‘Kürt sorunu’ yok ‘terör sorunu’ var; hodri meydan bay Erdoğan

‘Kürt sorunu’ yok ‘terör sorunu’ var; hodri meydan bay Erdoğan
13 Mart 2013 03:09

Kasım 2002’de AKP iktidar olduğunda terör tamamen durmuş ve şehit sayımız sıfırlanmıştı.
Bu, AKP’den önceki iktidarların ve BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan önceki başbakanların milli ve kararlı mücadelelerinin sonucu idi.


İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

ABD işbirlikçisi Tayyip Erdoğan Başbakan ve partisi AKP iktidar olunca, önceki hükümetler döneminde bıçak gibi kesilen terör birdenbire azmaya ve azmanlaşmaya başladı.

Bunun tek nedenini eveleyip gevelemeden söyleyeyim, Tayyip Erdoğan’ın çok bilinçli bir şekilde gayrı milli bir politika izlemesi ve içerisi hınçla dolu ”Türk karşıtı” olmasıdır.
RTE’nin Türk karşıtı olduğunu, onun konuşmalarından aklı başında ve vicdanı güçlü her insan anlar.

RTE’nin Türk karşıtlığına rağmen, diğer sayıca çok azınlıkta kalan etnik gruplar için adeta bir ırkçı deşiştirmelere gittiğini hepimiz biliyoruz.

Bunu nereden biliyoruz?
Ağzından bal damlarcasına on senedir, Türkiye’de 36 etnik grubun varlığından bahsediyor ki, bu tam bir yalan ve sanrı(vehim)dan ibarettir.

Bu ülkenin yüzde 90’ı Türkmen kökenlidir, geriye kalan yüzde 10’u diğer etnik kökenlere mensuptur; fakat bu yüzde 10’luk dilimin büyük çoğunluğu da kendisini Türk olarak kabul etmektedir.

Durum böyle olmasına rağmen, ABD işbirlikçisi ve BOP Eşbaşkanı RTE, Ağustos 2005’de Diyarbakır şehir meydanında yaptığı konuşmada gaflet ve dalalet ötesi bir niyetle ”Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak Kürt sorununu tanıyorum” dedikten sonra binlerce Türk oğlu Türk şehitin kanıyla durmuş olan PKK terörü, üzerine yüz binlerce ton benzin dökülmüş gibi tekrar alevlendi ve bugün ülke bölünme noktasına geldi.

Durduk yerde,”Küresel Efendiler”in tavsiyesiyle ”Kürt sorunu” lafını telaffuz ederek, olmayan bir sorunu hortlattı ve tekrar binlerce şehit kanının vatan topraklarına akmasına neden oldu.
Şunu herkes bilsin ki, toprağa düşen bu kınalı kuzuların vebali BOP Eşbaşkanı RTE’nin omuzlarındadır.

Tıpkı Suriye’de ölen 70 bin insanın kanından sorumlu olduğu gibi.
Çünkü, Suriye’de ölen mazlumların katillerini Türkiye’de besleyen, onlara barınak sağlayan,ceplerine harçlık koyan, Hükümet politikası olarak silah temin ettirilen, eğitilen ve tüm bunlardan sorumlu olan Tayyip Erdoğan’ın ta kendisidir.

Tüm bunların ve PKK terörü ile vatan toprağına düşen masum yavrularımızın hesabını elbette ki, çok uzak olmayan bir zamanda Türk Yargısı önünde verecektir ama Çamlıca tepesine dikmek istediği cami onu affedilmez cürmünün günahlarını Allah yanında silemeyecektir.
İlahi adaletin dünyada da tecelli ettiğine yürekten inanıyorum.

Bu ülkede Türkler ve Kürtler bin yıldır birlikte yaşıyorlar.
Kürtler her türlü özgürlüğe sahip; ancak provokatörler onu kışkırtmak istiyorlar.
Diyarbakır milletvekili Altan Tan, geçen gün seçim bölgesinde yaptığı konuşmada hak talebinde bulunuyor ve ”Alavere dalavere olursa külahları değişiriz” diyor.

Yahu Altan Efendi, sen hangi haktan bahsediyorsun, Kürtler zaten her türlü hakka sahipler.
Birde tehdit ediyorsun. Böyle şark kurnazlıklarına gitme, ancak cürmün kadar yer yakarsın.
Bak sana anımsatayım Altan Efendi, çok güçlü bir Türk Ordusu var; kara, hava,deniz kuvvetleri ve bunlara ait modern silahlarıyla birlikte.

