MGK’nın detayları ortaya çıkmaya başladı

MGK’nın detayları ortaya çıkmaya başladı
4 Eylül 2015 09:00

İlklerin yaşandığı Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından alınan kararların detayları ortaya çıktı.

 

 

MGK’nın detayları ortaya çıkmaya başladı. Milliyet’ten Serpil Çevikcan, MGK’nın ayrıntılarını yazdı.

 

İNCİRLİK’TEKİ UÇAK SAYISI 30’A YÜKSELECEK

 

MGK Bildirisinde, ABD ve koalisyon güçleriyle yürütülen ortak operasyonlar için, “Irak ve Suriye’de konumlanan DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadelenin aynı kararlılıkla yürütüleceği vurgulanmış, Suriye sınırları içerisinde hayata geçirilecek ‘terör örgütlerinden arındırılmış bölge’ uygulamasının Suriye halkının hayat hakkının muhafazasında önemli bir rol oynayacağı ifade edilmiştir” denilmişti.

 

Serpil Çevikcan, bu konuda atılacak yeni adımların ne olduğunu ilgili kaynaklarla görüştü.

 

MGK’dan bir süre önce ABD ve Türkiye’nin IŞİD’e karşı ortak hava operasyonu yaptıklarını, ve neden operasyonların daha sık yapılmadığı sorusunun da tartışıldığını hatırlatan Çevikcan, “Bunun birden fazla nedeni var. Öncelikle ABD’nin şu an İncirlik’te sadece 6 adet F-16’sı bulunuyor. Yakın zamanda ABD’nin İncirlik’te konuşlandıracağı uçakların sayısı 30’a yükselecek. Bunlardan 3-4’ünün havada ikmal uçağı, 2-3’ünün havada ihbar-kontrol uçağı, kalanlarının da silahlı keşif uçağı olacağı öğrenildi. İncirlik Üssü’ndeki ABD personeli sayısı da 1500’ü geçecek.” diye yazdı.

 

FİİLEN TEMİZ BÖLGE

 

Cerablus – Azez hattının ‘temiz bölge’ haline gelmesi, bölgeyi de Türkmenler başta olmak üzere Özgür Suriye Ordusu unsurlarının kontrol etmesinin planlandığını belirten Çevikcan şöyle devam etti:

 

“Hem IŞİD, hem PYD’nin hakimiyet kurmak istediği, Özgür Suriye Ordusu’nun denetiminde bulunan Cerablus – Azez hattı, dar bir koridor.

 

Bu nedenle hava operasyonlarının koordinasyonu, uçuşların güvenliği açısından önem taşıyor.

 

Buna rağmen, kaynakların aktardığına göre, bu alanda, bugünden itibaren daha yoğun hava operasyonları yapıldığını göreceğiz.

 

Katar’ın da çok kısa bir süre sonra bu operasyonlara katılacağı kaydediliyor.

 

Amaç IŞİD’in lider kadrosu ve lojistik tesislerinin imha edilerek belinin kırılması, fiilen bir temiz bölge oluşturulması.

 

IŞİD, köy ve kasabalara saldıramaz hale gelene kadar bu operasyonların sürmesi amaçlanıyor.

 

Eş zamanlı olarak bölgedeki 25’e yakın Türkmen tugayının da alanı savunması.

 

Süreç içerisinde 5-6 bin kişilik Türkmen gücünün sayısının da 10 bine yükseltilmesi tasarlanıyor.

 

Böylece fiilen Cerablus – Azez hattının ‘temiz bölge’ haline gelmesi, bölgeyi de Türkmenler başta olmak üzere Özgür Suriye Ordusu unsurlarının kontrol etmesi planlanıyor. Böylece Türkiye’nin ‘güvenli bölge’ tezinin farklı bir biçimde de olsa yaşama geçmesi sağlanacak.

 

Bu arada Türkmen güçlerinin, söz konusu bölgede kara unsurlarının da olması konusunda talepte bulunduğunu biliyoruz. Ancak ne ABD ne Türkiye o bölgeye kara unsurlarını sokmak istemiyor.

 

Öte yandan, ABD’li makamların verdiği bilgilere göre, Suriye rejiminin hava güçlerinin bu alanda faaliyette bulunma imkânı neredeyse yok.

 

Bu da aynı zamanda bölgeyi fiilen ‘uçuşa yasak’ bölge haline getiriyor. Planlamalara göre, Türkiye’nin bu tezi de farklı bir biçimde de olsa kırmızı çizgi ilan ettiği Cerablus-Azez hattında uygulanabilecek.”

 

YAŞANANLARIN SEÇİM ODAKLI OLDUĞUNA KULAKLARINIZI TIKAYIN

 

MGK bildirisinde en geniş yer PKK’ya yönelik operasyonlara ayrıldığını da hatırlatan Çevikcan, Suruç saldırısından sonra Emniyet’in 3 bine yakın gözaltı gerçekleştirdiğini, bunların yaklaşık 750’sinin tutuklu olduğunu belirtti.

 

Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bölgede yaşananların seçim odaklı olduğuna yönelik personelin moralini bozacak söylemlere kulaklarını tıkaması uyarısında bulunduğunu belirten Serpil Çevikcan şunları yazdı:

 

“Gelinen noktada, örgütün 6-8 Ekim olaylarının benzerini başlatabilmek için yoğun çaba harcadığı tespiti var.

 

Yapılan çalışmalar sonucunda batıda şehirlerde büyük çaplı ve günlük hayatı olumsuz etkileyecek olayların önüne geçildi, hem de doğudaki kentlerde daha büyük olaylar yaşanması engellendi.

 

Kent merkezlerinde süresi çok kısa eylemlerin yapıldığı, bunların tamamının kayda alındığı, polisin en ufak olumsuz davranışının görüntülenerek halkın harekete geçirilmeye çalışıldığı da saptandı.

 

Polisin her müdahalesinde, eylemleri yapanların kadın ve çocukları öne sürerek polisin halka müdahale ettiği görüntüsünü vermek istedikleri de değerlendiriliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, bu nedenle, bölgede görevli personeline iki önemli uyarıda bulunmuş.

 

Birincisi, sivil halkın burnunun bile kanamaması, halka yönelik hiçbir eylemin yapılmaması.

 

İkincisi ise yaşananların seçim odaklı olduğuna yönelik personelin moralini bozacak söylemlere kulak tıkanması.

 

Devlet, terörle topyekun mücadele konseptine geçti. Bu noktada taviz verilmeyecek.

 

Bu 3 koldan yapılacak bir mücadele.

 

Bir ayağında şehir yapılanmasına karşı polisin merkezinde yer aldığı operasyonlar, diğer ayağında kırsal ve sınır geçişlerinde askerin ağırlıklı olarak yer aldığı operasyonlar var. Üçüncü ayağında ise özerklik ilanı gibi siyasi çıkışları bertaraf edebilecek cezai önlemler bulunuyor.”