'Marmara'daki stres boşalmadı!'

'Marmara'daki stres boşalmadı!'
30 Temmuz 2013 14:18

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Gökçeada’nın kuzeyinde meydana gelen 5,3 büyüklüğündeki depremin, bölgedeki yerkabuğunun stresini boşalttığı öngörüsünün doğru olmadığını söyledi. Ersoy, aksine depremin bölgenin tektonik açıdan aktif olduğunu ortaya koyduğu uyarısında bulundu.

Yıldız Teknik Üniversitesi Basın Danışmanlığı’ndan yapılan açıklamada,

YTÜ
Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, sabah
saatlerinde Gökçeada’da meydana gelen 5,3 büyüklüğündeki depremle ilgili
değerledirmede bulundu. Ersoy, depremin Saros Körfezinin batısındaki
Kıyıköy yerleşim alanı yakınlarında meydana geldiğini belirtti.

Depremin
Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun en batısında oluştuğunun altını çizen Prof.
Dr. Şükrü Ersoy, “Bu bölgede Kuzey Anadolu fayı’nın saçılması, bir başka
deyişle kollara ayrılması sonucu orta kısım çökerek (biz buna jeolojik
olarak graben yapısı diyoruz) Saros körfezini oluşturmaktadır. Bu fay
zonunun güneyinde yeralan Gökçeada ise bu fay hareketleriyle yükselmiş
bir yükselim (biz buna jeolojik olarak horst yapısı diyoruz) alanıdır.
Morfolojisini fayların ve depremlerin yarattığı tektonizmaya borçlu olan
Gökçeada’nın kuzey kısmı bu yüzden daha sarp araziye sahip olup,
kıyıları aktif faylarla kesilmektedir. Söz konusu bu deprem kara
üzerindeki Tepeköy-Kuzu limanı arasındaki güncel fayların biri üzerinde
gerçekleşmiş olabilir. Ama bunun arazi gözlemleriyle denetlenmesi
gerekmektedir.”
dedi.

“AYNI BÖLGEDE İKİNCİ DEPREM”

Boğaziçi
Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün, 11
Ocak 2013 saat 02.30 sıralarında Gökçeada’nın 55 kilometre açıklarında,
yerin 9 kilometre altında 4,6 büyüklüğünde orta şiddette bir başka
deprem daha meydana geldiğini açıkladığını hatırlatan Şükrü Ersoy,
“Marmara Denizi’ni doğu batı yönü boyunca kesen Kuzey Anadolu Fayı,
batıda Çanakkale üzerinde karaya çıkar ve oradan Saros körfezine
uzanarak tekrar denizin altına girer. Tekirdağ çukurunu Saros çukuruna
bağlayan ve Gelibolu yarımadasını kabaca doğu batı yönünde kesen
Saroz-Gaziköy fayı en son 1912 yılında bir M=6.3, ikincisi M=7.5
büyüklüğünde deprem oluşturan faylar iki aşamalı olarak kırılmıştır.
Saroz-Gazipaşa fay zonu üzerinde, 1965’de M=5.6, 1975’de M=6.7, 1985’de
M=4.4 olmak 3 yakın tarihli deprem vardır. Gökçeada çevresinde 1354,
1744, 1875 tarihli başka depremler daha bulunmaktadır.”
ifadesini
kullandı.

“YERKABUĞUNUN STRESİ BOŞALMADI”

Bu
depremlerin 1912 Saros ile Tekirdağ Deniz Çukuru arasında kırılan Kuzey
Anadolu Fay Zonu’nun bölgeyi geçici bir süre için rahatlattığını ancak
fayın her iki ucunun olduğu bölgelere gerilim yüklediğini dile getiren
Ersoy, Gökçeada’da meydana gelen depremlerin bu gerilimin sonucu
oluştuğunu aktardı. Ersoy, “Teknik olarak beklenebilecek bir durumdur.
Bu depremler yer kabuğunu kırma sınırları içindedir. Bu deprem bu
bölgede yerkabuğunun stresini boşaltmamıştır. Tam aksine bu bölgenin
depremsellik açısından tektonik olarak aktif olduğunu göstermektedir.”