‘Kronik hastalık işten çıkarılma gerekçesi yapılıyor, ücretleri ödenmiyor’

‘Kronik hastalık işten çıkarılma gerekçesi yapılıyor, ücretleri ödenmiyor’
9 Haziran 2020 10:58

Koronavirüsten sonra normalleşme sürecinde işverenle çalışanlar arasında hasta-sağlıklı ayrımı yapmaya başladı. DİSK, çalışanlar arasında ayrımcılığın engellenmesi için bakanlığa yazı gönderecek.

 

 

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın haberine göre Koronavirüs nedeniyle işsiz sayısının 10 milyonu aşacağı tahmin edilirken birçok şirket kronik hastalığı olan çalışanlarını bundan sonraki süreçte işbaşı yaptırmama kararı aldı. 1 Haziran’dan itibaren normalleşme sürecine bağlı olarak kamuda kronik hastalığı olanların da bir bölümü işbaşı yaptı, ancak özel sektörde birçok firmanın aldığı kararla normalleşme olsa dahi kronik hastalığı, olan çalışanların kesinlikle işbaşı yaptırılmayacağı ortaya çıktı. Ulaşım sektöründe faaliyet gösteren büyük firmalardan biri çalışanlarına gönderdiği mesajda Covid-19 sebebiyle rahatsızlığı olan personele işbaşı yaptırılmayacağı talimatı verildiğine işaret ederek normalleşme sürecine bağlı olarak 8 Haziran’dan itibaren sağlıklı çalışanlarının ise ihtiyaç halinde işbaşı yaptırılacağını duyurdu.

Firma, kanser tedavisi görmüş, kalp krizi geçirmiş ya da kalp ameliyatı olmuş, akciğer hastalığı ya da organ nakli olan, akut koroner sendromu geçirmiş, şeker ve hipertansiyon hastası çalışanlarının kesinlikle işbaşı yaptırılmayacağına dikkat çekti.

 

 

BAKANLIĞA YAZI

 
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, kronik hastaların çalıştırılmadığı ve ücretlerinin düşürüldüğüyle ile ilgili üyelerinden ciddi şikâyetler aldıklarını söyledi. Kamuda çalışan kronik hastalarla ilgili bir düzenleme yapıldığını ancak özel sektörde çalışanlarla ilgili bir adım atılmadığını vurgulayan Çerkez-oğlu, “Kronik hasta çalışanlar bir taraftan işsizlikle yüz yüze bırakılıyor bir taraftan da ücretleri ödenmiyor. Kronik hasta çalışanlarla ilgili Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bir yazı göndereceğiz. Şu anda işyerlerindeki bilgileri toparlıyoruz. Kamuda herhangi bir ücret ya da hak kaybı olmadı. Aynı düzenlemenin özel sektör için de yapılmasını istiyoruz. Kronik hastaların hem iş akitlerinin hem de gelirlerinin korunması için adım atılmalı” dedi.

Çerkezoğlu, “Doktorlar da kime çalışır kime çalışmaz raporunu vereceklerini tam bilmiyorlar. Özel sektördeki gri alanların netleştirilmesi şart” diye konuştu.

 

 

AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE YIĞILMA

 

 

Cumhurbaşkanlığı tarafından geçen hafta yayınlanan 2020/8 Sayılı Genelge gereği, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan (Sağlık Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı hariç) 60 yaş ve üzerinde olanlar ile Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği kronik hastalığı bulunanlar Covid-19 süreci boyunca idari izinli sayılacaklar. Kronik hastalık durum belgesinin e-nabız sisteminden alınabileceğini bildiren bu yazıda, sistem üzerinden durum belgesi alamayanların hastalık raporları ile birlikte kayıtlı oldukları aile hekimine müracaat ederek durumu uygun görülenlere “Covid-19 idari izin” tanısı ile rapor düzenlenebileceği duyuruldu. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu yaptığı açıklamada, “Sağlık Bakanlığı alt yapısını hazırlamadan yeni bir karmaşanın önünü açmış ve aile hekimleri ile vatandaşları karşı karşıya getirmiştir. Aile hekimlerinden hasta programlarında olmayan bir ICD kodu üzerinden izin tanılı rapor verilmesi istenmektedir. E-nabız sistemini düzgün ve yeterli çalıştıramayan Sağlık Bakanlığı bu karışıklığı aile hekimleri aracılığı ile çözmek istemektedir.

Sistemin düzgün ve istenilen şekilde kurgulanamayışı, yüklenme nedeniyle giriş yapılamaması vatandaşların aile sağlığı merkezlerine akın etmelerine yol açmıştır. Hasta yoğunluğu olduğu bir süreçte aile sağlığı merkezlerinin kalabalıklığını, dolayısıyla bulaş riskini ve mevcut iş yükünü daha da artıran bu uygulama yaşanılan kaos nedeniyle aile hekimlerini aynı zamanda hedef haline getirmiştir. Tüm bu gelişmeler, istenilen bu raporun aile sağlığı merkezlerinden de alınamaması durumunda, meslektaşlarımıza karşı şiddet olarak yansıyacaktır, bundan büyük endişe duymaktayız” ifadelerine yer verdi.