Müdahale etmeseydi ümmetin yem borusu kesilecekti!

Müdahale etmeseydi ümmetin yem borusu kesilecekti!
27 Nisan 2020 16:33

Bilhassa Coronovirüs pandemisi nedeniyle Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, Adana, Antalya büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere CHP’li belediyelerin durumları daha iyi olan yurttaşlardan yardım toplayıp işsiz ve yoksul kalmış olan ailelere bağış toplanmasını yasak etti bildiğiniz gibi.

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

Üstelik bu belediyelerin açmış oldukları bu konu ile ilgili banka hesaplarına el koydu.

 

Hem de insanlarımızın aklıyla alay eden çirkin bir ifade ile!

 

Yardımları sadece merkezi hükümet toplayabilirmiş, onların yaptıkları paralele devlet yapısı(PDY)imiş!

 

Yerseniz tabi!

 

CHP’li belediyeler sanki başka ülkelerin parlamentolarında kurulmuş.

 

Örneğin Rusya’nın Duma’da veya ABD’nin Temsilciler Meclisi’nde mi kuruldu?!

 

Hayır, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de kuran gazi meclis Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kuruldu.

 

Belediyeler yasalarla kurulur, yasalarla kaldırılır.

 

Nitekim AKP iktidarı geldikten sonra birçok belde belediyesinin yasa ile kaldırıldığını bizzat yaşayarak biliyorum.

 

Ben belediyelerin görevlerini Erdoğan’a öğretecek değilim; 4 buçuk yıllık belediye başkanlığı ile o bunu çok iyi biliyor.

 

Sadece şunu belirteyim ki, belediyeler sadece su, çöp, çevre temizliği vesaire gibi klasik işlerle değil, aynı zamanda kültür etkinlikleri ile muhtaçlara bakım işleri ile de uğraşırlar ve bu görevler onlara tüzel kişilik bağlamında yasalarla verilmiştir.

 

Hatta Türkçemize ‘’sana belediye baksın!’’ esprisi bu bağlamda girmiştir.

 

Bu nedenlerle belediyeler yoksul ve acizlere ilk elden dağıtmak üzere varlığı yerinde olanlardan yardım toplayabilir ve toplamalıdır da.

 

Tabelalarında T.C. olan bu belediyelere paralel devlet yapısı demek ancak ve ancak Tayyip Erdoğan klasiğidir.

 

Paralel devlet yapısı arıyorsa Tayyip Bey, etrafını sarmış olan ve Cumhuriyet kurumlarını ele geçirme işlemlerini hemen hemen tamamlamak üzere olan cemaat ve tarikatlara dikkat etsin.

 

Ki, bunların her biri hükümranlıklarını ilan etmişler.

 

Ensar Vakfı.

 

İskender Paşa cemaati.

 

Menzil tarikatı.

 

Hakyol Vakfı.

 

Bunlar son hızla mülkiyeyi, adliyeyi, askeriyeyi ele geçirme işlemini tamamlamak üzereler.

 

Bir zamanlar Fetö alçağı mülkiyeyi, adliyeyi, askeriyeyi ele geçirdiğimizde harekete geçeceğiz demişti ve bunu yaptılar.

 

Şimdi Fetö alçağının boşluğunu dolduran bu cemaatlerde Cumhuriyeti yıkmak için bakalım ne zaman harekete geçecekler.

 

CHP’li belediyelerin paralel devlet yapıları olarak nitelendirilmesinin altında yatan asıl gerçek ümmete akacak olan yem borularının kesilmesidir.

 

18 yıldır yönetimde olan AKP Türk milletinin mal varlığını ümmet ümmet naraları atarak İslam coğrafyasına akıttı ve son hızla buna devam ediliyor.

 

Ve, bu millet malını yine aşırıp ümmete gönderme derdinde.

 

Covid-19 pandemisinde insanlarımızın geliri sıfır noktasına doğru hızla inerken, ağamız ümmetçiklerine yeterli gönderemeyeceğinin bilincinde.

 

Bir de Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunu teşkil eden CHP’li belediyelerin yoksul ve işsiz yurttaşlarımız için yardım kampanyası düzenleyince sinir sistemi büsbütün altüst oldu.

 

Çünkü böylece ümmetin mamaları toptan kesilmiş olacaktı.

 

Halkımız CHP’li belediyelerin toplayacakları yardımların tamamının bizi eşek edip sırtımıza binmiş olan miskin ve hurafe inançlı ümmete değil, dişini tırnağına takmış çalışan Türk milletine göndereceğini çok iyi biliyor.

 

Bunlar yardımları millet adına toplar ama götürüp ümmetin ayaklarına serperler.

 

Bunların derdi millet değil, ümmettir.

