Mezara kadar

Mezara kadar
10 Aralık 2012 14:39

Mahallenin bıçkın delikanlıları “delikanlılıklarının güvenilirliğini” ve “dostluklarının sağlamlığını” anlatmak için “Bizimki pazara kadar değil, mezara kadar” derler.


Hilmi SARAL H&H YORUM


“Akşamdan söz verip de /Sabaha dönüş m’olur”
türküsünde anlatılanın karşıtı anlamına gelir.
 
Benim üzerinde duracağım konu “mezara kadar” kısmı. Biliyorsunuz Dolmabahçe görüşmesi sorulunca Devletlü büyüklerimiz de bu sözü iki de bir yineliyorlar. Görüşmenin tarafları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, ne konuştuklarını “mezara kadar” açıklamayacaklarını söylüyorlar.
 
Ben de bu duruma fena halde takılmış durumdayım. Devletin iki yetkilisi bazı bilgileri birbirleriyle paylaşır ve bu bilgiler kamuoyuna duyurulmaz. Bu doğaldır. Kamuoyuna duyurulmaz ama tutanakları devletin arşivlerine  “Gizli” damgasıyla yerleştirilir. Çünkü devlet kendisinden bilgi saklamaz. Devletin devamlılığı bunu gerektirir. Bizimkiler olması gerekeni yapmadılar. Bilgiler, kendilerinde saklı. O halde, Büyükanıt’ın “Dolmabahçe görüşmesi devlet işidir” açıklamasına nasıl ve neden inanalım? Belli ki ortada devlete ait bir sır yok.
 
Başbakan ise, “Bu sır benimle mezara gider. Bunu anılarımda da yazmayacağım” diyor. Diyor ama, “Büyükanıt açıklarsa ben de açıklarım” diyerek sırdaşını tehdit ediyor. Belli ki bu iki sırdaşın ortak bir suçları ve ya utanılacak durumları var.
 
Bunu nerden çıkarıyorum? Bilirsiniz ki insanlar, bazen bilerek, isteyerek; bazen de ellerinde olmayan nedenlerle korkulacak ya da utanılacak durumlara düşebilirler. Sonra o duruma düşmüş olmalarından kendi kendilerine utanır, başkaları bunu öğrenecek diye korkarlar. O yüzden de bu durumu sır olarak kendilerinde saklarlar.  
 
Dolmabahçe görüşmesinin kahramanlarının böyle bir durumları yoksa neyi saklıyorlar  devletten ve milletten?
 
Yazarımız İbrahim Özdoğan, 27 Nisan e-bildirisi’nin DYP-ANAP birleşmesinin yarattığı sinerjinin AKP’ye vereceği zararın önlenmesi amacını taşıdığını söylüyor ki doğrudur. Büyükanıt, bu bildiriyi Kuvvet Komutanı arkadaşlarının haberi olmadan kendisinin hazırladığını itiraf etti; asla ve kata bir muhtıra değildir diye de ekledi. Tanık olarak da sırdaşı Başbakanı gösterdi. Belli ki ikisi arasında danışıklı bir dövüş var.
 
Başbakan ve Hükümeti iktidar oldukları 2002 yılından beri devlete ait ne buldularsa “Babalar gibi” sattılar ve satıyorlar. Devletin olan her şeyi elden çıkarmaya çalışanlar “sırrını” niye saklasınlar?
 
Anlayacağımız o dur ki bunlar kendi ayıplarını saklıyorlar.
 
[email protected]