Masumiyet zalimleşiyor

Masumiyet zalimleşiyor
8 Ekim 2014 09:30

Şengal katliamıyla ilgili olarak Ezidi milletvekili Vilan Daxîl, Özgür Gündem gazetesinden Ersin Çaksu ve Önder Elaldı’ya,“Bize asıl ihaneti komşularımız yaptı. IŞİD’i oraya onlar getirdi. Güya dostlarımız, tanıdıklarımız, kirvelerimizdi. Böyle bir şey yapmazlar diyorduk. Onlar saldırınca kuvvetimiz kırıldı”. diye konuşmuştu.

 

 

Çağların IŞIK H&H YORUM

 
Bu; savaş ortamının insanları ne hale getirdiğini gösteren ve ne yazık ki kısa süre önce yaşanmış pahalı bir tecrübeye dair acı bir örnektir.

 
Aylardır Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’yi de bir ateş çemberine alabileceği tehlikesine dikkat çekiliyordu.

 
Bu köşeden Kobani’nin düşmesinin, Kürt’ler üzerinde yaratacağı olumsuz etkinin, birlikte yaşama isteğinden vazgeçme sürecini -duygusal kopuş- başlatabileceği yazılalı daha birkaç gün olmuştu.

 
Ancak henüz sağduyusunu yitirmemiş ve duygularını herhangi bir siyasi düşüncenin emrinde konumlandırmamış insanların bu konudaki iyi niyetli çabaları, ne yazık ki hak ettiği değerde yankı bulamadı.

 
Kobani’ye yardımı, Esad rejimini devirme odaklı müdahale şartına ve PYD politikasının Esad karşıtlığına evrilmesi koşuluna bağlayan Sayın Başbakanın açıklamaları, Kürtler üzerinde bir travmaya sebep oldu.

 
Kobani’de işler kötüye gitmeye ve umutlar tükenmeye başladıkça, Kürtler de tüm dünyada kitlesel eylemlere başlamıştı.

 
Ancak Türkiye’nin büyük kentleri ile Kürt nüfusun ağırlıkta olduğu Güney Doğu şehirlerindeki protesto eylemleri, bu tür havaları seven provakatörlerin de etkisiyle kısa sürede şiddet eylemlerine dönüştü.

 
Türk Bayrakları yakılmaya, Atatürk büstleri kırılmaya, işyerlerinde yağmalama ve polisle çatışmaya başlanıldı.

 
Ne Başbakan Yardımcısı Sayın Yalçın Akdoğan’ın; “Türkiye, Kobani’nin düşmesinden ve sınırında IŞİD gibi bir terör örgütünün bulunmasından kesinlikle memnuniyet duymaz”. açıklaması, ne de, Sayın Selahattin Demirtaş’ın; “Bayrak ve Atatürk büstünü yakanları kınıyorum. Bunlar batıdan doğuya destek gelmesin diye yapılan provokasyondur”. açıklamaları tansiyonun artmasını engelleyemedi.

 
Sayın Cumhurbaşkanı’nın bugün Gaziantep’te yaptığı “Kobani düştü düşecek” açıklaması henüz sıcaklığını korurken, Türkiye yangın yerine dönmüştü bile.

 
Bu süreçte geçilmemesi gereken eşik, etnik ya da mezhepsel bir karşı karşıya gelişin olmamasıdır.

 
Ancak zaman ilerledikçe bu yöndeki ürkütücü haberler de artarak gelmeye başladı.

 
Nefret söylemlerinin arttığı, bireysel savunma-saldırı isteklerinin ön plana çıkmaya başladığı görüldü.

 
Ülkenin bir kaos ortamına sürüklenmesi tehlikesi ne yazık ki yanı başımızda belirdi.

 
Olayların büyümesini önlemek için şimdilik Diyarbakır, Mardin, Van ve Siirt’in bazı ilçelerinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

 
Topluma barışçıl ve kapsayıcı mesajlar vermek için siyasi parti liderlerine en çok ihtiyaç duyulan bir ortamdayız ancak onlar da her nedense görünürlerde yoklar.

 
Tarihe tanıklık ettiğimiz günlerden geçiyoruz ve maalesef ülkemizde bir akıl tutulması yaşanıyor.

 
Toplumda hızlı bir ayrışma ve artan oranda nefret söylemi gelişiyor.

 
Hamasi söylemler insancıl duygulardan düşmancıl duygulara savuruyor insanları.

 
Masumiyet zalimleşiyor.

 
Ve Ortadoğu ateşi yaktığı kurbanlarıyla daha da büyüyerek yayılıyor.

 
Lütfen biraz daha empati ve sağduyu.

 
Ülkemiz aşkına.

 

 

Çağların IŞIK Twitter

 

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?