 

Türkiye’de milyonlarca insan açlıktan kırılırken bunlar uzun yıllardır topladıkları tüm yardımları ve kurban paralarını ümmete harcadılar.

 

Yine Kızılay meydanlara düşmüş, el ilanı dağıtarak reklam yapıyor.

 

Geçen gün apartman görevlisi poşette iki pide ve bir el ilanı bana uzattı.

 

Durumu öğrenince apartman görevlisine ‘’pideler senin olsun’’ dedim, el ilanını okuyunca bir yığın duygu yoğunluklu sözler.

 

Yine milleti kandırıp yardım toplayarak ibadet aşkı ile ümmete yedirecekler.

 

Bu başkan zamanında Kızılay’ın Türk milletine yardımı konusundaki sicili çok bozulmuştur.

 

Kısaca ümmet ümmet diye içi sızlayan Tayyip Bey’in, bilhassa İBB Başkanı İmamoğlu’nun bu yardım kampanyasına zekatlarınızı da verebilirsiniz ifadesi ile çok atarlandı(sinirlenmek), hiddetlendi.

 

Çünkü zavallı ümmetçiğinin birincil geçim kaynağı zekat, kurban ve fıtır sadakalarıdır.

 

Ümmetin bu gelir kaynağına Ekrem el koyup millete dağıtırsa siz gelin düşünün ümmetin perişan halini.

 

Ağam o kadar atarlanmış ki bir de diyor ki, zekatın nerelere verileceğini Diyanet bilir diyor.

 

Diyanet AKP’nin arka bahçesi, senin verdiğin fetvanın aksini söyleme cesareti olur mu hiç!

 

Ama İslam fıkhından şunu çok iyi biliyoruz ki, zekat hedefine ulaşsın da kimin eliyle olursa olsun farketmez; ilgili olanlar için belirteyim.

 

Ama din tüccarları milletin parasını hamutu ile yutmak için böyle bahaneler ileri sürerler.

 

Şifre: Çanlar kimin için çalıyor?

 

EMEKLER ZAYİ EDİLMEMELİ

 

Türkiye’de Covid-19 pandemisi nedeniyle vaka ve ölüm sayılarındaki nispi iyileşmeler nedeniyle yakın bir zamanda, belki Haziran’dan sonra alınan bazı kurallarda bazı gevşetmelerin olabileceğinden bahsediliyor.

 

Kötülük tellalı değilim ama bunları konuşmayı henüz erken buluyorum.

 

Nedenine gelince, biz millet olarak çok çabuk rehavete kapılıyoruz ve bunun bir pandemi olduğunu hiç unutmayalım.

 

Yani küresel bir salgın.

 

Küresel bir salgının tedavisi de küreseldir.

 

Bir ara televizyon kanallarında ‘’salgın küresel, tedavi ulusal!’’ diye bir kamu spotu yayınlanıyordu Covid-19 ile ilgili olarak ki bu son derece yanlış algılama oluşturuyordu insanların beyinlerinde.

 

Küresel bir salgının tedavisi de küreseldir.

 

Uluslar birbirlerine sadece medikal yardımlar değil, deneyimlerine dayanarak bilgi yardımı da yapmalıdır ve zaten böyle oluyor.

 

Dünyanın herhangi bir ülkesindeki Covid-19 vakaları doğrudan tüm ülkeleri ilgilendirmektedir.

 

Bunun tersi de doğru, dünyanın herhangi bir ülkesindeki iyi duruma geçen Covid-19 vakaları diğer ülkeleri de doğrudan ilgilendirmektedir.

 

Bu nedenle Türkiye’de bir iyileşme durumunda ipler hemen gevşetilmemeli, diğer ülkelerdeki vaka sayıları çok dikkatle izlenmelidir.

 

Son dört günlük sokağa çıkma yasağı pandeminin belinin kırılmasında gerçekten çok yararlı olmuştur.

 

Böyle arada hafta sonlarını kapsayan iki günden fazla sokağa çıkma yasaklarını sık sık uygulamak gerekir.

 

Gerçekten Covid-19 ve her tür pandeminin belini asıl kıran uygulama uzun süreli izolasyonlardır.

 

Ama burada bir serzenişte bulunmak istiyorum, sokağa çıkma yasağı günlerinde eczane ve fırınların açık olması yeterli değil, en azından her semtte 2 marketin de nöbetçi olarak açık olması gerekmektedir ki bu kanun zoruyla yaptırılmalıdır.

 

Çünkü çok yaşamsal, sağlığını ilgilendiren bazı kalem mallara ulaşmak isteyebilir vatandaşlar.

 

Ulusça çok disiplinli bir karantina uygularsak elbette bu pandeminin sırtını yere getireceğiz.

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!