Korku dağları sardı! Kılıçdaroğlu gizlice Baykal’ı evinde ziyaret etti!

Korku dağları sardı! Kılıçdaroğlu gizlice Baykal’ı evinde ziyaret etti!
9 Kasım 2015 09:10

Çağdaş Ses’ten Ece Sevim Öztürk yazdı: Kılıçdaroğlu gizlice Baykal’ı evinde ziyaret etti!

 

İşte o yazı…

 

Kılıçdaroğlu’nun Baykal’ın evine neden “telaşlı bir şekilde giderek” ne teklif ettiğini ve CHP’nin genel başkan adaylarına ilişkin son kulisleri aktaracağım.

 

Ancak öncelikle olağan / olağanüstü kurultay tartışmalarına bir açıklık getireyim.

 

Cumhuriyet Halk Partisi, 7 Kasım genel seçimlerinin ardından 1 Kasım baskın seçimlerinde oyunu yalnızca binde 36 oranında arttırabildi.

 

Haliyle parti içerisinden yükselen muhalif sesler; “Başarısızsınız, istifa edin” şeklinde çıkmaya başladı.

 

Ancak partinin mevcut Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçimin öncesinde kurduğu “Başarının tek kriteri tek başına iktidar olmaktır” cümlesini unutmuş olacak ki, istifayı düşünmediği gibi, örgüte elle tutulur bir açıklama yapmayı bile tercih etmedi.

 

Bu durum da partide genel başkanlık sorununun ortaya çıktığını ve kadrolarda değişikliğe gidilmesi gerektiği tartışmalarını beraberinde getirdi.

 

42 İl Başkanı yönetimin başarısız olduğunu ilan ederek, olağanüstü kurultay için ilk önemli çağrıyı yaptı.

 

Meclis Başkanvekili’nin çalıştırmadığı Genel Kurul’da isyan eden Mahmut Tanal’ı susturmaya çalışınca, kendisinden “Esas sen sus, tombaladan vekil olmuşsun, beni susturamazsın” şeklinde azar işitmesiyle hafızalarda yer eden CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, kurultayın olağan mı yoksa olağanüstü mü yapılacağına ve ne zaman gerçekleşeceğine yönelik bir soru soran gazeteciye “Ha Aralık, ha ocak! Ne fark eder?” yanıtını verdi.

 

Çok şey fark eder.

 

Hemen söyleyeyim.

 

Erken seçim sebebiyle kongrelerini 2 Kasım’a erteleyen CHP yönetimi, seçimin ertesi gününden itibaren yeniden düğmeye basarak kongre takvimini başlattı.

 

Seçimden önce başlatılan ve yarım bırakılan mahalle kongrelerinin ardından, ilçe ve il kongreleri yapılarak yeni yönetimlerle birlikte yeni kurultay delegeleri de seçilmiş olacak.

 

GENEL MERKEZ MEVCUT KURULTAY DELEGELERİNE GÜVENMİYOR MU?

 

Kılıçdaroğlu ve MYK üyeleri hızlıca bu kongre süreçlerinin tamamlanmasını ve kurultaya yeni seçilen kurultay delegeleriyle katılmayı planlıyorlar.

 

6 seçim görüp, başarısız olan ve %25 bandını bir türlü aşamayan CHP yönetimi, Kılıçdaroğlu’na açık destek veren Kurultay delegelerine güvenmiyor olmalı ki, seçilmelerine “yardımcı” olmayı düşündükleri yeni delegelerle gitmek istiyor olsalar gerek.

 

KILIÇDAROĞLU ANCAK OLAĞAN KURULTAY’DA BAŞARILI OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR

 

Eğer ki; olağanüstü kurultay toplanırsa, mevcut kurultay delegelerin Kılıçdaroğlu’na daha önce verdikleri desteği vermeyeceklerini düşünüyorlar ki, haklılar.

