Ekrem İmamoğlu: Nasıl çalıştığımı gördükçe beni daha çok seveceksiniz

Ekrem İmamoğlu: Nasıl çalıştığımı gördükçe beni daha çok seveceksiniz
21 Nisan 2019 15:05

İstanbul’da milyonların beklediği miting için Ekrem İmamoğlu Maltepe’ye geldi. Ekrem İmamoğlu mitingde vatandaşlara seslendi.

 

 

İstanbul’da milyonların beklediği İstanbul’a Yeni Bir Başlangıç Mitingi için Ekrem İmamoğlu Maltepe’ye geldi.

 

Maltepe’de İstiklal Marşı okunmasının ve saygı duruşunda bulunulmasının ardından dualar okundu.

 

Ekrem İmamoğlu miting platformunda ailesi ile birlikte dualara eşlik etti.

 

Ekrem İmamoğlu’nun açıklamasının satır başları:

 

Sevgili İstanbullular, hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler çocuklar, bebekler, dünyanın en güzel şehrinin çok değerli sakinleri, bu şehrin güzelliklerini yaşamaya, bu şehrin nimetlerinden yararlanmaya en çok hakkı olanlar, İstanbul’un gerçek sahipleri, benim güzel hemşerilerim hepiniz hoşgeldiniz.

 

İstanbul’a yeni bir başlangıca adım atarken gelecek güzel günleri hep birlikte karşılayalım istedim. Bir bayrama gider gibi el ele kol kola olalım. Umudumuzu, mutluluğumuzu hep birlikte paylaşalım istedim. Beni kırmadınız, İstanbul’un her tarafından buraya geldiniz. Hepinize çok teşekkür ediyorum.

 

Bugün burada bir sevinci paylaşıyoruz ama ne yazık ki bir yanımız keder dolu. Irak sınırında devam eden operasyonlarda şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Hepimizin başı sağolsun. Gelin lanetleyelim. Allah’ım milletimizi terör örgütlerinden her daim korusun. Birliğimiz, bütünlüğümüz daim olsun. Bir millet sevinçte ve kederde ortak olabiliyorsa millettir. Vatandaşların bir bölümünün sevinci, başka vatandaşların gönlünü kırıyorsa orada bir sorun var demektir. Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın. Hiçbir seçim vatandaşlar arasındaki gönül köprülerini yıkmamalıdır. Bunu sağlama görevi de öncelikle siyasetçilerindir. Seçimlerden sonra birlik, bütünlük, kardeşlik mesajları kolaydır. Zor olan, değerli olan seçimden önce de ağır ithamlardan, çirkin sözlerden, mesnetsiz iddialardan uzak durup siyaset yapabilmektir.

 

Rakibinize oy veren milyonları rencide etmek, onlara hakaret etmek, birtakım siyasi matematik hesaplar belki size seçimi kazandırabilir ama kazanılmış bir seçimi yalnız siz kazanmış olursunuz. O seçimden asla millet kazançlı çıkmaz.

 

O seçimi vatandaş kazanmış olmaz. Bir sözle kalpleri kırarsınız ama bin sözle kazanamazsınız. Ben seçimleri değil, sizlerin kalplerini kazanmaya geldim.

 

Sevgili İstanbullular, 31 Mart İstanbul Yerel Seçimleri tarihe geçmiştir. Bu seçimden herkesin ama özellikle de siyasetçilerin alacağı dersler vardır. Ben bu seçimden çıkan 3 temel dersi hatırlatmak istiyorum. Birincisi, siyaset her koşulda sevgi, saygı, centilmenlik içerisinde yapılmalıdır. Hem vatandaşlara hem de siyasi rakiplere karşı bu centilmenlikten asla vazgeçmedik vazgeçmeyeceğiz.

 

İkincisi, siyasetin temel amacı insanların mutluluğudur. Özellikle de şu güzel çocuklarımızın mutluluğudur. Siyaseti öncelikle bu sorumlulukla düşünmeliyiz. Üçüncüsü, herkesin dünya görüşü farklı olabilir ama bunları yarıştırmanın bunları çatıştırmanın asla ama asla adı siyaset değildir.

