Almanya’da yapılan seçimlerde tek başına iktidara gelecek çoğunluğu elde edemeyen Hıristiyan Birlik partileri (CDUCSU) koalisyon arayışlarını sürdürürken, medyada bu konuda çeşitli yorumlar yer aldı.

 

 

Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ), Pazar günü ortaya çıkan sonucun CDU’nun en iyimser beklentilerini de aştığını, Başbakan Angela Merkel’in zaferinden söz edildiğini hatırlattı. Gazete, Merkel’in yüzde 41.5 oranında aldığı oyun salt çoğunluğa yetmediğini vurgularken, “Almanların güvendiği kadın bile yönetmek için bir koalisyon ortağına muhtaç; üstelik rakip cepheden birine. Sol Parti’nin belirli bir çoğunlukla Federal Meclis’e girmesi de seçim gecesinin gerçeklerinden biri. Hıristiyan Birlik Partileri şimdi sağ yelpazedeki tek temsilci konumunda. Başbakan Merkel’e sadece Sosyal Demokratlar ile Yeşiller arasında bir tercih yapmak kalıyor. Sosyal Demokrat Parti ile yeniden bir büyük koalisyon oluşturabilir ya da Yeşiller ile bir ittifaka cesaret edebilir. Bu görünüm potansiyel koalisyon ortaklarından hiçbirinde heyecana neden olmuyor” diye yazdı.

 

Berliner Zeitung ise Hıristiyan Birlik Partileri’nin elde ettiği başarıyı irdelerken; radikal bir değişim yönünde toplumdan baskı gelmediği sürece bu partilerin önde olmaya devam edeceklerini savundu. Gazete, Hıristiyan Birlik partilerinin muhafazakâr bir anlayışı benimsediği için toplumda kendilerinden alternatif üretme beklentisi bulunmadığını vurgularken, “İki parti sadece toplumsal değişikliklere uyum göstermek zorunda. Toplum mühendisliğine girişmeye ihtiyaçları yok. Bu da onların gücünü oluşturuyor. Sosyal Demokrat Parti ise tam aksine değişiklik yapmaya ve demokrasiyi daha fazla egemen kılmaya muhtaç” görüşünü aktardı.

 

Badische Neueste Nachrichten gazetesi ise, seçim sonrası Angela Merkel’i çeşitli zorlukların takip ettiğini yazdı. Gazete, Alman Parlamentosu!ndaki yeni dağılımın sol bir çoğunluk elde edilmesini mümkün kıldığını ancak üç sol partinin, birlikte yönetme yeteneğine sahip olmadığını kaydederek şöyle devam etti;

 

“Angela Merkel, tarihi seçim zaferine rağmen çifte baskı altında. Bir yanda Almanya için Alternatif Partisi (AfD) diye yeni bir güç türedi, diğer yanda da Sosyal Demokrat Parti koalisyon müzakerelerinde bir hayli taviz talebinde bulunacaktır. Şimdi Başbakan’ın görevi seçim zaferinden bir şeyler ortaya çıkarabilmek. Bu pek kolay olmayacak ve çok hızlı da ilerlemeyecektir.”

 

Bielefeld’de yayınlanan Westfalen-Blatt gazetesi ise Hrıstiyan Birlik Partilerinin yüzde 41,5’lik oy oranı büyük bir başarı olarak görülse de pratikte parti için büyük bir getirisi olmadığını yazdı. Gazete, ibrenin büyük koalisyonu gösterdiğini, bunun Almanya’nın sosyal demokratlaşmasının ilerlediği anlamına geleceğini bildirirken, şöyle devam etti;

 

“Özellikle vergi politikası ve asgari ücret gibi meselelerde bu ilginç sonuçlar doğurabilir. Federal Almanya Cumhuriyeti’de liberal seslerin eksikliği çok yakında bariz bir şekilde hissedilecektir. Hıristiyan Birlik partililer de Hür Demokrat Parti’ye sadece yüzde 0,2 oranında ödünç verilmiş olsaydı, hükümet etmenin ne kadar kolay olacağı konusunda hayıflanacaktır. Kesin olan şu ki; elde edilen yüzde 41.5’lik muazzam sonuç, ancak ve ancak Sosyal Demokrat Parti ile bir koalisyona yetiyorsa bu, Hrıstiyan Birlik partileri ve Başbakan Angela Merkel için oldukça küçük bir başarı demektir.”