Türk Ordusu’nun bir milyon askeri var; ihtiyat askeri ile birlikte en az beş milyon asker toplanır.
Bu ne kin ve intikam duygusu yahu.
Bu ülkede Kürt’ten başbakan da oldu, cumhurbaşkanı da oldu, bakanlarda oldu ki,şu anda bakanların çoğu Kürt.
İnsan Allah’dan korkar.
Kürt olduğunu bizzat söyleyen Turgut Özal bu ülkede hem başbakan hem de cumhurbaşkanı oldu.

Ara dönem başbakanlarından Ferit Melen Van’lı bir Kürt’tü.
Jandarma Genel Komutanı rahmetli Eşref Bitlis Paşa, gerçekten hem Bitlis’li hem de Kürt’tü.
Şimdi bu somut örneklerden hemen hükmümüzü veriyoruz ki, Türkiye’de bir Kürt sorunu yoktur;terör ve bölücülük sorunu vardır.

Şimdi ABD işbirlikçisi ve ”Küresel Güçler”‘in yakın çalışma arkadaşı Bay Erdoğan, çıkarmak istedikleri bölücü anayasa ile ilgili olarak ”Çıkaracağımız anayasayı muhalefet partilerinden kim isterse onlarla yaparız, CHP ve MHP yanaşmazsa BDP ile çıkarır ve oradan da halk oylamasına gideriz” diyor.

Vallahi ben milliyetçi duygularım ve tüm inancımla bu duaya amin diyorum.
Hani bir atasözümüz var ya ”Körün istediği iki göz, biri şaşı biri düz” misali.
Ey muhalefet, geçen günde yazdım; RTE size blöf yapıyor, sakın oyuna gelmeyin ve ”Hodri meydan” diyerek,seri katil Öcalan’ın istekleriyle yazılan bölücü anayasa ihanet masasından kalkın.

BDP ile hazırlayacağı bir anayasa metni ile halkın karşısına çıkacak AKP paramparça olacak ve Recep Erdoğan’da Türk Milleti’nden okkalı bir Osmanlı tokatı yiyerek siyasi mevta olacaktır.
BOP’un kıdemli Eşbaşkanı günlerdir CHP ve MHP’ye seslenerek, tehdit ederek ”Siz gelmezseniz, BDP ile bu anayasayı yaparız” yutturmaca sözlerine verilecek en güzel yanıt ‘‘Hodri meydan,çıkarda görelim” restidir.
Blöfün antidotu(Panzehir) resttir.

Bakın o zaman nasıl sıkışacak, hem de yataklara düşecek derecede sıkışacak Türk karşıtı,BOP Eşbaşkanı RTE.
Bu kendisi için,siyasal ecelinden önceki daha kısa sürede bitiş noktası olabilir.
Zaten RTE ümitsizlik girdabına düşmüş.

Üç gün önce Ümraniye Belediyesi yeni hizmet binasının açılışında yaptığı konuşmada ‘’Bu muhalefetin yalanlarına, iftiralarına, çarpıtmalarına prim vermeyin. Muhalefet 30 yıl boyunca teröre çözüm üretemedi, üretenleri de her zaman engelledi’’ dedi.
Yani kuyruklu yalan dedikleri bu olsa gerek.

Adam salladıkça sallıyor.
Nasıl olsa halkın unutma gibi bir hastalığı var, ne kadar atarsam o kadar yuttururum diye düşünüyor.
Yukarıda yazdım, bunun iktidarının başlangıcı olan Kasım 2002’ye geldiğimizde, terör tamamen sıfırlanmıştı.
Bu geldi terörü tekrar eskisinden de azgın bir şekilde hortlattı.
Art niyetli ve beceriksiz insanlar suçu her zaman başkasının üstüne atarlar.
Müflis bakkal veresiye defterini karıştırırmış sürekli olarak.

Yine aynı konuşmada ‘’Türkiye’nin sıkıntılarının önemli bir kısmı geçmişteki ayrımcı politikaların sonucudur. Bu ayrımcılıkla milleti küstürdüler. Vatandaşla devlet arasındaki güveni zedelediler. Bariyerler koydular. Bu ülkenin vatandaşlarını horlamak, ihmal etmek,unutmak suretiyle devletten soğuttular… Bunlar Sivas’ın ötesine söyleyecek söz bulamadılar…’’ sözlerini sarf ediyor ki, ağzı ile yakalandığının resmidir bu durum.

Muhalefet Sivas’ın ötesine gidemiyorsa bu senin ve iktidarının acziyetidir. Demek ki, ülkede can, mal, ırz emniyeti bıraktırmadın; terörizme teslim oldun.

