını bulmaktadır ki bunların toplamı 61 milyon 645 bin rakamına ulaşmaktadır.

 

 

Geri kalanların ise büyük bölümü lise mezunu, kalan az bir rakam da üniversite mezunu sayısını göstermektedir.

 

 

Yukarıdaki değerler TÜİK’in verdiği rakamlardan ibarettir.

 

 

Bu tabloya baktığımız zaman Türk toplumunun bırakın bilgi toplumu olmaktan uzaklığını, bir kültür toplumu bile olmadığını hatta cahillik çemberini henüz yaramadığını bütün çıplaklığı ile göstermektedir.

 

 

İşte yukarıdaki vahim tablo gerçeği ile Türkiye’de demokrasicilik oyunu oynanmakta seçimler yapılmaktadır.

 

 

Önce bir toplumbilim gerçeğini ortaya koyalım ki, cehalet oranı çok yüksek toplumlarda seçmen bilimsel kültürel gerçeklere dayalı olarak değil, dogmatik-hurafe dinsel inanışlara göre oylarını kullanırlar.

 

 

İşte sosyal bilimlerin yüksek oranda bilindiği ABD, Ortadoğu’daki çıkarlarını korumak, BOP(Büyük Ortadoğu Projesi)’un amaçladığı hedeflere ulaşıp yirmi iki yeni ülke oluşturmak, Türkiye’yi Kürt kartı çerçevesinde bölüp parçalamak için ‘’Yeşil Kuşak İslam’’ uydurması ile yukarıda verdiğimiz korkunç rakamların karanlığından yararlanarak Türk seçmeninin gerçek İslam ile değil ama dogmatik-hurafe din duygularına hitap etmek üzere AKP’yi bir proje partisi olarak kurdurdu.

 

 

ABD, Ortadoğu’daki tüm hedeflerine varmak için AKP’ye ve onun kurucusu işbirlikçi RTE’ye sadece güç vermekle kalmadı.

 

 

ABD, iyi bir işbirlikçi olan RTE ve onun AKP’sinin sürekli olarak iktidarda kalması için siyaset sosyolojisine dayalı siyasal propaganda bilgi desteğini hiç eksik etmedi.

 

 

Sürekli besledi AKP’yi ve buna halen daha devam ediyor; Türkiye’nin bölünmesi ve çıkarları adına.

 

 

Bu yazımda vurgulamak istediğim esas hedef olan RTE’nin neden tüm rakiplerini bir balyoz misali seçim meydanlarında tuz buz ettiğidir.

 

 

Evet, bunun tek nedeni RTE’ye CIA tarafından sağlanan ‘’Psikolojik harekat’’ bilgi desteğidir ki karşısında hiçbir muhalefet lideri duramamakta, direnenler de ‘’Siyaset mühendisliği’’ ile siyasetin dışına itilmektedir.

 

 

Para hesabı yapmaktan vakti olmayan ve kitaba fersah fersah uzak olan RTE’nin bilgi dağarcığının bunları planlamaktan aciz olduğunu çok iyi bilmekteyiz.

 

 

Bunları kaydettikten sonra gelelim muhalefetin durumuna.

 

 

Öncelikle kısaca Meclis içini ele alalım ki, çünkü oradan Türkiye’yi kurtarabilecek hiçbir ümit yoktur.

 

 

Böyle bir ümidin olabilmesi için CHP ve MHP’nin başına çöreklenmiş olanların oralardan gitmesi gerekmektedir.

 

 

Dolayısı ile bunlar için söz sarfetmek savurganlık ve enerji kaybı olur.

 

 

Zaten kravatlı teröristlerle hiçbir işimiz olamaz, onlar duvara toslayacakları güne kadar kendi kulvarlarında gitmektedirler.

 

 

Biz vatansever demokrat Atatürk milliyetçileri olarak 2015 seçimleri için son bir ümit olarak Meclis dışı muhalefeti toparlamamız olmazsa olmazlardandır.

 

 

Şu ana kadar bireysel olarak toplumda karşılığı olan tüm demokratların, Atatürkçüler’in, liberallerin, milliyetçilerin, sosyal demokratların vs. desteğine rağmen kimi siyasal partilerin yöneticilerinin ve kimi yüksek ego sahibi kişiliklerin bozgunculukları yüzünden bu birliktelik malesef gerçekleştirilemedi.

 

 

Seçime girme hakkı olan kimi siyasal parti yöneticileri eski alışkanlıklarını devam ettirerek bir türlü ne partinin adını değiştirmeye yanaşıyorlar ne de gerekirse AKP’yi demokratik yollardan yönetimden uzaklaştırmak için koltuklarından vazgeçiyorlar.

 

 

Sonra da sanki kendileri Meclis’e girecekmiş gibi ‘’Biz kimse ile milletvekili sırası kapma anlaşması yapmıyoruz’’ sözünü sarfediyorlar ki son derece gülünç.

 

 

Böyle bir ifade ‘’Himmete muhtaç dede, nerede kaldı başkasına yardım ede’’ özdeyişimizi anımsatıyor bize.

 

 

Hatta bu konuda biraz daha ileri gidip ‘’Asıl sen milletvekili olabilmen için o insanlara muhtaçsın’’ sözünü söylemek istiyorum.

 

 

Neden?

 

 

Üzerine giydiğin ve Türk milleti tarafından asla tasvip görmeyecek ideolojik kalıntıyı kamufle etmek için.

 

 

İşte bu noktada ‘’Toplumbilim’’ ve özellikle ‘’Siyaset toplumbilimi’’ devreye giriyor ki bu verileri uygulamayan hiçbir parti veya hiçbir lider başarılı olamayacaktır.