 

Siyaset, kendi değerlerinden, kendi dünya görüşünden, inancından yola çıkarak neyi, nasıl yaptığınla hangi sorunlara nasıl çözümler ürettiğinle ilgili bir şeydir. Bu dersi hiç kimse unutmasın. Siyaset her şeyden çok çözüm üretme işidir.

 

31 Mart seçimlerinden bu dersi çıkartmayanlar bundan sonra asla seçim kazanamazlar demeyeceğim. Olabilir, elbette onlar da kazanabilirler ama 31 Mart seçimlerinde bu dersleri almamış olanlar bundan sonra seçim kazansa da sonuçta kazanan asla milletimiz olmayacak, vatandaşımız olmayacak. Bu dersleri yalnızca başkaları için yerine getirmiyorum. Benim de eksiğim, yanlışım, zaafiyetim olabilir. Mutlaka düzeltmeye, çok daha kaliteli siyaset yapmaya gayret edeceğim. Hepinizin huzurunda söz veriyorum.

 

İstanbul’da yeni bir başlangıca hep birlikte imza atacaksak eğer, öncelikle siyaset anlayışını hep birlikte değiştirmek zorundayız. Yeni nesil bir siyaseti, siyasetin en yenisini bu şehre, bu ülkeye hep birlikte hakim kılmalıyız. Hakim kılmak zorundayız.

 

31 Mart yeni nesil siyaset anlayışının halkta nasıl büyük bir karşılığı olduğunu göstermiştir. Ben, bu anlayıştan ayrılmadan iş yapmaya, çözüm üretmeye devam edeceğim. Sizi, bu 16 milyon şehrin her ferdine söz veriyorum.

 

Biliyorsunuz, 31 Mart İstanbul seçimlerinin oy sayma işlemi tam 17 gün sürdü. 17 günde yaşananlar hakkında çok şey yazılacak biliyorum.

 

 

Ben bugün itibariyle hepsini bir kenara bırakmış ve işime, tüm İstanbullulara hizmet sorumluluğuna odaklanmış durumdayım. Şurası şok iyi anlaşılmalıdır: 17 gün boyunca yaşanan ve kısmen bugün hala devam eden gelişmeler bizi milletce demokrasi sınavından geçirmiştir.  Büyük bir mutluluk ve gururla ifade ediyorum milletimiz bu demokrasi sınavını başarıyla vermiştir. Bu muhteşem millet demokratik olgunluğunu bir kez daha kanıtlamıştır.

Hiç kimse unutmasın bu ülkede millet ne derse o olur. Ülkede son sözü millet söyler. 23 Nisan 1923’ten bu güne gerçek sözü millet söyler. 23 Nisan 1923’ten bu güne  son sözü millet söylemiştir.

Ülkenin birliği, çocuklarımızın geleceği için bugün, yarın daima, son sözü millet söyleyecektir. Herkes bunu bilmeli ve milletin sözünü emir kabul edebilmeli, içine sindirebilmelidir. 23 Nisan 1920’den günümüze aldığımız terbiye budur. Bu vesileyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyorum.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!

Kampanyam boyunca söz verdiğim gibi İstanbul’da sadece dini bayramlarda değil milli bayramlarda da toplu taşıma ücretsiz olacak. Bu uygulamaya en kısa zamanda bağlayacağımızı müjdeliyorum.

Ben İstanbul’a yeni bir bağlangıç vaat ederek buraya geldim.

Yeni bir başlangıcı şu 5 temel alanda sağlayacağımız anlayış farklılıklarıyla mümkün olacak.
1- İstanbul’da yeni nesil siyaset anlayışı hakim olacak
2- İstanbul’da yeni nesil belediyecilik anlayışı hakim olacak.
3-İstanbul’da yeni nesil yerel demokrasi anlayışı hakim olacak.
4-İstanbul’da yeni nesil toplumsal anlayışı hakim olacak.
5-İstanbul’da yeni nesil yurttaşlık anlayışı hakim olacak.

Bu 5 temel felsefeyi biraz daha açmak istiyorum.Yeni nesil siyaset anlayışından ne anladığımı adaylığım süresince ortaya koydum. Vatandaşlar arasında engeller koyan siyasetçilerin devri kapanmıştır.
Vatandaşa kibirle yaklaşan. vatandaşa karşı sevgisiz, saygısız siyasetçilerin devri kapanmıştır. Siyasetçiler yöneticileri ülkenin hizmetkarlarınız. Yönetirken her zaman hukukun üstünlüğünü kabul edeceğim.

