Kürt sorununu kim çözer

Kürt sorununu kim çözer
9 Temmuz 2012 09:57

Uzun zamandır yanıtı aranan sorudur bu. Sokaktaki adamdan bilim adamına, siyasetçisine kadar herkesin bu soruya mutlaka bir karşılığı vardır. Buna karşın sorun yıllardır ortadadır ve çözüm şimdilik yoktur.

Konunun tarafları son haftalarda yeniden görüş beyan etmeye başladılar. Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “akıl adamlar” önerisi ile yola çıktı, Başbakanla görüştü. Bu yeni bir öneri değil. Daha önce bu öneriyi Abdullah Öcalan da yapmış, isim bile vermişti. Öcalan’nın “akil adamı” Finlandiya’nın eski Cumhurbaşkanı Marti Ahtisaari idi. Ahtisaari bu iş için 2010 Eylül’ünde ülkemize gelmiş görüşmeler yapmıştı bile. Murat Karayılan’ın dediğine göre Oslo görüşmeleri Finlandiya’nın eski Cumhurbaşkanı sayesinde yapıldı. Ahtisaarı’yı dünya kamuoyu Endonezya, Yugoslavya ve Bosna’yı bölüp parçalamasıyla tanıyor. Kendisine bu hizmetlerinden dolayı Nobel Barış Ödülü dahi verildi.

Ahtisaari yetmedi, Kemal Burkay’ı ısmarladık yurt dışından. Devlet yetkilileri karşıladı onu havaalanında. Otelini devlet ayarladı. Dört koruma tahsis ettik ona. Gelir gelmez iki bakanla görüştürdük onu. Hatta bakanlardan biri Kur’an hediye etti ona. O da bunları karşılıksız bırakmadı. Kanal bi kanal gezip AKP’nin ve Erdoğan’ın desteklenmesi gerektiğini anlattı.

Burkay’ın modası geçince devreye “Mecnunsuz” Leyla Zana sokuldu. Zana, “Silah Kürtlerin sigortasıdır” sözünü hiç dememiş gibi, barış elçisi rolünde Başbakanla görüştü. “Kürt sorununu Erdoğan çözer” dedi. Bu düşüncesi çok yandaş buldu.

Abdullah Öcalan’nın kardeşi Mehmet Öcalan: Sayın Başbakan istemesi halinde ki gücü vardır, sorunu çözebilir.

Şerafettin Elçi: Ben de bunu söylüyorum. Kürt sorununu Erdoğan çözer.

Murat Karayılan: Elbette ki bu devletin ve hükümetin başındaki Erdoğan, Kürt sorununu isterse çözebilir, ancak çözmesi için önce bir karar vermesi gerekmektedir.

Kadir Topbaş: Ben de Başbakanımızı 38-39 yıldır tanıyan biri olarak, Zana gibi düşünüyorum. Bu sorunu çözerse Başbakanımız çözer.

Bu söylenilenler çözer de çözmüyor anlamı da taşıyor ya o başka bir konu.

Bütün bunları Büyük Ortadoğu Projesinin Eşbaşkanı’nı kimlerin çare olarak gördüğünü anlatmak için alıntıladım.

 İlginç olan CHP Genel Başkanının tutumudur. O da çözüm adresi olarak BOP Eşbaşkanı olan Başbakanı görüyor olmalı ki  onunla görüşüyor ve yukarıdakilerle aynı çizgiye düşüyor. Burada bir terslik olduğunun farkına vardı da Celal Doğan ile Ali Özcan’ı görevlendirerek örgütlerle sorunun tartışılmasını istedi. Oysa Sayın Kılıçdaroğlu sorunu önce örgütlerde tartışmalı çıkan sonuca göre hareket etmeliydi.

Halen daha geç kalınmış da sayılmaz. 1989 yılında SHP’nin hazırlayıp kamuoyuna sunduğu “Kürt Raporu” güncellenirse sorunun kim tarafından nasıl çözüleceği anlaşılır. TBMM dışından “akil adam” aramak TBMM’de aklı başında adam yok gibi anlaşılır ki bu aynı zamanda Yüce Meclise saygısızlık, milletvekillerine de haksızlık anlamı taşır.

Çözüm Türk-Kürt kardeşliği üzerine kurulan ulusal birliğimiz için mi aranıyor, yoksa böl, parçala, yut diyen emperyalist güçler için mi?..

Akil adam arayışı aklı başında olmayanların işi olmalı, bizim değil.