MHP’li Yeniçeri: AKP, Öcalan’a müzakereci statüsü vermeyi planlamış

MHP’li Yeniçeri: AKP, Öcalan’a müzakereci statüsü vermeyi planlamış
17 Ekim 2014 14:00

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Meclis’te bir basın toplantısı düzenledi. Yeniçeri, konuşmasında son dönemde yaşanan terör olayları ve yargıda yapılması düşünülen son değişiklikler hakkında değerlendirmede bulundu.

 

Öcalan’ın çözüm sürecindeki konumunu güçlendirmek için kriz oluşturulduğunu savunan MHP’li Yeniçeri, “Öcalan, çözüm sürecindeki konumunu ve aktörlüğünü güçlendirmek üzere önce kriz oluşturtuyor, sonra da krizi çözen kişi olarak taleplerini güçlü biçimde dayatma imkanı buluyor. İktidar Öcalan iş tutmayı sürdürüyor. Kobani eylemlerinin ardından Abdullah Öcalan planladığı sonucu aldı. Sızan haberlere göre Öcalan’a AKP, müzakareci statüsü vermeyi planlamış” dedi.

 

“IRKÇI SİYASETİN KENDİLERİNİ İNSANLIKTAN ÇIKARDIĞINI KANITLAMIŞLARDIR”

 

Kobani bahanesi ile PKK’nın çıkardığı ayaklanmanın ayrıntıları ortaya çıkınca vatandaşların insanlık düşmanı bir örgütle karşı karşıya kaldığı açıklamasında bulunan Yeniçeri, “Azgın güruh, bölgedeki 212 okulu, ambulansı, kütüphaneyi, mültecilere yardım götüren Kızılay ve AFAD araçlarını, özel ve kamu mallarını da yakar, marketleri yağmalarlar. PKK’nın vahşi saldırılarıyla hayatlarını kaybedenler bir yana, ekmek teknelerini, evlerini, arabalarını ve bütün mal varlıklarını kaybeden binlerce mağdur vatandaş ortaya çıkarmıştır. Bu vahşi manzara karşısında utanmadan, pişkince PKK’lı vahşileri sokağa çağıran Selahaddin Demirtaş şiddete başvurmayan halka teşekkür eder. Bu vahşeti yapanlar önce insan sonra Kürt olduğunun farkında olmayanlardır. Etnik ve ırkçı siyasetin kendilerini insanlıktan nasıl çıkardığını ortaya koydukları vahşetle kanıtlamışlardır. Vahşice katlettiklerinin çoğu da PKK’lı olmayan Kürtlerdir. Irkçı/etnikçi ve bölücü bir zihniyetin insanları nasıl insanlıktan çıkardığını ve barbarlaştırdığını meydana gelen bu olaylar göstermiştir. PKK/HDP/KCK gerçekte IŞİD’in yaptıklarını kendileri yapamadığından dolayı karşı olduklarını ortaya koymuşlardır. Zira IŞİD de böyle bir durumda ancak PKK’lı göstericilerin yaptığını yapar ve ancak PKK’lılar kadar zalim olabilirdi. PKK/HDP/KCK cenahı yıllardır kimliğimiz inkâr edildi. Asimilasyona uğradık. Kürtçe konuşamıyorduk. Kürt olduğumuzu söyleyemiyorduk diye mazlumları oynuyorlardı. Ancak ellerine geçen ilk fırsatta zalim ve barbar yanlarını net biçimde ortaya koymuş oldular. Hem de kendileri gibi Kürt olan insanlara karşı. Demek ki, Kürt, Çerkez, Gürcü ya da Türk olmadan önce insan olmayı ve insan kalmayı birilerinin öğrenmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

 

“İKTİDAR ÖCALAN İŞ TUTMAYI SÜRDÜRÜYOR”

 