Kanunları, kurumları ve kuralları kendi amaçları uğruna eğip büken, kendisi için iyi olanı herkese dayatan bir yönetici olmayacağım.

Başta Anayasa ve kanunlar olmak üzere hukukun temel ve evrensel hükümlerinin kamu eliyle eğilip bükülmesine izin vermeyeceğim. Kamu otoritesi karşısında vatandaşın güçsüz korumasız kalmasından yararlanmalarına karşı çıkacağım. Yöneticilik hak ve imkanlarından yararlanarak milli ve manevi değerleri istismar etmeyeceğim.
Kimsenin kalbini kırmayacağım.
Kimsenin kalbinin ve gururunun kırılmasına müsaade etmeyeceğim. Bu ülkenin kurucu değerlerine bağlı kalacağım. Bütün bunlar yöneticilik ahlakının, vatandaşlık bilincinin doğal bir gereği olarak yapacağım.

Yeni nesil bir siyasetçi olarak korkudan değil sevgiden yana olacağım. Bölerek, ayrıştırarak değil kucaklayarak ve birleştirerek hizmet edeceğim. 2 kutuplu dünyada yetişmiş eski nesil siyasetçiler gibi korkutarak herkesten şüphe ederek değil herkesi yanyana getirerek hizmet edeceğim.

İkinci olarak İstanbul’da yeni nesil belediyecilik anlayışı hakim olacak Bu aziz şehirde kente özen gösteren insana saygı duyan bir belediyecilik hakim olacak. Yeni nesil belediyecilik anlayışı ile birlikte yerel yönetimin ne yaptığı kadar, nasıl yaptığı da önem kazanacak. Ben yaptım oldu anlayışı son bulacak. Danışarak, tartışarak, ortak sese ve ortak akla kulak vererek kararlar vereceğiz. Yapbozlara, yeşili yok eden, insan sağlığını ihmal eden tüm uygulamalara son vereceğiz. Bu şehrin nimetlerini asla ganimet sananlardan olmayacağız.
Bu şehirde yeniden akıl. mantık, bilim, sanat, kültür yükselecek. Üretim ve yaratıcılık, eğitim, istihdam, ekonomi ve teknoloji, yükselecek.

Devasa görünen bütçeli ama gayri insani projelere değil insanlarımızın mutluluğuna, refahına huzuruna odaklanacağım.

Yeni nesil belediyecilik anlayışıyla, bilişim teknolojilerinin en ileri örnekleri, insan olmanın onuru ve saygınlığını korumak, insani gelişmişliği yaşam kalitesini artırmak için kullanılacak.

Kimseyi dışlamadan demokratik yollarla hepimizin ortak çıkarları için bu kentin değişmez kurallarına karar vereceğiz. O kurallara hep birlikte karar vereceğiz. İkna olacağız ve uzun yıllar severek isteyerek hepimiz uyacağız. Yeşile, meydanlara, kent mimarisine, ketsel planlamaya dikkat edeceğiz, trafiğe odaklanacağız.
Nefes alan kentsel alanlar, yeşil kuşakları geliştireceğiz. Bu şehirde yaşayan canlıların, sokak hayvanlarının haklarına saygı göstereceğiz. Bizim belediyeciliğimiz aynı zamanda hesap veren, şeffaf bir belediyecilik olacak.

Vatandaşın tek bir kuruşunu israf etmeden, oraya buraya hesapsızca saçmadan yandaşa, yolda peşkeş çekmeden bir emin yönetici hassasiyeti ile harcayacağız.

Kılıçdaroğlu hepinize selamlarını iletiyor. Bunlar talimat almış kişilerdir. Bu sefer sevgi, saygı kazanacak. Hepimiz sırt sırta vereceğiz. Yurtta sulh, cihanda sulh.

Nasıl çalıştığımı gördükçe beni daha çok seveceksiniz.