 

Kılıçdaroğlu ve yönetimi başarısız olduklarını düşünmüyorlarsa, reformist dedikleri yönetimlerinin örgütte artık karşılığı olduğuna inanıyorlarsa “Haydi, toplayın kurultayı da görelim” demeleri gerekirdi.

 

Ancak diyemediler.

 

***

 

Gelelim genel başkan adaylarına…

 

KILIÇDAROĞLU DÜN GİZLİCE BAYKAL’IN EVİNE GİDİYOR

 

Öncelikle mevcut Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve Önceki Genel Başkan Deniz Baykal ile birlikte başlayalım.

 

Sıkı durun, çok sağlam bir kulis vereceğim size…

 

Dün Kılıçdaroğlu Deniz Baykal’ı evinde ziyaret ediyor. Üstelik yalnız da gitmiyor! Çok da ilginç isimler var yanında. Koltuğuna oturduğu Deniz Baykal’dan destek istiyor. Kılıçdaroğlu Baykal’a “Gelin, beraber olalım. ABD, AB, TÜSİAD ve Abdullah Gül bizimle, birkaç ay sonra ekonomik krizle beraber AKP’den kopmalar olacak zaten” diyerek ilginç bir işbirliği öneriyor.

 

Deniz Baykal, Kılıçdaroğlu’na çok daha ilginç bir öneriyle cevap veriyor:

 

“Beni ağabey olarak bir süreliğine partinin başına getirin, ağabey formülünü birlikte işletelim” diyor. Bu şekilde izlenecek bir yöntemle CHP’yi toparlayabileceğini, aksi takdirde partinin bölüneceğini belirtiyor.

 

Konuya ilişkin gelişmeleri ayrıca yazacağım. Ancak şimdi diğer Genel Başkan adaylarına da hızlıca bir göz atalım…

 

***

 

Muharrem İnce:

 

Önceki Kurultay’da Kılıçdaroğlu ile yarışarak delegeden 415 oy alan Muharrem İnce, hala en güçlü alternatif olarak karşımıza çıkıyor.

 

İnce’nin “tek aday” olarak Kılıçdaroğlu’nun karşına çıkmak için çalışmalar yürüttüğü, delegenin büyük oranda da desteğini alabileceği öngörülüyor. Olağanüstü kurultay toplandığı takdirde, olağanüstü bir gelişme olmazsa CHP’nin yeni Genel Başkanı’nın İnce olacağını söylemek pek de hayalci olmaz yani.

 

İnce’nin çalışma arkadaşlarından Bolu Milletvekili Tanju Özcan, İstanbul’da İnce’nin kurmaylarıyla birlikte düzenlediği kahvaltının ardından ilk kez bir açıklama yaparak olağanüstü kurultayın toplanmasının “kaçınılmaz” olduğunu söyledi. Bu “kaçınılmaz” kelimesini küçümsememek gerek. Zira, “imza problemimiz yok” demenin başka bir göstergesi olarak okumakta yarar var.

 

***

 

Mustafa Balbay:

 

Adaylık için sinyal veren isimlerden İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın Genel Başkanlık için bir beklentisi olmadığı, mevcut adaylardan yönetim teklifi beklediği için böyle bir hamle yaptığı düşünülüyor.

 

Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla tanıdığımız İzmir İl Başkanı Bedri Serter, Balbay’ın açıklamalarının ardından, il yöneticilerinin de bulunduğu bir masada Balbay’ı arayarak; “Sen cezaevindeydin, kim senin yanındaydı? Kim seni milletvekili yaptı? Vefasızlık ediyorsun” dediğini duyduğum İzmir kulisleri, Serter’in bu konuşma sorulduğunda “Öyle bir arama yapmadım” dediğini de aktardı.

 

***

 

Umut Oran:

 

Umut Oran, vizyonuyla da duruşuyla da dikkat çeken CHP’lilerden. Kılıçdaroğlu “Aman Umut, ön seçime girmene gerek yok. Daha çok işimiz var seninle. Tabii ki milletvekili adayımızsın” dediği için ön seçime girmedi ve verilen söze rağmen listelerde yer bulamadı, malumunuz.