 

 

Parti adı çok önemli.

 

 

Parti amblemi çok önemli.

 

 

Kısaca parti adı ve amblemi bir toplumun değerlerine aykırı olmamalıdır.

 

 

Aşırı uçtaki ideolojik saplantıları yansıtmamalıdır.

 

 

Ayrıca partinin adı toplumun ortalama bilgi seviyesine göre anlaşılır olması ve ambleminin sade, zihine çabuk yerleşecek, hiçbir sosyal sınıfı hedef almayan, kitleleri saflarına kanalize edecek dikkati çekecek yeterlilikte olması gerekmektedir.

 

 

Geçenlerde AKP karşıtı siyasetçilerin biraraya gelerek aynı çatı altında seçime girmek için yıllar önce kurulmuş bir tabela partisinin adı değiştirilerek bizim toplumumuzun asla anlayamayacağı, iltifat etmeyeceği bir ad konulmuş ki gülermisin ağlarmısın dedirtecek cinsten.

 

 

Bu partinin adını açmıyorum ama örneğin ‘’Somun Partisi’’ konulsaydı daha geniş yelpazede algı oluştururdu.

 

 

Tüm bu koşullar altında tabloya baktığımız zaman büyük bir çoğunlukla AKP’nin 2015 seçimlerini kazanması, ardından Anayasa’yı değiştirerek federasyonlarla ülkeyi bölmesi mukadder görünüyor.

 

 

Neden böyle olacak biliyor musunuz?

 

 

Muhalefetin, liderlerinin, bireysel siyasi çalışma yapanların derin bilgisizlikleri ve yüksek egoları yüzünden.

 

 

Yukarıda da belirttiğimiz gibi ABD’li üst akıl sayesinde RTE siyasette hep bilimsel çalışır.

 

 

Ama bizim Meclis içi ve dışı muhalefet adeta dökülüyor.

 

 

Her şeyde olduğu gibi siyaset de bilimsel verilerle yapılır.

 

 

Toplumun genel yapısı, düşünce sistemi, ekonoımik yapı ve etkinlikleri, inançları, adetleri hep dikkate alınmalıdır.

 

 

Aksi halde kaybetmek kaçınılmaz bir olgudur.

 

 

Bu bağlamda olmak üzere muhalefet liderleri Türk toplum yapısını derinden analiz etmiş, sosyoloji ve siyaset sosyolojisini, propaganda yöntemlerini çok iyi bilen kendilerini her duruma göre yönlendirecek siyaset danışmanları yanlarında bulunduruyorlar.

 

 

Muhalefet liderlerinin eğer yanlarında danışmanlar varsa da değil ki profesyonel olmak, amatör çırağı bile olamayacak bilgisiz, üç kitabı dahi bitirmemiş, alaylı marifetiyle iş gören sözümona ‘’danışman yaftalı’’ kişilerden ibarettir.

 

 

Halbuki bir liderin hedefe ulaşmasında bilgi deposu yaşadığı toplumun sosyolojik yapısını çok iyi bilen siyasi danışmanlar olmazsa olmaz derecesinde çok önemlidir.

 

 

Yukarıda belirttiğimiz gibi yaşamında 3-5 Battal Gazi kitabından başka kitap okumayan RTE’nin siyasette başarılı olmasının, rakiplerini ezmesinin en önemli nedeni danışman kullanmasıdır.

 

 

Bir de her konuda toplumun nabzını tutmak için sürekli olarak kamuoyu araştırması yaptırmasıdır.

 

 

Tabii ki din ticareti olmazsa olmaz siyasal enstrümanlarındandır.

 

 

Ve bir lider sözünde durmama gibi küçük düşürücü nedenlerle güvenirliliğini yitirirse artık o her şeyini kaybetmiştir.

 

 

Bir daha kendini toparlayamaz.

 

 

Toplumda karşılığı olan insanlar figüran değildir ki, bir siyasi lider bir gün onları başka bir gün başkalarını güç algısı oluşturmak için kullansın.

 

 

Şunu kimse unutmasın bizim rakibimiz RTE çok kolay yutulacak bir lokma değildir; çünkü ABD onun önüne ‘’Yasa ve kural dinlemeden istediğin gibi ilerle, projelerini ortaya koy; Türk toplumu ve onun oluşturduğu kurumlar tarihsel gerçeklerin ışığında değerlendirdiğimiz de sana isyan etmeyecektir’’ sosyolojik gerçeğini ortaya koymuştur.

 

 

İşte bu nedenle RTE’de dere tepe, dağ yamaç dinlemeden yasaları bir tank misali ezerek ilerlemektedir.

 

 

Siyasetle uğraşan herkes bu gerçeği zihninin bir köşesinde bulundurmalıdır.

 

 

Bu bizim acı gerçeğimizdir.

 

 

Bedava kahramanlığı biz Türk milleti olarak RTE’ye vermekteyiz.

 

 

RTE’ye bu bilinç ABD tarafından verilmiştir.

 

 

İşte bu nedenle Meclis dışı muhalefet ve bireysel siyaset yapanları sağ duyuya davet ediyorum.

 

 

Karşımızda RTE var.

 

 

Oyun kuralına göre oynanır.

 

 

Kendine güvenenler derhal bir çatı altında birleşerek 2015 seçimine büyük bir mücadele azmi ile girmelidir.

 

 

Samimi gördüklerimizin çağrılarına yanıt vererek birleşip AKP’yi demokratik yollardan iktidardan düşürmek durumundayız.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!