Bu nasıl kafa ben anlayamıyorum, kendi kabahatlarını bile muhalefetin üstüne yüklüyorsun.
Diğer bir yalan geçmişte vatandaşla devlet arasına bariyer konulmuş, vatandaşlar horlanmış ve devletten soğutulmuş iddialarıdır.

Halbuki Cumhuriyet hükümetleri her alanda oralara yatırımlar yaptı, çocuklarını parasız okutup topluma kazandırmak için yüzlerce yatılı bölge okulları açtı.
İnsan birazcık utanır, yüzü kızarır.
Bugün geldiğimiz sonuç itibariyle her meslekten binlerce Kürt kökenli insanımız Merih’deki okullarda mı okudular?
GAP gibi Güneydoğu’nun kaderini değiştiren ulusal çaptaki bir proje herhalde bu yoksul milletin parası ile yapıldı.
Bunlar prototip örnekler.
Ama sen Bay Recep Erdoğan her konuşmanda olduğu gibi yine Güneydoğu’lu yurttaşlarımızı Devlet’e karşı dolduruyorsan.
Eğer kendini devlet adamı sayıyorsan ben de sana ‘’Kışkırtıcı konuşmak bir devlet adamına yakışmaz’’ diyorum.

Bu tür kışkırtıcı konuşmalar uygarlık dışı davranış şekline girer.
 
TÜRK VE TÜRKLÜK DÜŞMANLARINA FIRSAT VERMEYİN

Türk karşıtı ve Anadolu’dan Türklüğün bütün izlerini silmek isteyen Recep Erdoğan sayesinde, bu ülkede kendini başka ırktan göstermek moda oldu.
Bunun en temel nedeni, karakter yoksunu kişiliklerdeki çıkara dayalı aşağılık yalaka duygularıdır.
O kadar ki, sülalesinin seyr-ü seferi içinde genlerine en küçük bir şekilde başka etnik grubun geni sıçramışsa,sırf Tayyip’e yalakalık olsun ve buradan bir çıkar sağlamak için ben filan ırktanım diyor.

Bu düşük karakterliler var ya, iktidarda Türklüğü öne çıkaran bir başbakan olsa söyleyeceği söz ‘’Benim yedi sülalem Türk oğlu Türk’tür’’ diyecektir.
Böyle bir şeyin olması olası değil ve zaten gerekmez de.

Bugün geldiğimiz nokta itibariyle arı-duru bir ırk yoktur.
Ama çıkarcı yalakalar herşeyi istismar ettikleri gibi bunu da kullanırlar.
Birde bilinçli Türk düşmanları vardır ki, bunlar ancak hakaret dilinden anlar.
Bunlar sürekli olarak ırkçılığın ne melun bir şey olduğunu işlerler.
Tek gayeleri vardır bunların; o da Türklüğün önünü kesmek.

Ülkemiz de Tayip Erdoğan’a gelinceye kadar hiçbir devlet adamının ırkçılıktan bahsettiğine rastlamadım; çünkü ideolojik gruplar dışında ne devlet katında ne de halk katmanları arasında bu kavram kullanılmadığı gibi bilinç düzeyinde de değildi.
Tayip geldi, ırkçılık bilhassa Kürtçülük hortladı.

Irkçılık kavramıyla Türklüğü hedef alan herkes sözel olarak ağır bir biçimde yanıtını almalıdır.
Bunları böyle yıldıracağız.
Bunlar ağır sözden anlar.

DOĞU PERİNÇEK DÜŞÜNDÜĞÜNÜ YAPAN GERÇEK BİR DEVRİMCİ LİDERDİR

Geçen gün Sayın Doğu Perinçek’in kendince haklı nedenlerden dolayı AYDINLIK GAZETESİ genel yayın yönetmenini değiştirerek yerine Türkiye Gençlik Birliği Başkanı genç arkadaş İlker Yücel’i getirdi ki, bunu ancak devrimci kişiliği olan bir lider yapar.

Siyasetçilerin çoğunluğu istismar etme adına gençliğin öneminden bahseder ama bu gençleri önemli görevlere getirmezler.
Sadece parti işlerinde kullanırlar.
Doğu Perinçek konuşmuyor,sadece gereğini yapıyor.
Lider geçinenler, yapmadan önce konuşurlar.
Liderler yaptıktan sonar konuşurlar.
TGB’yi önemli bir konuma getiren İlker Yücel’in AYDINLIK gazetesini de belli bir seviyeye getireceğine inanıyorum.
Kendisine hayırlı olsun diyorum.

TGB’nin yeni genel başkanı Çağdaş Cengiz’ide kutluyor, başarılar diyorum.


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!