Türkiye çok uzun yıllardır ticaret/siyaset/cemaat üçlüsünün karanlık ilişkilerinden kurtulamıyor.

 

Ümit Karadağ/ Günboyu Gazetesi

 

Dünya menfaatinin bir araya getirdiği bu ‘kutsal ittifak’ geçmişten günümüze öyle bir ağ kurmuş ki, hiçbir iktidar rahatsız olmak bir tarafa dursun, desteğini esirgemiyor.

Ticaret/siyaset/cemaat üçlüsünü en güçlü ve somut şekilde AKP ile Gülen cemaati ortaklığında gördük.

12 yıl karşılıklı çıkara dayalı olan ilişki 2013 yılının son aylarında ‘resmî’ olarak son bulmuştu.

AKP iktidarı muhafazakârların siyasi arenadaki gür sesi olduğunun iddiasını sürdürürken, Gülen cemaatinin Erdoğan’ı ve yakın çevresini hedef alan girişimleri artık yeni bir sayfa açmasına neden olmuştu.

Bu yeni dönemde İsmailağa ve Menzil cemaatiyle daha çok yakınlaşma mecburiyeti doğdu.

Hatırlarsanız 2014 yılında Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi eşi ve kızıyla birlikte İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nu ziyaret etmişti.

Sağır Sultan duydu

Gülen cemaatine ayrılan pasta, çok geçmeden yeni ortaklara dağıtıldı.

Kamuda Fethullahçılardan boşaltılan yerlere bu iki cemaate mensup kişiler planlı bir şekilde yerleştirildi.

Sağlık Bakanlığı’nda Menzil cemaatinin büyük bir nüfuzu olduğunu sağır sultan bile duydu.

Barış Terkoğlu ile Barış Pehlivan’ın “Metastaz” kitabında Menzil cemaatine mensup polislerin üniformalarıyla nasıl “rabıta” yaptıkları hem görmüş hem de okumuştuk.

Daha da komik olaylar yaşandı ülkede…

FETÖ suçlamasıyla görevden alınan asker, hâkim, polisler arasında Menzil ya da İsmailağa cemaatine mensup olduğunu söyleyerek, savunma yapanlar da oldu.

Bir cemaate mensup olan kamu çalışanı, başka bir cemaatten olduğunu belirterek hakkındaki suçlamalardan yırtmaya çalışıyor.

Nereden nereye… Eskiden Gülen cemaatine ait kartvizitin yoksa kamuda işe girmen mucizeyken, şimdi selam verdiysen özel sektörde sigortalı işe giremiyorsun.

Cumhurbaşkanlarından yakın ilgi

Menzil cemaatine geri dönelim…

Gazeteci Saygı Öztürk, Ekim ayında “Menzil-Tarikatın İki Yüzü” isimli bir kitap çıkardı.

Benim de geçtiğimiz gün okuma imkânım oldu.

Kitap neden önemli?

Bizzat Menzil ve Buhara’ya giderek, konunun muhataplarıyla birebir görüşme yaparak gözlemlerini aktardığı için…

Masa başı bilgiler, dedikodu ve duyumlar içermiyor.

Öztürk’ün kaleme aldığı bu kitap Menzil cemaatinin geçmişten günümüze siyaset ile olan yakın ilişkisini anlatan güzel bir çalışma.

İlginç bilgiler yer alıyor…

Muhakkak okumalısınız.

Mesela Menzil cemaatinin Eskişehir Buhara Köyü’ndeki lideri Şeyh Feyzeddin Erol AKP’li eski Enerji Bakanı Taner Yıldız ile eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın evlerinde büyüdüğünü anlatıyor.

Erol, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın her gün babasını aradığını, kendisinin de görüşmeye gittiği zaman gayet iyi karşılandığını söylüyor.

Yine kitaptan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de Menzil lideriyle sık sık görüşenler arasında olduğunu öğreniyoruz.

Ülkenin bir numaralı yöneticileri -sırf oy uğruna bile olsa- tarikatlarla, cemaatlerle bu kadar sıkı bir bağ kuruyorsa, vatandaşa ne diyebiliriz?

Zikir çeken üniformalı polis, “şeyhime canım feda” diyen asker görmek bizi şaşırtır mı?

 

https://www.gunboyugazetesi.com.tr/menzil-lideri-ile-her-gun-gorusen-cumhurbaskani-kim-3591yy.htm