Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekillerine Açık Mektup

Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekillerine Açık Mektup
19 Mart 2013 01:30

Sayın Milletvekillerim;

 


 


İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM


 


 


Bundan bir süre önce AKP’nin ”Milliyetçi Milletvekillerine Açık Mektup” başlığı altında bu köşede onlara hitaben bir yazı kaleme almış ve BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendi kişisel ve siyasal çıkarları için hazırlatmakta olduğu bölücü anayasa karşısında dikkatli olmaları ve ne yapmaları gerektiğine dair görüşlerimi arz etmiştim kendilerine.


 



Bugün aynı nedenlerle sizlere seslenmek istiyorum.


 



Ama yazının başlığına baktığınız zaman bir farklılık göreceksiniz.


 



O da şu ki, AKP’nin sadece milliyetçi milletvekillerine seslenmeme rağmen, sizin tamamınıza hitap etmek istiyorum.


 



Çünkü şundan eminim ki, sizin tamamınızın milliyetçi fikir ve görüşlere sahip olduğunuzdur.


 



Milliyetçi Hareket Partisi bu günlere kolay gelmedi, hele TBMM’ye çok sayıda milletvekili ile girişi hiç kolay olmadı.


 



Milliyetçi Hareket Partisi’nin bugün TBMM’de temsil edilmesinin altında büyük vatansever ülkücü gençlerin 1970’li yıllardan gelen olağanüstü çalışmaları ve oluk oluk akan kanları vardır.


 



Bugün geldiğimiz nokta itibariyle Milliyetçi Hareket Partisi’nin, merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’in partisiyle hiçbir ilgisinin olmadığına dair kamuoyu kanaatidir.


 



 



Bakın bunları sadece dışarıdan bir gözlemci olarak değil, gençliğinde Ülkü Ocakları’nda yetişmiş birisi olarak aktarıyorum.


 



Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu hale gelmesinin ve AKP’nin stepnesi olmasının tek müsebbibi şu andaki genel başkanınız Devlet Bahçeli’dir.


 



Emperyalist ABD’nin işbirlikçisi AKP ve onun başı Tayyip Erdoğan’ın her sıkıştığında kurtarıcısı ve tekrar sağ salim şekilde Haçlı Batı’nın emrine vericisi Devlet Bahçeli denilen nam adamdır.


 


Size bu konuda hemen bir örnek vereyim.


 



Ben 22.Dönem Erzurum Milletvekiliyim.


 



AKP’den seçilmiş fakat zaman içinde gayrı-milli, emperyalizmle işbirliği politikalarını görünce oradan ayrılıp o zaman Erkan Mumcu’nun liderliğinde Anavatan Partisi’ni yeniden canlandırmaya başlamıştık.


 



22 milletvekili ile grup dahi kurmuştuk.


 



2007’deki Cumhurbaşkanı seçiminde AKP’nin adayı Abdullah Gül’ü seçtirmemek için malumunuz Meclis İçtüzüğü’ne göre 367 çoğunluk aranması nedeniyle Parti grubu olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kendisine teslim edilemeyeceğini düşünerek oylamaya girmedik ve yiğitçe önüne set çektik.


 



Ama 23.Dönem‘de MHP Meclis’e girince Devlet Bahçeli’nin, partisinin yetkili kurullarına danışmadan verdiği direktifle milletvekillerini oylamaya sokarak Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirmiş ve o da Tayyip Erdoğan’ın çıkardığı bütün gayrı-milli yasaları bir noter marifetiyle onaylayarak ülkenin bugünkü bölünme noktasına gelmesine sınırsız katkılar sağlamıştır.


 



Daha çok şey var ama bugün için en önemli olumsuzluk Devlet Bahçeli’nin MHP’yi Tayyip Erdoğan’ın paçalarını ABD’nin şerrinden kurtarma bölünme anayasası masasında tutmasıdır ki, anlaşılmaz gaflet ve dalalet örneği hatta ötesidir.


 



Sayın Milletvekillerim, kusura bakmayın ama bu Devlet Bahçeli zaman zaman bir mahalle kabadayısı edasıyla BOP Eşbaşkanı ve ABD işbirlikçisi Tayyip Erdoğan’a meydan okuyup postasını koyarak sizin gazınızı alıyor, sonra yine asıl görevinin gereği Tayyip Erdoğan’a cansiperane stepneliğini yapıyor.


