Olay Erzurum’un bir köyünde geçiyor.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

 
Alalade bir köy üstelik de, siyasi olaylarla da hiç alakası olmamış olan bir köy.

 

 

 
Geçtiğimiz hafta o köye 2 kişi geliyor ve köyün sokaklarında dolaşmaya başlıyorlar.

 

 

 
Köyler zaten ufaktır bilirsiniz, hane sayısı azdır ve herkes herkesi, hangi evde kimin yaşadığını bilir.

 

 
Bu 2 kişi köyün yollarında hem dolaşıyor hem de karşılaştıkları köylülere, “Bu köyde FETÖ’cü var mı” diye soruyorlar.

 

 
Köylüler yok diyor ve bu iki kişi de epeyce bir dolaştıktan sonra geri dönüyorlar.

 

 
Bir hukuk devletinde böyle birşey olamaz.

 

 
Zira en basitinden sorunun sorulduğu köylü kızgın olduğu birisi için, “O FETÖ’cü” der.

 

 

 
Oysa alakası yoktur mesela.

 

 
Hukuk devletlerinde devletin görevidir terör örgütü üyelerini vs’yi bulmak.

 

 

 
Vatandaşlar polis, ihbarcı vs. olarak kullanılamaz.

 

 
Aşağılık işler bunlar.

 

 

 
Ben bunların sadece tarihe ait olaylar olarak kalmış olmasını dilerdim.

 

 

 
Örneğin, Avrupa’da kayak merkezlerinde çok bulundum.

 

 

 
Kayak ortamlarını sevmem o nedenle ben de hep civardaki Avrupalı köylülerle sohbet ederdim.

 

 
Onlar bana 2. Dünya savaşına dair çok şey anlatmıştı.

 

 
Köylere Gestapo’nun geldiğini, Yahudi var mı diye sorduğunu, köylülerin, bilhassa da mal varlığı çok olan Yahudilerin mallarına konmak için onları ihbar ettiğini ve o dönemde birçok Yahudinin malını üstlerine geçirdiklerini filan.

 

 

 
Bana bunları anlatan Avrupalı köylülerin vicdan azabı çektiğini görüyordum yüzlerinden, seslerinden, gözlerinden.

 

 

 
Yapanlar kendi aileleri idi zira.

 

 

 
Bizde bugün ihbar ettiğinin mal varlığına konma ihtimali yok (zaten bizde zengin köylü de yok), aranan şahıslar da etnik nedenle değil, devlete sızma nedeni ile aranıyorlar ama prensip itibari ile hedeflenen bir grubu bu şekilde aramak tamamen faşizan bir yöntem.

 

 

 
Hukuk devletleri tespitlerini kendileri yapar ve bulmada devletin kolluk güçlerini kullanırlar.

 

 

 
Bu konularda hiçbir ehliyeti olmayan vatandaşı polis olarak kullanmak ve muhbirliği teşvik ederek toplumun kirlenmesine neden olmak olamaz.

 

 

 
Üstelik dünyanın hiçbir zamanında ve hiçbir ülkesinde suça bulaşmış kişi sayısı aynı anda bu kadar çok olmaz.

 

 

 
Hem de, çok belli ki, bu arada muhalifler de aradan çıkarılıyor.

 

 
Meral Akşener bugün açıkladı daha, ki, sekreteri FETÖ mensubiyeti gerekçesi ile atılmış devletteki işinden ve Akşener sekreterinin FETÖ’cü olmadığını, ülkücü olduğunu temin ediyor.

 

 
Akşener sağdan gelen bir siyasetçi, neden FETÖ’cü olsun, sekreteri neden FETÖ’cü olsun?

 

 
Bunda zerre kadar mantık var mı?

 

 
Yok ama mesele siyasi muhalifleri de bu vesileyle aradan çıkarmak.

 

 
Ayrıca 11 milyar TL’lik bir mal varlığına el konmuş Türkiye’de, Hükümet açıkladı.

 

 
Bunlar çok sorunlu hadiseler, mahkemesiz, kanıtsız, hukuksuzca bu kadar el koyma olabilir mi Allah aşkına?

 

 
KADINI KOCASINDAN AYIRDILAR

 

 
Can Dündar’ın eşinin pasaportuna el konuldu önceki gün havalimanında.

 

 
Dilek Dündar’ın kendine ait bir dava yok.

 

 
Hükümetin derdi kocası Can Dündar ile.

 

 
Can Dündar Türkiye’de değil ve dönmeyeceğini açıkladı basına.

 

 
Bu durumda Dilek Dündar’ın pasaportuna el konması ne ifade ediyor eziyetten ve intikamdan başka, hiçbirşey.

 

 
Sadece Dilek Dündar kocasından ayrılmış olacak.

 

 
Başka da birşey geçmeyecek hükümetin eline.

 

 
Bir kadına eziyetten başka bir sonucu yok bu atraksiyonların.

 

 
Bu arada şunu söyleyeyim.

 

 
Türkiye o hale getirildi ki…

 

 
Bugün dünyada Katar, Arabistan ve ilkel Afrika devletleri dışında tüm ülkeler Türkiye’den gelip de, “Siyasi sığınma istiyorum” diyen herkese kucak açacak durumda.

 

 
Türkiye’nin adı öyle bir çıktı ki, herkes Türkiye’yi insanların zulme uğradığı ve hapse atıldığı bir ülke olarak görüyor.

 

 

 
Bu bir ülke için utançtır.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan