Melih Gökçek tweetleri atan AnkaraKuşu, İdris Naim Şahin’in eşi mi?!

Melih Gökçek tweetleri atan AnkaraKuşu, İdris Naim Şahin’in eşi mi?!
24 Şubat 2020 10:45

Rahmetli kayınvalidem derdi ki; “Maşallah, maşallah. Gözümüz yok, ama iki ev birinin kirası yeter bir de yazlık. Kendilerine araba, çocukların çeyizi hazır hatta. Amma bir çayını içeyim desen kapıyı açmaz. Öyle pintidir hani. Cumhuriyet altınlarının üstünde kuluçkaya yattı mübarek, sorana yok, kendine çok”

 

 

Hürrem Elmasçı / Odatv

 

 

Nur içinde yatsın, çok emeği var üzerimde çok!

Geçen hafta yazmıştım. Siyasetçilik oynayan çocuklardan sonra biraz gerçek siyasete dönelim derim.

Vallahi billahi işler bu ara çok karışık ayol! Kimin eli kimin cebinde belli değil!

Bu hafta size çok önemli AK Partili bir aile ile ilgili duyduklarımı yazacağım. Karı koca ikisi de aktif siyasetçi, epeydir bu yoldalar; hanımefendi de eşi beyefendi gibi kurucu üye.

 

 

KİRLİ KOLTUKLAR

 

 

Bak aklıma ne geldi: “Kirli Koltuk” olayını hatırlar mısınız?

Yok, canım öyle siyasetten bahsetmiyorum, hemen aklınıza kötü şeyler getirmeyin! Bu sahiden de kirli koltuk olayıydı!

2012 idi… O ara nedense uçaklar sürekli rötar yapıyor, bekletiliyordu. Hiç unutmam 18.00 İstanbul-Ankara uçuşuydu. Aman bu sefer bir aksilik olmasın da aman uçak zamanında kalksın derken bir çıngar koptu ki sormayın gitsin!

Dedim ne oluyor?

Bir kadın, hostes kızcağızla tartışıyor, tartışma dediysem, baya bir şarladı hanımefendi, “Bu kirli koltukta oturmam da, bu pis koltuk da… Siz nasıl insanlarsınız da… Siz temizleyene kadar oturmayacağım!” da…

Hostes kızımız alttan alıyor, sorun çıksın istemiyor, işlerinin o olmadığını, temizlik firmasının görevi olduğunu söylüyor da dinleyen kim?

Ben tabii pür dikkat kesildim, kimin nesiydi öğrenmeliydim, kendine çok güveniyordu, önemli biri miydi? Bu arada koltuklar da öyle pis filan değildi hani, ben de titiz kadınımdır! Olmadı içim rahat etsin diye, alırım ıslak mendili bir geçerim üzerinden ne olacak, elime mi yapışacak?

Kız da öyle dedi, vay efendim sen misin öyle diyen! Başladı mı yine bağırmaya, “Pilotu çağırın bana da, pilotla görüşmek istiyorum da…”

Pilotlar gelmedi tabii, haber göndermişler sonradan öğrendik, “hosteslerin görevi koltuk temizlemek değildir” demişler!

Aferin, eleman önemlidir, öyle ezdirmeyeceksiniz!

Kimdir, nedir derken baktım eski bakanlardan biri de orada, bir ara göz göze geldik, yüzünü ekşitti, belli ki o da uzayacak tantana dedi, kalktı yer verdi, “Buyurun hanımefendi siz buraya oturun” dedi.

Az söylendi, “Olmaz ki canım böyle, ayıptır, terbiyesizliktir” vs. dedi geçti, oturdu! Çok rötar yapmadık yani, en fazla 15-20 dakika.

Kim olduğunu sonradan öğrendim ilk görüşüm oradadır! Eyvah demiştim ne yalan söyleyeyim.

Sonra epey bir ilgilenemedim ne yapıyor, ne diyor? Sonra baktım, bu sosyal medya kullanımları arttı.

 

 

ANKARA KUŞU

 

 

Bu sosyal medya enteresan! Vallahi ben hiç anlamazdım, tweet atamıyordum ama okuyorum, (torun öğretti sağolsun) en azından o kadarını yapayım ama değil mi?

Bu hanımefendinin de uzun zamandır adı başka başka şeylerle de anılıyor, mesela “ankarakuşu” diye bir Twitter hesabı var!

Buradan enteresan bilgiler veriliyor…

Diyorlar ki o hesabı bu hanımefendi kullanıyor!

Merak ettim, ne yazıyor filan diye?

Bir kere en baştan söyleyeyim, en az iki kişi kullanıyor hesabı ya da bilerek tarz değiştiriyorlar, kafa karıştırmak için yani? Bir boş bir dolu hani.

Sanırsın Rus ruleti! E, siyaset de öyle değil mi?

Vallahi, hesabı yöneten bu hanımefendi mi bilmiyorum? Fakat bildiğim bu söylenti ona da gitmiş olacak ki zehir zemberek açıklamalar yapmış! Çok öfkeli öyle böyle değil, iyi de neden bu kadar tepki verdi? Beni meraklandıran işte buydu!

Güler geçersin değil mi?

Biraz tedirgin geldi sanki günahını almayayım da!

Melih Gökçek ile çok uğraşılıyor bu hesapta, hoş kim uğraşmıyor ki diyeceğim de, bu biraz başka!

Sanki başka bir hesapları var gibi…

Hani… Herkesin bildiği bir şeyler vardır da açıp saçamazsınız ortalığa, her şey saçılırsa ortalığa herkes yanar gibi.

Aleni bir düşmanlık, gizli bir muharebe sanki…

Siyasette öyledir zaten, zamanı beklenir…

Ve insanın o zaman mutlaka gelir!