 

Seçimin ardından sert bir açıklama yaparak, genel başkanlık görevi verildiği takdirde buna hazır olduğunu söyledi.

 

Umut Oran’ın yakın çevresine “Genel Başkan kendisine yardım eden kim varsa onu yarı yolda bırakıyor. Bunun son kurbanı da ben oldum. AKP ve yandaşlar beni hedef alıp komplo kurdular ve Kemal Bey beni o kumpasın ortasına attı!” dediği söyleniyor.

 

***

 

İlhan Cihaner:

 

Parti içindeki sol kanadın bilinen isimlerinden olan İlhan Cihaner, AKP’nin getirdiği Suriye tezkeresine, CHP yönetimi destek vermesine rağmen karşı çıkarak dikkatleri üzerine çekti. Bu gerçekten önemli bir duruştu. Biz de gazetede Suriye tezkeresine neden hayır denilmesi gerektiğini uzun uzun anlattık. Ancak koalisyon hayallerinden olsa gerek, CHP yönetimi AKP ile böyle bir meselede karşı karşıya gelmeyi göze alamamıştı.

 

Ancak Cihaner’in bu tavrı o gün göstermesi ilginç geldi bana. Çünkü, hatırlarsanız, Kılıçdaroğlu “Sosyalistlerin CHP’ye oy verdiğini sanmıyorum” dediğinde, iyi bir sosyalist olduğunu bildiğimiz Cihaner’in dost meclisinde “Aramızda kalsın ama ben sosyalistlerin CHP’ye oy verdiğini düşünüyorum” dediğini duyuyordum. Vicdanlı bir isim Cihaner, vicdanıyla hareket ettiğini biliyorum, inanıyorum. Ancak Cihaner kesinlikle genel başkan adayı olmayacak. Öyle bir düşüncesi yok. Fakat… Grup Başkanvekilliği görevine talip olacağını en kısa sürede siz de benim gibi izleyerek göreceksiniz. Bu doğrultuda çalışmalara başladı bile.

 

Ömer Faruk Eminağaoğlu:

 

Kılıçdaroğlu’nun da söz verip, adaylaştırmadığı isimlerden o da; Umut Oran ve diğer ismini sayabileceğim pek çok eski milletvekili gibi. Ancak bunu hiç dillendirmedi, röportajda sorduğum zaman doğruladı sadece. Lütfen adayımız olun dediklerinde mesleğinden istifa ettiği için artık savcı değil. AKP’liler başaramamıştı mesela onu meslekten ihraç ettirmeyi ama Kılıçdaroğlu iyi bir tebrik almıştır AKP yönetiminden sanıyorum. Zira Eminağaoğlu Erdoğan’ın malvarlığındaki artışı ortaya çıkaran ve İBB’deki akbil yolsuzluğunu soruşturan savcıydı. Aday olması için kendisine çok fazla telefon gittiğini biliyorum. TBMM’de sendika kurucu başkanı olarak “HSYK’nın içi boşaltılıyor, 17-25 sümenaltı ediliyor bu yasayla” demek için gittiği komisyon toplantısında AKP’lilerden dayak yemişti, hatırlarsınız. CHP’nin mevcut Grup Başkanvekili Engin Altay’ın da AKP’lilerle birlikte tepkisini görmüş ve salondan atılmak istenmişti. CHP’nin ilke ve değerleri için söylemin ötesinde eyleme geçememesi karşısında, ilke ve değerlerinden uzaklaşan Kılıçdaroğlu’nun ve yönetiminin görevden kesinlikle ayrılması gerektiğini düşünüyor ama “yeni genel başkan kim olmalı” tartışmasını doğru bulmuyor; “Ben değil, biz” diyor yani. Sürecin Eminağaoğlu ve kurmayları tarafından nasıl şekillendirileceğini de izleyerek göreceğiz gibi duruyor.