Kütüphane Kıtlığı

Kütüphane Kıtlığı
27 Kasım 2011 11:10

İyi Pazarlar sevgili Halkın Habercisi okurları .Bugün sizi geçen sene dikkatimi çeken bir köşe yazısıyla buluşturacağım.Kültür ve sanatın duayenlerinden, usta kalem olarak nitelendirdiğim Hürriyet'in aydınlık ruhlu yazarı ve kültür adamı Doğan Hızlan geçen yıl köşesinde çok önemli bir konuya yer vermişti.Tabi benimde son derece önemsediğim,üzerinde çözüm duygularıyla yoğunlaşıp,çalıştığım bir konu olunca,aktardıklarını kendimce yeniden mercek altına almak istedim.Ne zamandır bu yazımı sizlerle paylaşmak istiyordum.Kısmet bugüneymiş…

İyi Pazarlar sevgili Halkın Habercisi okurları .Bugün sizi geçen sene dikkatimi çeken  bir köşe yazısıyla buluşturacağım.Kültür ve sanatın duayenlerinden, usta kalem olarak nitelendirdiğim Hürriyet'in aydınlık ruhlu yazarı ve kültür adamı Doğan Hızlan geçen yıl köşesinde çok önemli bir konuya yer vermişti.Tabi benimde son derece önemsediğim,üzerinde çözüm duygularıyla yoğunlaşıp,çalıştığım bir konu olunca,aktardıklarını kendimce yeniden mercek altına almak istedim.Ne zamandır bu yazımı sizlerle paylaşmak istiyordum.Kısmet bugüneymiş…



 
  Konuya kısaca ''Kütüphane Kıtlığı'' adını vermek öyle zannediyorum hiç de yanlış olmaz.Çünkü birazdan anlatacaklarım konunun adını ve anlamını fazlasıyla destekler nitelikte.50 yıldır Amerika'da doktorluk yapan bir Türk doktorun İstanbul'a geldiğinde  tüm detaylı araştırmalarına rağmen  Nişantaşı'nda bir kütüphane bulamadığını köşesine taşıyan Doğan Hızlan ''Bunca gelişmiş,lüks semtler diye tanımlanan semtlerin kitapsızlığı,hepimizin ortak derdi.Bence trilyonluk ,lüks semtlere bir kütüphane yapılması şartı konulmalı.Mahalle kitaplıkları projesi gerçekleştirilmeli.''diyordu.Üstatta tıpkı benim gibi Kültür alanlarındaki zafiyetlerden yakınıyordu.Hele ki İstanbul'da böyle bir durumun söz konusu olması daha da ilginç ve üzücüydü.



 
  Bu ve bunun gibi problemlerin giderilmesi için ne yapılabilir diye düşünüyorumda bu konuda özellikle yerel yönetimlere büyük görev düşüyor.Yerel yönetimlerdeki çözümsüzlük probleminin ise büyük bir kısmını halkımız meydana getiriyor,hem de desteklercesine!Maalesef sandığa giden halkımız yerel yönetimlere talip olan başkan adaylarını kültür ve sanat alanında yapacakları hamlelere göre değil,daha çok benim ''Ucuz,göz boyama'' olarak adlandırdığım projelere göre destekliyorlar.Sosyal belediyeciliğin daha doğrusu gerçek sosyal belediyeciliğin yurdumuzda son derece az olması,bu yönde bir rağbet olmadığı ve bu yüzdende ciddi  bir yozlaşma döneminin içinde olduğumuzu düşünmemek elde değil!



 
  Okuma fobisi olan,bunun yerine görsel öğeleri benimseyen,gazeteleri haberlerine ve yazarlarına göre değil sadece fotoğraf sayılarına,anlamsız polemik haberlerine göre değerlendiren ciddi bir halk kitlesi olduğundan dolayı; okuyan,düşünen,sorgulayan kitleler her zaman üvey evlat muamelesi görüyor ve  fikirleri önemsenmediği için izole oluyorlar.Dolayısıyla bilgi peşindeki insanlara tutup da her bilgiye acıktıklarında doymaları için kütüphane imkanı sağlamak kimi yönetimlere göre anlamsız gelirken yeşil alanların imara açılması,3. köprünün yapılması için 1 milyona yakın ağacın kesilmesi daha önemli geliyor.



 
  Bu gidişata ve yozlaşmaya dur demek için daha da önemlisi teknolojinin esiri olmamak için naçizane  fikrim isteklerimizi örgütlü bir biçimde yerel yönetimlere sunmak ve bunun yanında diğer etkili kurumlarında kapılarını aşındırmak.Kütüphanelerimizi istemek !



 
  Yeri geldiğinde ''medeniyetler beşiği'' diyerek övündüğümüz yurdumuz da yaşamanın hakkını vermek için tüm yetkilileri ve halkımızı bu kültür davasına davet ediyorum.    


Yazarın Son Yazıları:
Koalisyon öcü müdür yoksa uygarlık mıdır?
Çok seçenekli seçim
Ankara Sohbetleri 2- “Başka Kent Ankara” (Feridun Büyükyıldız)