Kobani eylemlerinin ardından Abdullah Öcalan’ın planladığı sonucu aldığını savunan Yeniçeri, “Öcalan, çözüm sürecindeki konumunu ve aktörlüğünü güçlendirmek üzere önce kriz oluşturtuyor, sonra da krizi çözen kişi olarak taleplerini güçlü biçimde dayatma imkanı buluyor. Lice’de haftalarca yol kestiren de yol kesme eylemine son veren de Öcalan oluyor. İktidar Öcalan iş tutmayı sürdürüyor. Kobani eylemlerinin ardından Abdullah Öcalan planladığı sonucu aldı. Olaylar başlar başlamaz iktidarın memurları Öcalan’a gitti. Demirtaş’ın tabiriyle yalvardılar. Sonuçta Öcalan yaptırdığı gösterilerin, yağmanın, katliamın sonuçlarını tahsil etmiş oldu. Sızan haberlere göre bebek katili Öcalan’a AKP, müzakareci statüsü vermeyi planlamış. Bu plana göre bundan böyle Öcalan Kürtlerin resmî müzakerecisi oluyor. Öcalan, Kobani bahanesiyle gerçekleştirilen gösterileri engellemek için kendisiyle ilgili olarak bir statü oluşturulmasını AKP’nin memurlarına dayattı. AKP’nin memurları, Öcalan için resmî kayıtlarda yer alması açısından müzakereci ismi uygun bulundu. Öcalan için sekretarya oluşturulması, İmralı’dan Ankara’daki bir hapishaneye getirilmesi, bazı gazetecilerle görüşmesine izin verilmesi gibi taleplerinin de gündemde olduğu ifade ediliyor. Talepler aşamalı olarak uygulamaya sokulması planlanıyor. Her şey kamu oyunun Öcalan’a iktidarın vermeyi planladığı statüye vereceği tepkiye bağlı olarak şekillenecek. Halkın tepkisi şiddetli olursa AKP geri adım atacak” diye konuştu.

 

“PKK’LI TERÖRİSTLERİN KAHRAMAN OLDUKLARI ANLATILIYOR”

 

Basında PKK’lı teröristlerin gerçekte kahraman, kurtarıcı ve fedakâr insanlar olduklarının anlatıldığını vurgulayan MHP’li Yeniçeri, “Türkiye ve Batı medyasında; PKK’yı öven, yücelten ve kahramanlığından bahseden yazılardan geçilmez olmuştur. Televizyonlarda doğrudan ve dolaylı olarak PKK’lı teröristlerin gerçekte nasıl birer kahraman, kurtarıcı ve fedakâr insanlar oldukları anlatılıyor. İnsanlık düşmanı, barbar örgüt IŞİD’e karşı tek başına nasıl mücadele ettiği ve zaferler kazandığı yazılıyor.Yalnız Türkiye’de değil Batı basınında da PKK’nın terör örgütü listesinden çıkmak için büyük bir propaganda faaliyeti başlattığı gözlenmektedir. Batı’nın en önemli yayın organlarının neredeyse tamamı, bir aydır PKK’nın ne kadar insancıl bir örgüt olduğunu ve ‘terör örgütü listesinde’ kalmaya devam etmesinin ne kadar yanlış olduğuna dikkat çekiliyor. Nihayet ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ABD’nin Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile zaman zaman aracılar vasıtasıyla görüştüğünü açıkladı. Geçen hafta ise ilk kez doğrudan bir görüşme yapıldığını açıkladı. Psaki’ye göre, bölge dışında gerçekleşen görüşmeye Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili katıldı. PYD tarafından kimin olduğu hakkında ise bilgi vermedi. PYD ile görüşmelerin PKK konusunda ABD’nin tavrını değiştirmediğinin de altını çizen Psaki, ‘PKK ile bazı PYD üyeleri arasındaki bir takım bağlantıların farkındayız. PKK hakkında uzun süredir taşıdığımız aynı kaygıya sahibiz. PKK’yı terörist organizasyon listemizde tutmamız noktasında pozisyonumuzda bir değişiklik yok’ dedi. ABD’li sözcü diplomatik bir lisanla ancak işin bu kadarını ifade edebiliyor. Önümüzdeki günlerde ABD’nin, PYD üzerinden giderek PKK’yla legal bir muhataplık edineceği anlaşılıyor. Diğer yandan Batı’da PKK’nın terör örgütü listesinden çıkaracak propagandaların sonuç vereceği görülüyor. Kafası, rotası ve haritası karışık iktidarın olan bitenin, ne ne anlama geldiğinin farkında ne de kendisinin ne yaptığının farkındadır” dedi.