 



 


 



Neden böyle yapıyor?


 



Çünkü, Küresel Efendiler’in kendisine biçtiği görev bu.


 



Başka türlü davranma şansı yok, aksi halde biteceğini biliyor.


 



Ama her seferinde numara yaparak sizi sürekli atlatmaya çalışıyor.


 



Sayın Milletvekillerim, her makam gibi milletvekilliği makamı da gelip geçiçidir; birgün mutlaka bitecek.


 



Bugüne kadar Cumhuriyet tarihimizde binlerce milletvekili gelip geçti.


 



Hepside unutuldu.


 



Unutulmayanlar tarihe iz bırakanlar, vatanının ve milletinin çıkarlarını düşünenlerdir.


 



Bunları afaki olarak söylemiyorum, bilakis yaşamış birisi olarak size serzenişte bulunuyorum.


 


Ben AKP’nin aynı zamanda kurucu il başkanıyım.


 



Ama ”1 Mart 2003 Tezkeresi”ne ret oyu vererek Tayyip Erdoğan’la ters düştüm; milletimin ve vatanımın çıkarları adına.


 



Sonrada Parti’den ayrıldım.


 



İsteseydim uslu uslu oturur, Tayyip’le ters düşmez ve bugüne kadar bir Parti kurucusu olarak da milletvekilliği yapardım.


 



Ama atalarımın kanları ile alınmış ne bu vatanın parçalanması ne de milletimin birlik ve beraberliğinin bölünmesi karşılığında lanet ve nefretle anılmayı göze alamadım.


 



Şimdi çok rahatım; milletimin arasında alnım ak, yüzüm açık olarak dolaşıyorum.


 



Sakın şunu unutmayın Sayın Milletvekillerim; Devlet Bahçeli’ye karşı milli duygular nedeni ile azıcık diklenmiş birisinin bir dahaki dönem asla milletvekili seçilme şansı bulunmamaktadır.


 


Bu nedenle fırsat elde iken Devlet’imizin bekası için Devlet Bahçeli’ye karşı koyarak onu oradan indirme gayreti içinde olun lütfen.


 



Ben milletvekilliğimde 2005 Mart’ında AKP’den ayrılıp, Anavatan Partisi’nde Meclis Genel Kurulu’nda BOP Eşbaşkanı Tayyip’e karşı direnişe geçerek 300 den fazla kürsü alarak direnişte bulundum ve aşağı yukarı söylenmedik şey bırakmadım.


 



Meclis zabıtları bunun tanığıdır, bir asırda geçse orada olacaktır.


 



Sayın Milletvekillerim, MHP taban itibariyle gerçekten milliyetçidir, oradan ayrılın diye asla bir teklifim yok ama başınızdaki Devlet Bahçeli denen adamı indirmek ve başınıza yüzde yüz milliyetçi birisini getirmek ülkücü şehitlere ödemeniz gereken bir borçtur.


 



Ülke bölünürken siz öyle orada makamınızı koruma adına oturamazsınız.


 


 



 


 


 


 



Ülkücüler ne sizin ne de Alparslan Türkeş’in çocuklarının milletvekili olup keyf çatmaları için canlarını vermediler.


 



Cesur olmalısınız.


 



Alparslan Türkeş’in ‘’Cesaret,yiğitlik,atılganlık olmayan hiçbir dava başarıya ulaşamaz’’ sözünü sakın unutmayın.


 



Bölünme anayasası masasından kalkmaya Devlet Bahçeli’yi zorlayın ve onu başınızdan indirin.


 


BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan gemi öyle azıya almış ki, Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelerini de ‘’Küresel Efendiler’’in arzuları doğrultusunda değiştirmeye kalkıyor.


 



Ve MHP ile CHP’yi de tehdit ederek, ’’Onlar destek vermezse BDP ile yola devam ederim’’ diyor ki, bu tamamen bir blöftür; sakın oyuna gelmeyin.


 



Türk Milleti BDP ile hazırlanacak bir anayasa metnine halk oylamasında asla geçit vermez ve bu da AKP için bir harakiri olur.


 



Bu nedenle bu bölünme anayasası masasından kalkarak AKP’yi PKK, işbirlikçi Tayyip’i de katil Öcalan ile baş başa bırakın.


 



Bu ne cüret, bu ne pervasızlık?


