Kuzey Irak’ta yapılacak Kürt referandumu ve Türkiye’yi bekleyen büyük tehlike

Kuzey Irak’ta yapılacak Kürt referandumu ve Türkiye’yi bekleyen büyük tehlike
11 Eylül 2017 08:22

Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Barzani’nin partisi olan Kürdistan Demokrat Partisi’nin(KDP) aldığı kararla bölgede bağımsızlık referandumuna gidilmesi Türkiye için son derece vahim bir gelişmedir ve Hükümet tarafından aldırışsız bir şekilde izlenmektedir.

 

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

 

Bu vahim olay Hükümetçe bıyıkaltı gülümsenerek pasifçe izlenmesinin nedenini yazacağım ama öncelikle Kuzey Irak’ın bilhassa Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil coğrafyasının katıksız Türk yurdu olduğunu yani binli yıllarda Türk kanı dökülerek alındığını öncelikle kaydetmeliyim.

 

 

Bu coğrafya daha Büyük Türk Sultanı Alparslan Anadolu’nun kapısını 1076’da Türklere Malazgirt’te açmadan önce Türkler tarafından fethedilmiş ve gerçekten bir Erzurum, bir Elazığ, bir Şanlıurfa, bir İzmir, bir Sivas, bir Karadeniz vilayetleri vs. gibi önceden büyük çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Türk yurdu yapılmıştı.

 

 

Öyle ki 1055-156 yıllarında Kuzey Irak’ta ki bu Türk yurdu Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlanmıştı ve o tarihlerden beri bin yıldır da Türklüğünü korumuştur.

 

 

Ancak ABD eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ”Ortadoğu bölgesinde Türkiye dahil 22 ülkenin sınırları değişecek…” ifadesinden sonra Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil vs. gibi Türk yurtlarında demografik yapıyla hızla oynanmaya başlandı ve bu çerçevede bu coğrafyadaki Türkler seri bir şekilde Kürtlere katlettirildiği gibi yoğun bir şekilde Kürt nüfusu yerleştirildi ve bu acı olaylar tüm hızıyla devam etmektedir.

 

 

Bu Türk coğrafyasında Türklerin nüfus çoğunluğu yüzde 80’ler civarındaydı ama yaklaşık 20 yıldır sistemli soykırım ve sürgün mekanizması ile bugün yüzde 40’lar seviyesine inmiştir ve her geçen günde inmeğe devam etmektedir.

 

 

Ayrıca bu Türk yurdunda tapu dairelerindeki Türklere ait tüm tapu sicil kayıtları yakılıp yok edilmiştir.

 

 

Çünkü bunların hepsi Kürt referandumuna giden ön hazırlıklardı.

 

 

Türkiye’de hükümetler uyumuş ve böyle bir felaket noktasına gelmiştir iş.

 

 

Neden felaket?

 

 

Kuzey Irak’ta elden giden Türk yurduna mı yanasın yoksa 25 Eylül’de yapılması planlanan referandumla Türkiye’nin bölünüp parçalanmasına giden yola mı?

 

 

Bakın neden?

 

 

Barzani’nin KDP’si yaptığı referandum propagandasında içinde Güneydoğu Anadolu’nun da bulunduğu Kuzey Irak ki, yukarıda bahsettiğim gibi önemli bir kısmı özbeöz Türk yurdu haritaya Kürdistan yazısı ile birlikte ”evet” mührünü basmış vaziyette propaganda yapıyor.

 

 

Böyle bir propaganda Peşmergelerin ve liderleri Barzani’nin niyetini çok açık olarak göstermektedir.

 

 

Propaganda sadece güya birleştirilmiş sözde Kürdistan’ı değil çok anlamlı olan başka bir enstrüman daha kullanmaktadır.

 

 

Nedir bu enstrüman?

 

 

AKP’nin Rabia sembolü olan ve tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek dil maksatlarını ifade eden benzer bir sembolü aynı anlamlarla kullanmasıdır.

 

 

Aslında bu sembolle AKP’ye bir mesaj gönderiyorlar.

 

 

O mesaj şu: ”Biz Bağımsız Kürdistan olduktan sonra Türkiye’ye bağlı federe devlet olmak istiyoruz.”

 

 

Emperyalist ağaları Kürtlere bu doğrultuda talimat vermiş.

 

 

Önce Türkiye’ye federal Kürt Devleti olarak bağlanacaksınız, daha sonra Güneydoğu Anadolu’yu da içine alacak şekilde yeni bir referanduma gidilecek ve böylece bağımsız Büyük Kürdistan Devleti kurulmuş olacak.

 

 

Bizimkiler buna yanaşır mı?

 

 

Osmanlıcılık hayaliyle yanıp tutuşan bizim yöneticilerimiz buna dünden hazırlar.

 

 

Halbuki bu plan Condoleezza Rice’nin söylediği Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek ABD planı çerçevesinde uygulamaya konulan sinsi bir oyundan başka bir şey değildir.

 

 

Bu bağlamda herkesin başını iki elinin arasına alarak düşünmesinde vicdani ve vatan sevgisi sorumluluğu vardır.

 

 

Ayrıca bu referanduma karşı Türkiye eğer kaldıysa büyük devlet olmanın sorumluluğunu yerine getirmelidir.

 

 

Önce Türk yurduna ve dünyanın her tarafındaki soydaşlarımıza sahip çıkmalıyız, hiçbir Müslüman ülkenin sesi çıkmazken orda burada ezilen Müslümanlar için sözde kabadayılığa soyunmamalıyız.

 

 

Şunu katiyetle belirtmeliyiz ki, sözde Kürt referandumu Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü çok yakından ilgilendirmektedir ve gereken adımlar kararlılıkla atılmalıdır.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!