 

 

 

”ATATÜRK VE ONUN ÇİZDİĞİ HADEFLERDEN ASLA VAZGEÇMEYİN”

– Vatandaşa karşı mahcubiyet duygusunu yitirmemiş, gururdan, kibirden uzak yöneticilerin görev yapacağı bir İstanbul ve Türkiye için, asla vazgeçmeyin. Türkiye’nin yeni normalinin demokrasi, barış, birlik ve kardeşlik olması için, omuz omuza vermekten, mücadele etmekten asla vazgeçmeyin. Bir seçimi, bir işi, bir pozisyonu kazansanız da kaybetseniz de aldırmayın. Siz, iyinin ve haklının yanında olmaktan asla vazgeçmeyin. Ve tabii, sizlerden aldığı güçle, İstanbul için heyecanla çalışmakta olan beni izlemekten, beni denetlemekten, beni eleştirmekten, bana yol göstermekten asla vazgeçmeyin. Bu ülkenin kurucu değerlerinden, Cumhuriyetten ve demokrasiden, Mustafa Kemal Atatürk ve onun çizdiği hedeflerden asla vazgeçmeyin. Ben vazgeçmeyeceğim. Vazgeçmeyeceğiz. Hadi hep birlikte haykıralım: Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın demokrasi. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.

”YURTTA SULH CİHANDA SULH PRENSİBİNDE ÇOK İDDİALIYIZ”

– Bu güzel duygularla Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını size getiriyorum. Bugün talihsiz bir olay yaşadı ama kendisi çok iyi. Güler yüzlü bir şekilde sizleri sevgiyle, saygıyla selamladı. Bu hareketleri yapanlar, vatandaşlarımız değil, onlar talimat almış kişilerdir. Benim vatandaşlarım böyle bir şey yapmaz. Göreceksiniz bu sefer, sevgi ve saygı kazanacak. Şunu bilin ki, hep birlikte olursak, sırt sırta verirsek çok iddialıyız. Yurtta sulh, cihanda sulh prensibinde çok iddialıyız. İstanbul’daki barış iddiası, yakın coğrafyamıza, Avrupa’ya ve dünyaya en etkili mesajdır. Bu eşsiz kenti, tarihsel özünü muhafaza ederek, evrensel değerlerin ve insanlığın ortak kültürünün gelişimine çok değerli katkılar sunan bir “dünya başkenti” haline getirmeye kararlıyım. Açığa çıkması için gerekli koşullar sağlandığında, İstanbul’un o eşsiz, o harika enerjisinin bütün dünyaya iyi geleceğine eminim. Bu hedefler için yol arkadaşlığınıza talibim. Bu şehrin yüreği büyük çocuklarımızın yol arkadaşlığına talibim. Bu şehrin geleceği pırıl pırıl gençlerimizin Ekrem Abisi olmaya, yol arkadaşlığına talibim. Bu şehrin aydınlık yüzü kadınlarının, yol arkadaşlığına talibim. Bu şehrin sanatçılarının, aydınlarının, girişimcilerinin, emekçilerinin, emeklilerinin yol arkadaşlığına talibim. Her yaştan ve her inanıştan hemşehrilerimin yol arkadaşlığına talibim. Var mısınız? Tökezlesek bile yeniden ayağa kalkmaya, birbirimizin elinden tutup ayağa kaldırmaya var mısınız?

”ALLAH BOYNUMU EĞDİRMESİN”

– Seçim kampanyama başlarken, “Beni tanıdıkça çok seveceksiniz demiştim. Şimdi çok daha fazlasını söylüyorum. Şimdi diyorum ki, “Nasıl çalıştığımı gördükçe beni daha da çok seveceksiniz.” Allah utandırmasın. Allah, sözlerimin ağırlığı altında boynumu eğdirmesin. Sözlerime son verirken, bu pazar günü şehrin her bir ilçesinden buraya geldiğiniz için… Farklı siyasi düşünceden olsanız bile beni bugün burada desteklediğiniz için… Hatta ülkemizin dört bir yanından beni onurlandırdığınız için… Sizlere minnettar olduğumu bir kez daha dile getirmek istiyorum. Teşekkürler İstanbul. Teşekkürler Türkiye. Hepinizi çok seviyorum. Hepinizi kucaklıyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla muhabbetle selamlıyorum.