 



Bu cesareti nereden alıyor?


 



Elbette ki, MHP’nin bölücü anayasa masasında oturmasından alıyor.


 



Alman Anayasası’nın 79.Maddesi ebediyen değiştirilmeyecek maddeler olarak 1. ve 20. maddeleri beyan ediyor ki, şunlardır:


 



’1.Madde, I.Bent:İnsan onuruna dokunulamaz. II.Bent: Alman halkı insan haklarını tanır,barış ve adaletten yanadır. III.Bent: Devlet adına güç kullanan kuvvetler, yasama ve hukuk buna uygun davranmak durumundadırlar.
  20.Madde, I.Bent: Federal Almanya demokratik ve sosyal bir devlettir. II.Bent: Devlet gücü halktan kaynaklanır. Devlet gücü halkın seçim yoluyla hükümet seçmesiyle yasamanın belirlediği özel organlar ve hukuk kuralları çerçevesinde güç kullanan kuvvetlerden oluşur. III.Bent: Yasama faaliyetleri anayasal düzene uygun olmak zorundadır. IV.Bent: TÜM ALMANLAR DEĞİŞTİRİLEMEZ MADDELERİN KOYDUĞU KURALLARA UYMAYAN VE BU KURALLARI ORTADAN KALDIRMAYA ÇALIŞAN HERKESE KARŞI, EĞER BAŞKA ÇARE KALMAMIŞSA, DİRENME HAKKINA SAHİPLERDİR’’


 


Evet, Sayın Milletvekillerim işte Alman anayasası’nda bırakın ebediyen değiştirilemeyecek maddelerin olması, bunları değiştirmeye kalkanlara karşı halkın direnme hakkı olduğunu anayasal kayıt altına almış ve bir görev olarak teşvik ediyor.


 



Dağ teröristleri ve kravatlı teröristler artık açık açık ‘’Bölgesel İdari Yönetim’’ dedikleri ‘’Kürt  Federe Devleti’’ isteklerini belirtiyorlar, MHP ise hala daha Türkiye’yi bölme anayasa masasında oturuyorlar.


 



Hem de milliyetçiler adına oturuyorlar.


 



Ayrıca ‘’Öcalan’a özgürlük, Kürtler’e statü’’ sloganlarını hiç çekinmeden atıyorlar.


 


 



 


 


 



Vatan hainlerine ve terörist başına özgürlük planlanırken Türkiye Cumhuriyeti’nin 26.Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve yurtsever yiğit lider Doğu Perinçek için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.


 



Sayın Milletvekillerim, bu nasıl bir ihanet çemberidir; sizin milli vicdanınıza sormak istiyorum.


 



BOP Eşbaşkanı Tayip Erdoğan kendisine biçilen görev gereği Türklüğün bütün izlerini Anadolu topraklarından ebediyen silmek istiyor, Devlet Bahçeli’de annelerinin ak sütleri gibi helal olan milliyetçilerin oylarını ABD işbirlikçisi Tayyip Erdoğan için koruma zırhı olarak kullanıyor.


 



Bu ne vahim bir şey!


 



Sayın Milletvekillerim, Devlet Bahçeli çok bilinçli bir şekilde ülkücüleri de iğdiş ederek ülke meselelerinden uzak tuttu.


 



Bugün Türk gençliğinin Türklük heyecan ve yiğitliğini gerçek anlamda temsil eden ‘’Türkiye Gençlik Birliği’’dir.


 



Sayın Milletvekillerim, Büyük Türk Milleti’nin birlik ve dirliği, vatanın bölünmez bütünlüğü için ya bölünme anayasası masasından kalkmalısınız, ya Devlet Bahçeli’yi başınızdan uzaklaştırmalısınız ya da onu kendi asli görevi ile baş başa bırakmalısınız.


 



Sakın, görevli arkadaş Devlet Bahçeli’nin ‘’İmralı’yı yıkarız,Kandil’i yakarız’’ sözlerine kanmayınız Değerli Milletvekillerim.


 


 



 


 


 



Vallahi gazınızı alıyor.


 



Siz gereğini yapın.


 



Bugün yapacağınız çıkışlarla tarih ve gelecek nesil sizi ya hayırla yad edecek ya da nefretle kınayacak.


 



Selam ve muhabbetle hepinize en kalbi selamlar, Sayın Milletvekillerim.


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!