"Kürt Sorunu"  – 1

"Kürt Sorunu" – 1
15 Eylül 2011 10:12

''Siyasette Çözüm Odaklılığı''


  Isparta'da öğrenciyken Süleyman Demirel Üniversitesi'ne ait M. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi'nde 2010 yılının Mart ayında ''Siyasette Çözüm Odaklılığı'' konulu, AK Parti,CHP ve MHP Grup Başkanvekillerinin katıldığı konferans düzenlenmişti.


  Etkinlik programının CHP adına konuğu o zamanlar Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili olan Kemal Kılıçdaroğlu'ydu. Konferansı detaylı bir biçimde başka bir yazımda anlatacağım için  Kılıçdaroğlu'nun anlattıklarından konuyla bağlantılı ve önemli bulduğum bir bölümü aktarmak istiyorum.


  Söz Kılıçdaroğlu'nda : '' 1960'lı yıllara kadar Türkiye'de insanlar ırk,mezhep ve çeşitli farklılıklardan dolayı birbirine düşmeden,barış içinde yaşarken ; O yıllarda Amerika'da zenciler ve beyazlar ayrı yerlerde eğitim görüyordu.Ancak günümüze kadar geçen zaman diliminde dünyada çok şey değişti.Bugün biz, emperyalist güçlerin etkisiyle ırk ayrımından birbirimizi yerken, Amerika'da bir zenci Başbakan oldu.''  İşte Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri; Türkiye'nin son 50 yılda geldiği noktayı özetler nitelikteydi.


  Anlaşılan o ki:Demokrasiden uzaklaşmak,rejimi ülke bütününe yayamamak,anlatamamak haliyle barıştan,hoşgörüden de uzaklaşmayı beraberinde getirmiş.Etnik milliyetçilik almış başını gitmiş.Halk kitlelerinin oluşturduğu kutuplar doğurganlaşmış,sürekli yeni bir kutup doğurur olmuş…Gazeteleri takip edenler bilirler:Her gün yeni bir kutup aramıza katılıyor.Size ilginç bir örnek vermek isterim:Halkımız Kemalizm'i bile kutuplaştırmayı başarmış durumda! ''Milliyetçi Kemalist'',''Dindar (Müslüman) Kemalist'',var mı böyle bir şey ! Kemalist kimliğinin önüne etnik kimliğini , siyasal kimliğini ya da dinini eklemek olabilir mi?Bu farkında olmadan Atatürkçülüğe de zarar vermek demek değil midir!Biraz daha açacak olursam,bu tür ayrışmalar 12 Eylül döneminde dayatılan sözde Kemalizm ideolojisi ve Atatürkçülüğü Nazizm gibi göstererek halkı adeta Atatürk'e ve Cumhuriyete cephe aldıran yönetimin yaptığıyla benzeşmektedir.Zaten bir büyük hatada Atatürkçülük ve Kemalizm'in birebir  aynı, ideolojik bir kalıp olarak algılanmasıdır.(Gazetemizin yazarlarından Alper Ersaydı ''12 Eylül ve Atatürkçüler''adlı yazısında konunun bu bölümüne çok etkin bir şekilde değinmiştir.)


  Birbirimizi anlamak için empati yapmak,ussal yaklaşmak,sorgulamak ve ''iki düşünüp bir konuşmak'' bu yolda yine en büyük yardımcımız olacaktır diye düşünüyorum.Halk bir kurtarıcı beklemesin artık.O nedenle herkes kendi kapısının önünü süpürsün,demokratikleşmeye naçizane katkısını sunsun.

  Sağduyumuzu ve insan sevgimizi yitirmeden,dünyaya yeni gelen bireyleri de bu şekilde yetiştirerek yaşam sürmemiz artık şart olmuştur.Önümüzdeki süreç ve siyasi hava koşulları çetin ve çetrefillidir. Herkes barıştan,demokrasiden ve halktan yana tavrını net bir şekilde koymalıdır!


Yazarın Son Yazıları:
Koalisyon öcü müdür yoksa uygarlık mıdır?
Çok seçenekli seçim
Ankara Sohbetleri 2- “Başka Kent Ankara” (Feridun Büyükyıldız)