 

“PKK BAŞKALDIRIYI YAPTI, AKP ESKİ GÜVENLİKÇİ POLİTİKALARINA DÖNDÜ”

 

Yargıda yapılması düşünülen son değişiklikler hakkında AKP tekrar eski güvenlikçi politikalarına döndüğünü savunan Yeniçeri, şunları kaydetti: “Uzun süreden bu yana terör örgütü mensuplarının yaptıkları yanlarına kar kalmaktadır. Bu konuda getirilen düzenlemelere itiraz edilemez. AKP iktidarı yargı ve eğitim alanını üzerinde her türlü tasarrufun yapılabileceği bir kadavra gibi görüyor. Bu iki alanda da koy-kaldır, yap-boz, dene yanıl, olmadı eskiye dön sistemini devreye sokmaktadır. AKP’nin karşılaşılan her toplumsal olayı yasayla zaptı rapt altına almak gibi kötü bir alışkanlığı var. AKP yönetiminde Türkiye giderek hukuk devleti olmaktan çıkıyor ve kanun devletine dönüşüyor. AKP ülkeyi bir devlet olarak değil adeta kuralları her dönem değişen bir aşiretler birliği gibi yönetiyor. Davutoğlu; iç güvenlik reformu özgürlüklerimizi kullanmayı teminat altına alıyor. Özgürlükten taviz vermeyeceğiz. Ama demokratik hakların kullanılması kamu düzeni içinde olur. PKK yol keserken, araç yakarken, sokakları kargaşaya çevirirken AKP yetkilileri demokrasiyi güvenlikçi politikalara feda etmeyeceğiz türünden açıklamalar yapıyorlardı. O zaman özgürlüklerin kamu düzeni içinde yapılabileceği akıllarını gelmiyordu. Ne zaman PKK başkaldırıyı yaptı, sokakları savaş alanına çevirdi bıçak kemiğe dayandı AKP tekrar eski güvenlikçi politikalarına döndü. 21 Şubatta yapılan düzenlemeyle, hakimin arama kararı alması için somut delillere dayalı şüphe koşulu konmuştu. Eski yasaya göre ise soyut bir kavram olan makul şüphe şartı yeterliydi. AKP şimdi Somut Delilden, makul şüpheye geri dönülme karar verdi. Yargı paketinin anahtarı Makul şüpheli kavramıdır. Bu ibare CMK’da yer alan somut delile dayalı kuvvetli şüphe ifadesinin yerine yerleştirildiği için fazlasıyla endişe etmeniz gerekiyor. Makul yani kişinin aklına uygun şüphenin sınırını kimse çizemez. Bu ibareyle istenilen kişi makul şüpheli olarak nitelenebilir. Makul şüpheli olarak suçlanan kişiye buyurun suçsuz olduğunuzu ispatlayın denilebilir. Ayrıca düzenlemede mal varlığına el koyma kapsamının genişletilmesi de sakıncalıdır. Bu durumda herhangi bir medya grubuna yönelik olarak, anayasal suça iştirak suçlamasıyla operasyon yetkisi verilebilir. Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları malvarlığına el koyma kapsamına alan düzenlemeyle basın ve ifade özgürlüğü ortadan kaldıracak sonuçlar üretecektir.”