Neyse…

Bu arada kafa karışıklığı yaratmak için alakasız tweetler de atılıyor, farkındayım. Mesela hesabı kullanan kişi erkekmiş izlenimi veriyorlar niyeyse? Futbol tweetleri çıktı bir ara!

Dedim ya… Hedef şaşırtmaca!

Bu hanımefendi Twitter konusunda benim gibi amatör de değil söyleyeyim. Sözünü de hiç esirgememiştir, gerçi sonra silsem daha iyi olur demişliği de vardır, -ya da birileri dedi bilemem vallahi- biraz agresif anladığınız üzere!

Mesela… Bir ara şöyle bir tweet atmıştı; “Her şerde bir hayır vardır. Bizim için önemli olan doğruluk, dürüstlük, kul hakkına girmemek, gerisi teferruat.”

Ne güzel bir tweet de sildi! Niye ki?

Yine bir gün; “Seçimlerde birinci il olmak, görevinde başarılı olmak önem arz etmiyor demek ki! Elini kolunu sallayıp sağa sola çatmakla işler yürüyorsa!”

Allah Allah… Merak da ettim o ara kim bu? Kime bu taşlar!

Demek ki içten birileri, yoksa niye silsin, muhalefet değil demek ki?

Velhasıl!

Bu hanımefendi ısrarla bu twiter hesabını ben kullanmıyorum dese de insanın aklına bin bir türlü şeyler geliyor.

Hele de siyaset kazan fokur fokur kaynarken.

Şu ara…

Neler duyuyorum neler, -“Yok artık”, -” Hadi canım”, -“Aaaa!” dudaklarımdan dökülen unuttuğum sözler!

Bir yaşıma daha giriyorum her seferinde.

İtiraf edeyim bunca senedir siyaset kazanıyla ilgilenirim ne bu kadar kaynadığını duydum ne de gördüm!

Ayol kimse kimseye güvenmiyor ya!

Sen de mi Brutus dememek için herkes arkasını kolluyor!

İyi de yapıyorlar ama…

Şüphe tohumu bir düştü mü insanın yüreğine incir ağacı gibi arsızdır! İşte Ankara kulisleri bu ara böyle, ezelden beri böyle de bu ara çok fena…

Yani… Eski dostlar düşman mı oluyor diye düşünmeden edemiyorum.

Ne bileyim… Yeni yeni partiler… Kapalı kapılar ardında fısıltılar…

Ta ötelerden gelen emirler! Çiğnenen yeminler! Bozulan akitler daha neler neler!

Kimi gizli, kim aşikar!

Ve… Siyasetin olmazsa olmazı meşhur pazarlıkları kapılar ardında!

 

 

ORDU ŞEHRİNDEKİ 3 BLOK

 

 

Bu hanımefendinin eşi beyefendi de bu ara Ali Babacan ile gizliden gizliye görüşmeler, haberleşmeler içindeymiş.

Zamanını bekliyormuş hani. Eşi hanımefendi de bu hesaptan kafa karıştıran, bir dönem gizlenen ne varsa bir bir söküp saçıyormuş etrafa…

Beyefendiyi tanımadınız mı? Bu beyefendinin U2 grubunun Bono’suyla enteresan bir olayı da var. Bir ara konsere geldiklerinde bu “Bakara, makara” Egemen ile beraber görüştüler hatırladınız mı?

Adama ne hediye vermişlerdi dersiniz?

Osmanlı’nın bir dönem İrlanda’ya yaptığı para yardımı sonrası gelen teşekkür mektubunu çerçeveletip Bono’ya hediye etmişler!

Ne desem ki şimdi bilemedim!

Vallahi, şimdi hazırlıktalar diyorlar…

Bekliyorlar, ne olacak kimse bilmiyor!

Ne kazdan ne tavuktan vazgeçmem diyorlar…

E, siyaset bu!

En çok da dost bildiklerin yaralar insanı, sonunu getiri vallahi. Düşman bellidir de dost ne zaman vuracak o hiç belli değildir söyleyeyim.

Hz. Ali’nin o meşhur sözüdür, aklıma geldi, kulağıma küpedir yıllardır, “Dostunu ölçülü sev. Olur ki bir gün düşmanın olabilir. Düşmanına da düşmanlık ederken ölçülü ol. Olur ki bir gün dostun olabilir” der.

Şimdi…

Bunlar benim kulağıma çalındıysa kuşlar birilerine de uçurmuştur lafları. En tepeye de gitmiştir ki birilerinin ömrünü harcayıp inşa ettiği binalar birden bire yıkılıveriyor üzerlerine. Tek tek isim vermeyeyim enkaz altındakileri siz bilirsiniz.

Ha, bu arada yıkılmak demişken…

Ordu’da kıyı şeridinde 3 blok halindeki ve yine bu bizim beyefendinin çok yakın (!) bir akrabasına ait gökdelenler de yıkılıyor söyleyeyim…

Gökdelenler de öyle, öyle böyle değil vallahi! 17’şer katlı, 280 daireli, yeşilin maviyle buluştuğu yerin tam ortasında. 12. kat bitmişti oysa…

Hanımefendi ile Beyefendi’nin kızgınlığı buna mı? Para yoksa siyaset niye olsun değil mi canlar? Bu sadece ilk tepki. Ve sadece başlangıç…

Ötesini bilmem ben… Ama zaman öğretir! Bekleyelim de görelim.

Ne demişti sildiği mesajında Hanımefendi, “Her şerde bir hayır vardır. Bizim için önemli olan doğruluk, dürüstlük, kul hakkına girmemek, gerisi teferruat.”

Kalın sağlıcakla…